EVET

11.9K 913 253
                                    

Gece eve geç döndük. İkimizde turşu gibiydik. Birbirimize iyi geceler öpücüğü verip, odalarımıza çekildik. O kadar yorulmuştum ki üstümü değiştirip kendimi yatağa attım. Heyecanıma rağmen sabaha kadar deliksiz bir uyku çekmiştim.

Ferzan benden önce kalkmış, kahvaltı hazırlamıştı. Mis gibi taze ekmek kokusu burnuma doldu.

— Günaydın güzelim. Hemen geç otur, kahvaltıya başla. Biliyorsun bugün büyük gün, dedi ağız kulak mesafesi sıfır, sırıtarak.

— Biliyorum ama ben hala acele ettiğimizi düşünüyorum Ferzan. Annenler ne diyecek? Ayıp olacak. Hep senin sabırsızlığından, dedim dil çıkartırken.

— Hayatım, dayanacak sınırları geçtim. Aylardır dip dibe beraberiz. Ben de erkeğim, diye açtı bayramlık ağzını. Elimi kaldırıp susturdum.

— Kahvaltı sofrasında beni daha fazla utandırma istersen, dedim gözlerimi devirerek.

— Tamam canım, özür dilerim haklısın ama ben de haklıyım, diyerek yine savunmaya geçti.

— Ekmekler sıcakmış, dedim konu daha fazla uzamasın diye. Uzatsam utanan yine ben olacaktım, adam teflon kaplıydı, utancı üzerinde tutmuyordu.

— Sabah gittim senin için taze taze aldım, dedi uzanıp, burnumu sıkarken.

— Kaç gibi çıkarız?, diye sordum elimdeki lokmayı ağzıma atarken.

— Kahvaltıdan sonra hazırlanıp, çıkalım diyorum. Konsolosluk içinde, izin verilen yerlerde, fotoğraf çekeriz, dedi omzunu silkerek.

— Peki, dedim ve ben de aynı şekilde omzumu silktim. Bundan sonrası yine sessizlik.

Kahvaltıdan sonra, heyecanla, odama geçip hazırlanmaya başladım. Makyajımı azda olsa becermiştim ama heyecandan saçlarımı bir türlü yapamıyordum. En sonunda pes edip, olduğu kadar deyip bıraktım. Duvağımı tacıma tutturup, kafama yerleştirince fena olmadı. İçime sinmese de idare eder, dedim ve gelinliğimi giyip, aynada son kez hüzünle kendime baktım.

Yine yalnızdım. En mutlu günümde yanımda kimse yoktu. Tek başına kutladığım onlarca doğum günü, tek başıma attığım kepler geldi aklıma. Mutlu günlerimde yalnızdım ama Feyyaz denen haysiyetsizle evlenirken herkes yanımdaydı. Üzgün bir şekilde odadan çıkınca Ferzan yüzüme aşkla baktı;

— Çok çok çok güzel olmuşsun, dedi gözleri gözlerime takılı kaldı.

— Teşekkür ederim, dedim bakışlarındaki ateşten utanmıştım.

— Gözlerinde neden hüzün var?, diye sordu yanıma gelip, çenemden tutup, başımı nazikçe yukarı kaldırırken.

— Yalnızız ya biraz moralimi bozdu, dedim gözlerinin içine hüzünle bakaraken.

— Yalnız değiliz ki güzelim, sen ve ben, biz varız. Biz birbirimize yeteriz, dedi eğilip öperken. Kollarımı boynuna doladım;

— Sen de çok yakışıklı olmuşsun da rujumu bozdun, dedim ve bu seferde ben onu öptüm. Zorda olsa kollarından çıkıp;

— Ben gidip, rujumu tazeleyeyim, dedim kaçarcasına odama koşarken.

— Son kaçışların, diyerek arkamdan söylendiğini duydum, yanaklarım bir kez daha kızardı.

Gerçekten yakışıklı olmuştu. Siyah üzerine oturan ceketinin içine giydiği yeleği ve beyaz gömleği ile çok karizmatik duruyordu. Papyon yerine kravat şekilinde bağladığı fuları ayrı bir hava katmıştı. Bir kaç saat sonra bu yakışıklı adamın kocam olacağına inanamıyordum...

KAÇAK GELİN (TAMAMLANDI)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant