triwizard tournament

747 57 36
                                    

now i'm feeling drunk and high
so high, so high.


"Diggory, Cedric Diggory. Ona bakıyordum."

Cidden bunu söylerken aklından ne geçiyordu? Arkadaş oldukları için göz göze gelmeleri çok normaldi. Ron için ise asla normal bir durum değildi. Hermione omzundaki elini fark etmeden çekmiş, onlara bakmayı bırakan Cedric'i arıyordu gözleri.

Ron, gözlerini yuvasından fırlayacak kadar açmış "Dostum eğer ondan hoşlanıyorsan şimdiden söyleyeyim ben onu enişte olarak kabul edemem." diye çıkıştı. Harry manasız bakışlarını karşısında oturan arkadaşına dikti.

"Hoşlanıyorum demedim, sadece göz göze geldik diyorum. Ayrıca sen Diggory'le neden anlaşamıyorsun ki?" Kızıl bu soru üzerine ellerini masaya dayadı. "Ne bileyim ben, bakışların trende gördüğün kıza bakarken de aynıydı."

Ron trendeki kızı görmüş müydü?! Az önce ona baktığını söylese neden bahane bulduğunu sorgulayacaklardı. O yüzden daha kolay bir yolu seçti. Kızıl lafına devam etti. "Geçen sene maçı kazandığı için böbürlenip duruyor şuna baksana."

Harry, Diggory konusunu kapatmayı seçti. Meraklandığını belli etmemek için bir süre önündeki yemekle oyalandı. Bu Ron'un canına minnetti. Konuşacağına tavuk ye daha iyi! En sonunda fazla dayanamayıp umursamazca sordu. "Trendeki kızı tanıyorsun yani. İsmini biliyor musun?"

Ron'un bakışlarıyla buluştuğunda ikisi de Hermione tarafından dürtüldüler. Onun gösterdiği yöne baktıklarında binası belli olan son öğrenciyle beraber Dumbledore'un sene başı konuşmasının geldiğini anlayarak sessizliğe gömüldüler.

Yüzünde gizli bir gülümsemeyle gözlerini masalarda kısaca gezdirdi.

"Öncelikle birinci sınıflar hoş geldiniz. Her zamanki gibi bu sene de hepinize arazimizdeki ormanın yasak olduğunu hatırlatmalıyım. Ayrıca bu sene Binalar-Arası Quidditch Kupası'nın yapılamayacağını da üzüntüyle açıklamak zorundayım. Bunun sebebi önümüzdeki aylarda hayli heyecanlı bir etkinliğe ev sahipliği yapacağız."

Harry'nin neşesi aniden uçup gitmişti. Yalnız üzülen o değil tüm quidditch oyuncularıydı. Hatta fısıltılar o kadar yükseldi ki Dumbledore lafının devamını getiremedi. Wood, Gryffindor masasına dönük bir şekilde söylendi. "Ne demek bu sene quidditch olmayacak? Bu sene kesin kazanacaktık, antrenman saatlerini bile ayarlamıştım."

"Üzgünüm Oliver ama bu sene quidditch yerine daha heyecanlı bir turnuvamız var." Dumbledore lafına tam devam edecekken sertçe açılan kapıyla beraber sessizlik oluşmuş tüm öğrenciler kapıya dönmüştü. Harry'nin ilk kez gördüğü bu yabancı hafif topallayarak öğretmenler masasında yerini aldı.

Dumbledore öğrencilerin dikkatini kendine vermesi için tekrar söze girdi. "Ha evet, Üçbüyücü Turnuvası. Kimileriniz bu turnuvanın nasıl bir şey olduğunu bile bilmiyordur açıklamama izin verin.

Üçbüyücü turnuvası ilk olarak en büyük üç büyücülük okulu arasında başlatıldı. Her okulu temsilen birer şampiyon seçilir ve seçilen üç şampiyon üç sihirli görevi yerine getirmek için birbirleriyle yarışır."

Fred, heyecanla atıldı. "Ben kesinlikle şansımı deneyeceğim!" George'da ondan geri kalmadı tabii. "Evet, çok eğleneceğiz!"

Dumbledore bu sefer daha sakin bir sesle devam etti. "Maalesef ki üzücü ölümlerin gerçekleşmesiyle bunun önüne geçmek için bir karar aldık. Sadece yaşı tutan öğrenciler bu turnuvaya katılabilir. On yedi yaşında veya daha büyük olanlar. Diğer iki okul ekim ayında gelecek, hepinizin her türlü misafirperverliğini göstereceğine inancım tam."

"Şimdi uyku vakti! Haydi yatağa!"

Masalar kendi arasında sohbete girmişti bile. Başkanlar birinci sınıflara eşlik ederken diğerleri de onları takip ediyordu. O sırada Fred ve George mızmızlanırcasına söylendiler. "Ama bu haksızlık. Bir yaş küçüğüz diye bin galleon kazanma fırsatını kaçıramayız."

Harry onları sadece dinliyordu. Ron muhabbeti sadece dinlemek yerine onlara katıldı. "Harry, bir düşünsene. Harika olmaz mıydı?"

Harry bakışlarını ona çevirdiğinde onun yerine Hermione cevapladı. "Hiç harika gibi durmuyor Ron. Ölümlerden bahsetti duymadın mı?" Ron omuzlarını silkerek yatakhaneye yöneldi ve Hermione'yle orada ayrıldılar.

Hermione elini yavaşça yatakhane kapısında dikilen arkadaşına salladı. "İyi uykular Harry." Karşılık olarak o da gülümseyerek "Sana da." dedi ve yatakhanesine girdi. Üzerini değiştirip aceleyle kendini yatağa bıraktı.

O sırada biraz turnuva hakkında konuştular. Ron daha fazla dayanamayıp uyumaya karar verene kadar. Harry ise garip bir duyguya kapılmıştı anlam veremese de sorgulamayıp uyumayı seçti.

-

Biraz ağırdan aldığımın farkındayım ama hemen bir şeyler olmasını bekleyemeyiz. Diğer bölüm daha güzel olacak çünkü biraz da Cedric'in gözünden bakacağız.

Yorum atmayı unutmayın lütfen, motive olmamı sağlıyor.

chosen one | hedricWhere stories live. Discover now