BÖLÜM 17: GÜÇ

4.4K 424 291
                                    


Yine ve yine hollaaaaaa diyorummmm!

Nasılsınızz bakalımmmm?

Umarım daha iyi olursunuzzz!

İyi değilseniz de...

Boş verin, her zaman iyi olmak zorunda değiliz. İçinizdeki duyguları yaşayın. Her duygu yaşanmak için var sonuçtaaa :))

Öyle içimden geldi...

Diyorum ki ... OY VE YORUMLARI ÇIKIŞABİLİR MİYİZZZ???

Teşekkür ederimm.

İyi okumalar dilerimmm!

🌜🌚🌛

"Ben sandığınızın aksine güçsüz değilim. Hiçbir zaman olmadım. Bu olaylar arasında da olmayacağım."

🌜🌚🌛

Salondaki gerginlik had safhadaydı. Herkes susmuş Marcus'a bakıyordu. Ben de bakıyordum dolayısıyla lakin Marcus geldiğimden beri bana gözlerini hiç değdirmemişti. Ve bu da beni daha fazla strese sokuyordu. Ne olmuştu da şimdi hiç benden yana bakmıyordu ki?

O tekli koltukta otururken tüm dikkatimi ona vermiştim. "Konuşmayı planlıyor musunuz?" diye sordum daha fazla susmayı reddederek. Marcus yine bana bakmadı.

"Watson büyünün riskleri neler?" dedi Marcus gözlerini Watson'a yönelterek.

"Eğer vücudu bu koruma büyülerini kaldıramazsa ölüm ihtimali var." Gözlerim ardına kadar açıldı. Şokla Watson'a baktım.

"Ölüm ihtimali mi?" dedim Watson'a hâlâ şokla bakmaya devam ederken. "Herhâlde bu büyüyü yapmayacağız, değil mi?" diyerek döndüm Marcus'a.

"Büyüyü sen mi başlatırsın yoksa ben mi başlatayım?" Sesi düzdü, tek bir şüphe dahi içermiyordu.

"Sen ne saçmalıyorsun?!" diye ayaklandım oturduğum yerden. Bakışları yine de bana dönmedi. "Ölüm ihtimalim olan bir şeyi üzerimde deneyemezsiniz!"

"Yoksa kendine güvenmiyor musun?" diye sordu Sarah alayla. Ama bu alayın altında yatan beni cesaretlendirme isteğini biliyordum.

"Bu benim kendime güvenip güvenmeme meselem değil! Ölüm..." Sesimi bölen ses bir baltadan daha keskindi. Ölmek istemiyordum.

Ölebilir miydim?

"Ölemezsin Eleanor." Gözlerimi tekrardan Marcus'a çevirdim. Bu dediğinin üzerine kaşlarım çatılmıştı. Kara harelerinin hedefi şimdi ela harelerimdi. "Sen bir gölgesin. Birkaç şey dışında seni hiçbir şey öldüremez."
İki kaşımın ortasındaki çukur derinleşti.

"Birkaç şey nedir?"

"Bunu benim dışımda kimsenin bilmesi gerekmiyor." Diğerlerinin sitem dolu bakışları Marcus'u buldu. "Senin bile."

Kaşlarım havalandı. "Niye öğrenince kendimi mi öldürürüm?" diye sordum alayla. Marcus bana bakmaya devam etti. Cidden düşünüyordu! "Ben asla kendime zarar vermem!"

"Bunun hakkında ciddi şüphelerim var." dedi Sarah alayla. Ona üstten bir bakış attım. Yüzü ciddileşirken gözlerine ifadesizlik yer etti. "Öyle bakma. Bu olaylara daha yeni girdin, Eleanor Parker. Daha hiçbir şeyi kavramadın. Kavramış olsan ona böyle diklenmeyi geç konuşamazdın bile." dedi Marcus'u başıyla işaret ederek

GÖLGE KANIWo Geschichten leben. Entdecke jetzt