BÖLÜM 3: MASUMLUĞUN RENGİ

7K 520 102
                                    


Herkese merhabaaa!

Nasılsınız?

Umarım iyisinizdirrrr!

Evde olmadığım için bölümde akşama olduuu! Özür dilerimm!

LÜTFEN OY VE YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİİİİİİN!

İyi okumalar dilerimm!

🌜🌚🌛

"Beyaz ölümü, siyah kusuru saklar. Sence hangisi daha masum?"

🌜🌚🌛

Dudağımın içini kemirirken üzerinde parıltılar olan geceye baktım. Bugün ilk iş günümdü ve bu beni gerçek anlamda tedirgin ediyordu. Burada daha yeniydim ve çevre hakkında da pek bir bilgim olduğu söylenemezdi. Üstelik oldukça da gergindim. İnsanlar genelde beni pek sevmezlerdi. İçime derin bir soluk çektim. Gitmem gerekiyordu. Bakışlarımı pencereden alıp yatağımdaki siyah, askılı çantayı aldım. Kapıya doğru yönelip odadan çıktım. Merdivenlerden inerken tek isteğim ona gözükmeden bu evden çıkmaktı. Bir de onun sorgulamasını çekemezdim.

Salonda olmadığını görünce rahatça dış kapıya yöneldim. Tam kapıyı aralamış dışarı çıkacaktım ki o ses kulaklarımda yankılandı. "Eleanor nereye gidiyorsun?"

"Uzaylılarla buluşmaya." dedim alayla arkamı dönerken. Bana onaylamaz bakışlar atarken başımı dikleştirdim. Güçlü olmalıydım.

"Alaya vurma!" Kaşlarım öyle mi dercesine havaya kalktı.

"Alaya vurduğumu da nereden çıkardın? Ben bir deliyim. Hatırla." Açık bıraktığım saçımı arkaya attırırken, "Şimdi izninle gideceğim. Hatta izin istemiyorum, gidiyorum." dedim keskin bir ses tonuyla. Tam adımlayıp dışarı çıkıyordum ki sesi yine kulaklarımı çınlattı.

"Sakın. Nereye gideceğini söylemeden bu evden çıkamazsın." Emir veriyordu. Yine. Ben emirlerden hoşlanmazdım.

"Nereye gideceğimi söylemeyeceğim ama bu evde de durmayacağım." dedim sahte bir gülümseme eklerken yüzüme. Gözlerinin içine baktım. "Sakın arkamdan gelme." dedim ona karşı oldukça az kullandığım emir kipiyle. Gözleri ardına kadar büyürken gözlerinin en içine baktım.

Anında arkamı dönüp kapıyı kapattım. Arkamdan gelen kırılma sesiyle yüzümü ekşittim. Kuruyan dudaklarımı yalayıp bara doğru adımladım. Vücudumu delip geçen bir ürperme hissettim. Güçlü durmalıydım.

🌜🌚🌛

Mikrofonu elime alıp geç kaldığım için işittiğim azarı bir kenara atıp en sevdiklerim arasına girebilecek ama çok az bilinen bir şarkı olan Elvana Gjata - Me Tana'yı söylemeye başladım.

Şarkıyı söylesem de pek havamda değildim. Kalbim sanki bir el tarfından sıkılıyordu. Benim ise bir tepki vermeye dahi hakkım yoktu. Her şey içimde birikiyordu ve ben bu yükleri taşıyabilecek kadar güçlüydüm. Ama zaman çok kötü bir düşmandı. Her gün içimdeki yüklerin arttığını hissedebiliyordum. Hissetmek istemiyordum.

GÖLGE KANIWhere stories live. Discover now