4:"Gguk bir yerine bir şey olmadı ya!"

12 3 37
                                    

Arkadaşlar bu Tae ile Gguk 1 ay kadar daha birlikte olmuş olsun, şimdi onu yazmaya üşendim kb cnlrm. Ayrıca yazarak da uzatmak istedim çünkü gündelik hayatlarına devam edip arada buluşup, konuşuyoardı.

Onu götürmek istediğim yer annem ile biricik kız kardeşimin mezarıydı. Onları görünce tepkisi ne olacak, beni deli diye yargılayacak mı, benimle dalga geçip oradan ayrılacak mı yoksa beni anlayıp onlarla konuşacak mı merak ediyordum.

Yola çıktık. Beni bir eve getirdi fakat öyle böyle bir ev değildi. Sanki saraydı. Evet biraz abarttım ama neyse. Arkadaki bahçeye dalmıştım. Çeşit çeşit çiçek vardı. Ama en sevmediğim çiçek orada öylece sanki 'bir şey yapmadım' dercesine dikiliyordu. O çiçek anemon çiçeğiydi. Evet sevmiyordum, hatta mor rengini taşıyan hiçbir çiçeği sevmiyordum. Çünkü onlar her zaman annemin, kardeşimin ve benim üzerimde gezerdi. Sonra ani bir hareketle Tae beni kendine çevirmişti. Karnım anlık olarak kasıldı. Fakat geçmek bilmedi. Taksiye binip mezara gittik. Orada aileme (babamı ailemden saymıyorum) Tae'yi anlatıyordum:

"O-olur... Anne, Ji-woon sizleri, sizden sonra en değer verdiğim insanla yani Kim Taehyung ile tanıştırmak istiyorum. O da sizin gibi sevecen, gülüşü sıcak ve güzel, içimi ısıtan bir görünüşü var. Kişiliği görünüşünden daha saf ve temiz. Kişiliği bir karıncayı incitmeyecek kadar narin, sevdiği kişiye canını verecek kadar cesur, sevdiğinin canı yanınca ortalığı birbirine katacak kadar hırslı. Kişiliğinde kötü bir şey yok emin olun. Banada zarar gelmeyecek, o babam gibi değil anne, o babam gibi bana vurmaz. O babam gibi değil Ji-woon, o babam gibi eleştirip bağırmaz bana. Kötü tek alışkanlığı var.sigara içmek ama onu da bıraktıracağım merak etmeyin. Ne kötü alışkanlığı ne de düşüncesi var onun. Çok iyi birisi... Ben de emin ellerde olacağım merak etmeyin. Sizi seviyorum. Şimdi Taehyung ile konuşabilirsiniz."

Onun için söylediğim her sözde ciddiydim. Aslında onlara Tae'nin dış görünüşünü daha önce hiç anlatmamıştım. Şu anda nedenini sorguluyorum, neden onu ailemden kıskandım? Ama kıskanılmayacak gibi de değildi.

Siyahın, bal renginin içinde kaybolduğu irisleri, soluk ama bu o kadar da kiraz rengi dudakları, alnına düşen o güzel, yumuşacık saçları, esmer teni, hırıltılı, boğuk ve kalın sesi, kıvrımlı ve biçimli burnu, burnundaki zarif beni... Aağh, benim için imkansızdı o. Çünkü mükemmeldi o. Benim için fazla mükemmeldi o. Beni sevemeyeceğini bildiğim halde ona bağlanıyordum. Ona bağlanmak bana iyi gelmiyordu.

*****

1 ay önce onu ailemin yanına götürdüm ve konuşturdum. Emindim o zamandan da ona değer vereceğimden, bağlanacağımdan. Öyle de olmuştu. Onu size romanlar bile yazsam anlatamam. Zaten anlatmak da istemem. Kıskanırım onu. Onunla olduğum süre boyunca kalbim yerinden fırlamış, nefesim kesilip göğüs kafesimi kırmışlar gibi hissediyordum. İnsanlar normal bir şekilde bile baksa hemen koluna girip gülerdim. İnsanlar onun benim olduğunu zannetsin diye yapardım bunu. Onu çok seviyordum. Bugün ise beni evimden almaya gelecekti. Beni bir yere götüreceğini söylemişti. Giyinme tarzım hakkında bir şey söylemedi ben ise gayriresmi bir şekilde giyindim. Kapım çaldı, ama ben daha hazır değildim!

Aşağı inip kapıyı açtım, açmam ile karşımda Tae'yi bulmam bir olmuştu. Göz göze geldik. Sessizliği bozan o oldu.

"Eee? Hazır değil misin daha?"

"Y-yooo ne alakası var canım?"

"Gömleğinin düğmeleri açık şapşik!"

Kıkırdadı, kıkırdadı kıkırdamasına ama benim de kalbim ağrıdı. Öyle bir ağrı değildi, acıtmıyordu ama bir yandan da darlıyordu.

You Are My Everything GgukieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin