You Are My Everything Ggukie

10:"Noel..."(Final)

BİR TANE DAHA JXDN ŞARKISI! Üzülerek söylüyorum ki bu bölüm final. Bu hikayeyi yazmaya başladığım zaman, sonu çok mutlu olacaktı. Fakat bir değişiklik yaptım ve angst bitirmeye karar verdim. Okuduğum çoğu kitap mutlu sonla bitiyor ve herkes neyin ne olacağını az çok tahmin ediyor. Bende bunu değiştirmek istedim. Herkesin tahmin edebilmiş olacağı bir son da olabilir. Yani bilmiyorum... Bu şekilde bitirmek istedim ve ben de yazarken üzülüyorum. İlk bölümü yazarken mutlu son olucak diye yazmış, sonrasında angst son olacağına karar kıldım. Beni anlayacağınızı düşünüyorum 🐥💛💙💜🥺🦋🌺 sizleri seviyorum...

BU DRAM BANA FAZLA! HADİ İYİ OKUMALARRRR🌺🌺🌺🦋🦋🦋💙💙💙

********

Gece saat 12.30 gibi uyumuş, sabah ise öğlen saat 1.00 gibi kalkmıştık. Bugün karla oynama günüydü. Bugün sevgilimi mutlu etme günüydü. Ben uyanmış ve hala yanımda uyumakta olan Gguk'u seyrediyordum. Bana sarılmış ve küçük bir çocuk gibi uyuyordu. Masum bir şekilde uyuyordu, tatlı bir şekilde uyuyordu, huzurlu bir şekilde uyuyordu. Uyandırmaya kıyamadım ve yavaşça kalkıp elimi yüzümü yıkamaya gittim. Yıkadıktan sonra küçük bir kahvaltı masası hazırladım. Masaya bakıp nasıl olduğunu, koymam ya da çıkartmam gereken bir şey olup olmadığını düşünüyordum. Aniden arkamda bir beden hissettim. Jeongguk olduğunu anlamıştım. Sinir etmek için başka bir isim söyledim.

"Merhaba sevgilim Hanna! Bak kahvaltıyı senin için hazırladım. Beğendin mi? Sevgilimi soracaksan dert etme. Keriz gibi hala beni seviyor ve şu anda yukarıda deliksiz bir uyku çekiyor. Hadi yi-AAAĞHH"

"Demek Hanna diye bir kız var hayatında öyle mi?"

Gözleri dolu bir Jeongguk buldum karşımda.

"Gguk, sevgilim, bebeğim. Sadece bir şakaydı. Yemin ederim."

"İnanayım mı?"

"Sevgilim yazan numarayı aradığımda senin telefonun çalar Gguk."

"ARA!"

"Tamam."

Telefonumu çıkartmış ve sevgilim yazan numarayı aramıştım. Dediğim gibi Gguk'un telefonu çalmıştı.

"Benim gönlüm sana ait güzelim. Sadece sana."

"Sana güvenmediğim için özür dilerim sevgilim..."

"Üzülme bebeğim. Sen bana bunu yapsan burda neler olurdu tahmin bile edemezsin. Kahvaltı da senin için bir tanem."

"Teşekkürler Tete'm."

Yanıma yaklaşmış ve dudağıma minik bir öpücük bırakmıştı.

"Ama böyle küçük dozda verirsen olmaz ki!"

"Olur olur, çok da güzel olur."

"Kahvaltıdan sonra bir öpücük daha istiyorum minik tavşan."

"Tamam nasıl istersen sevgilim."

Masaya oturmuş, kahvaltımızı etmeye başlamıştık. Bu gün evden çıkmayıp pastalar, kurabiyeler, çörekler yapıp sıcak çikolata ya da kahve eşliğinde yiyecektik. Akşam saatleri 7.00 ya da 8.00 gibi de dışarıya çıkıp karla oynayacaktık. Eminim ki Jeongguk kurabiyeleri yerken Iron Man izlemek için yalvaracaktır. Onu reddetme gibi bir düşüncem yok ama birazcık yalvarsa sorun olmaz. Kahvaltımız bitmiş, birlikte masayı topluyorduk. Ben hala öpücüğümü alamamıştım!

"Jeongguk."

Sert bir şekilde söylediğimde Gguk bana bakmış ve duraksamıştı. Sanırım ona hiç bu kadar sert bir ses tonunda konuşmamıştım.