54

3.4K 328 201
                                    

Harry son dersin ardından Draco ile birlikte okul arazisine çıkmıştı. Hedefleri Hagrid'in kulübesiydi. Geçen yıl, Felsefe Taşı hakkında ipucu ararken adamla hoş bir dostluk kurmuşlardı. Saf bir adamdı Hagrid, samimi ve içtendi. Dumbledore'a karşı olan aşırı hayranlığının dışında oldukça iyi bir arkadaştı. Draco bile baştaki ön yargısına rağmen onu sevmişti. Harry mümkünse onu savaştan uzak tutmak bu şekilde saflığını korumak istiyordu. Savaşın kanıyla ellerini kirletmemesini tercih ederdi.

Soğuk havaya çıkmaktan ötürü hafifçe titrediler. Gün yağmurlu geçmişti. Çimler hala ıslaktı. Harry etraflarına onları sıcak tutacak sessiz bir büyü yaptığında Draco bunu fark etmiş ve ona gülümsemişti. "Teşekkürler Harry."

Harry omuzlarını silkti ve kulübeye doğru ilerlediler. Vardıklarında kapıyı kuvvetlice çaldılar. İçeriden bir ses gürledi. "Geliyorum."

Hagrid kapıyı açtı ve onları görünce gülümsedi. "Hoş geldiniz çocuklar!" dedi neşeyle. "Buyurun içeri geçin."

Küçük ama sıcak kulübeye girip oturdular. Fang hemen gelip Draco'nun kucağına başını koydu. Draco hafif bir gülümsemeyle ihtiyar Fang'ın başını sevdi. Draco hayvanlarla insanlarla anlaştığından daha iyi anlaşırdı. Malfoy Malikanesi'nde yetiştirdiği bir tavus kuşu sürüsü vardı.

"Nasılsınız çocuklar? Tatiliniz nasıl geçti bakalım?"

Draco heyecanlı bir gülümsemeyle söyledi. "Harry bizim evimizde kaldı. Birlikte çok eğlendik."

"Öyle mi? Dursley'ler ne dedi bu duruma?" diye sordu Hagrid. "Umarım kötü bir şey söylememişlerdir Harry. Biliyorsun sizi ziyaret etmem bir mektuba bakar."

"Onlar öldü. Hepsi. Ben yokken evde yangın çıkmış." dedi Harry ve omuzlarını silkti.

Hagrid ilk önce biraz şaşırdı. "Ne desem ki?" dedi sonra. Normalde Harry'i teselli etmsi gerekirdi ancak Harry hiç üzgün görünmüyordu. Bunun sebebini de anlayabiliyordu. Anlayabilmesi için onlarla bir gece geçirmesi yetmişti. Harry ise 10 yıl geçirmişti. "Eh..." dedi sonunda. "Hak ettiklerini bulmuşlar. Sen hep mi Draco'larda kaldın?"

"Evet." dedi Harry.

"Birlikte çok şey yaptık. Çok eğlenceli bir yazdı. Quidditch bile oynadık. Harry'e okul takımına katıl diyorum ama istemiyor. Oysa hiç fena değil."

Harry gözlerini devirdi. "Fena değil mi? Senden daha iyiyim."

"O zaman neden istemiyorsun? Slytherin'i şampiyon yapmak istemiyor musun?"

"Zaman kaybı Draco. Sırf birkaç saat top peşinde uçacağım diye günlerce antrenman yapamam." Elini Draco'nun omzuna koydu. "Sen benim yerime de oynarsın."

Harry ve Draco'nun yaz boyunca yaptıklarını anlatırken arada atıştılar. Hagrid onları mutlulukla dinledi. Bu iki çocuk, yalnız akşamlarını şenlendiriyordu. Güneşin çekilmeye başladığını görünce kaşlarını çattı.

"Hadi..." dedi iki çocuğun laf dalaşının arasına girerek "Siz artık gidin. Hava kararıyor. Hava karardıktan sonra dışarıda olmanız tehlikeli olur, özellikle senin için Harry."

"Harry kaşlarını çattı. "Neden?" Aklına gelmesiyle ekledi. "Sirius Black yüzünden mi?"

Hagrid koca cüssesine rağmen titredi. "Evet, evet öyle."

"Anlamıyorum..." dedi Harry isyan edercesine. "Herkes neden ondan bu kadar çok korkuyor. Sebep sadece bir ölüm yiyen olması olamaz. Azkaban'dan kaçtığı için mi? Sen tanıyor musun bu Sirius Black denen adamı?" diye sordu Harry, özellikle meraklı görünmeye çalışarak.

Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin