🐍|34|-Zihinbend-🐍

139 15 1
                                    

İyi okumalar canlarım..🖤
Hepinize teşekkür ederim. Sizin dokunduğunuz o minik yıldızların beni ne kadar mutlu ettiğini bilemezsiniz. İsimlerinizi bölüm başında yazacaktım ama bildirimler yenilendiğinde hepsi gidiyor. O yüzden eğer buraya işaret bırakırsanız bir sonraki bölüme isimlerinizi yazabilirim canlarım.💜 öpüldünüz😘

Sonunda koridordan geçen Flich beni gördüğünde koşarak yanımdan uzaklaştı.Vefasız pislik. Ardından öğretmenleri çağırmaya gittiğini anlamıştım. Yanıma ilk gelen kişi Snape'ti büyüyü kaldırdığında ilk olarak koluma baktım. Kendimi berbat hissediyordum ve gözlerimin şiştiğine emindim. Kolumda gördüğüm işaret ile şok geçirdim. Snape elimi tuttuğunda ifadesizce bana baktı. Kolumda ölüm yiyen işareti vardı. İçimde biriken öfkeye ağır gelen acı beni esir alırken diğer öğretmenler ve müdür Dumbledore da gelmişti. Bu onların suçuydu. Hogwarts güvenli biryer değildi. Olanların hepsi Dumbledore'un yüzünden olmuştu. Yanlarından ayrılırken gözümdeki yaşları sildim. Artık savaşmak istemiyordum. Hogwarts'ta kalmak da istemiyordum. Yanından geçeceğim sırada Snape kolumdan tuttu.

Snape- Ne olduğunu anlat!

Bütün kelimeler havada asılı kalırken nasıl konuşmam gerektiğini bilmiyordum. Snape'in siyah gözlerine bakarken anılarıma girmesine izin verdim. Herşeyi tekrar yaşıyormuş gibi hissederken bittiğinde daha berbat bir durumdaydım.

"Gidebilir miyim... Lütfen."

Snape kolumu bırakırken şaşkındı. Dumbledore'a bakıp hızlıca koşmaya baktığımda herkes tuvalete gittiğimi düşünebilirdi. Ama ben intikam almaya gidecktim. Hepsini Adrian yapmıştı. Ölüm yiyen işaretini kimin yaptığını bilmiyordum ama hepsine Adrian sebep olmuştu.

"Sven!"

Yanımda beliren Sven'e bakmadan yoluma devam ettim. Toplayabildiğin kadar yılanı topla. Hogwarts'tan ayrılacağız. Sven kaybolurken büyük salona ilerledim. Herkes orda olmalıydı. Büyük salona girdiğimde asamı hazırladım.

"Alarta Ascendarev!"

Hupplepuf masasındaki (Çok sorry bakmaya vaktim olmadı Adrian Hupplepuf'tı diye hatırlıyorum. Değilse değiştireyim:() tabak ve yiyecekler yerinden fırlayıp dağılırken hızla  ilerlemeye devam ettim. Ve kimsenin düşündükleri de umrumda değildi.

"Ascendio!"

Masada rahatça oturan Adrian yerinden sıçrayıp Hogwarts'ın büyük tavanına uçarken yere çakıldığında gelen kemik sesi ve gürültüleri umursamadım.

"Curciatus!"

Adrianın çığlıkları kulaklarımı doldururken kahkaha attım.

"Peter nerde!"

Bayılma derecesine geldiğinde durdum.

"Sana onun nerde olduğunu söyle dedim!"

Salondan çıkmaya çalışan kişiler arasında bir anda yılanların da belirmesiyle kargaşa büyümüştü. Konuşacağım sırada içeriye öğretmenlerin girmesi ve asalarını bana doğrultmalarıyla vaktim kalmadığını anladım.

"Curio!"

O kadar yüksek sesle bağırmıştım ki sesim geniş duvarlarda yankılandı. Kıvranmayı bırakan Adrian'a baktım. Belki de ölmüştü.

Dumbledore-Expelliarmus!

Asam elimden uçarken McGonagall Adrian'a bakıyordu.

McGonall- Ölmemiş ama... Felç kalmış olabilir.

Flitwick-Brachiabindo!

Ellerimin iple bağlanmasında  rağmen istesem şu an kaçabilirdim ama bunu yapmadım.

Sarışın PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin