30 - beginning of the puzzle

3.1K 294 415
                                    

Parasını ödeyerek hazır olan kahvemi elime alırken, karton bardağın üstünden kahvenin sıcak olduğunun habercisi olan dumanlar yukarıya doğru yükseliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Parasını ödeyerek hazır olan kahvemi elime alırken, karton bardağın üstünden kahvenin sıcak olduğunun habercisi olan dumanlar yukarıya doğru yükseliyordu. Kızların çoktan yerleştiği, klasikleşen masamıza ilerlerken ders biter bitmez hepimiz kafeteryaya inmiştik.

Sabah çalan alarmım sayesinde Jungkook'la beraber uyanırken ikimizde keyifli bir sohbetle kahvaltı yapmış, ardından evden çıkmıştık. Kendisinin okula gelmeyeceğini söylemişti, nedenini sorduğumda ise işlerim var diyerek bir şeyler gevelemişti. Konuyu geçiştirmek adına da yanağıma sulu bir öpücük bırakmıştı.

Her ne kadar beni okula bırakmayı teklif etsede kabul etmeyerek kendim gideceğimi söylemiştim. Kararlılığımı fark etmesiyle beraber itiraz etmezken arabasına binerek bana veda etmişti. Her şeye rağmen ona karşı koyamamam ve yumuşamam beni sinirlendiriyordu fakat artık yapacak bir şey yoktu. Düne kadar ona olan sert tavrımdan taviz vermesemde dün akşam her şey gitmişti. Eh, buna geri dönen Lisa'da dahil.

Elimdeki karton bardağı masaya bırakarak sandalyeye yerleşirken arkama yaslandım ve uzun saçlarımı arkaya attım. Bakışlarımı kızlarda gezdirirken hepsinin keyfi yerindeydi, sanırım herkes dünü güzel geçirmişti. Onların mutlu olması benide mutlu ediyordu. Gerçi kim mutlu değildi ki, karmakarışık olan ben bile çocuk gibi mutluydum.

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp masanın üstünde içilmeyi bekleyen karton bardağı elime aldım ve sıcak kahveden dikkatli bir yudum aldım. Bakışlarımı kızlardan ayırmazken tek kaşımı kaldırdım. "Ötün bakalım teker teker." Karşımdaki üçlü birbirleriyle bakışırken Jennie ilk sırayı kapmış, o anlara geri dönmüşcesine sırıtırken arkasına yaslanmıştı. "Çok romantikti, beni evden aldıktan sonra beraber şehire indik. Hava güzel olduğu için kapalı alanda oturmak istemediğini söyledi bu yüzden kahvelerimizi alarak dolaşmaya başladık. Sohbeti o kadar güzel ve akıcıydı ki ne ara havanın karardığını anlamadım resmen. Akşama kadar yan yana yürürken sustuğumuz tek bir an bile olmadı. Çocukla ilgili her şeyi öğrendim resmen, zorlasam soyağacını bile öğrenirdim. Hazırlanın derim, maksimum iki haftaya enişteniz geliyor."

Hepimiz yüzümüzde ki gülümsemeyle Jennie'yi dinlerken o kadar tatlı ve kıpır kıpır bir şekilde anlatmıştı ki sırıtmadan edemiyordu insan. Gülümseyerek onay almak istercesine gözlerimize bakarken omuz silkerek konuşmaya başladım. "Sen mutluysan bizde mutluyuz Jen. Zaten biliyorsun, kötü birini seçeceğini sanmıyorum."

Kızlar benimle aynı fikirde olduklarını belirterek başlarını sallarken Jennie bu dediklerimle beraber imkanı varmışcasına daha da geniş gülümseyerek tombul yanaklarını ortaya çıkardı. Ekleyeceğim şeyle beraber boğazımı temizlerken yerimde dikleştim. "Fakat biliyorsun Yoongi ile sürekli aynı ortamda olacaksın. Şu an pek görmesekte hepimiz aynı arkadaş grubundayız, bu seni rahatsız etmeyecek değil mi?"

Jennie'nin yüzündeki gülümseme yavaş yavaş solarken o da benim gibi ciddileşmişti. "Hayır rahatsız tabii ki etmeyecek. İlişkimiz pek iyi bitmese de arkadaş olarak nasıl olacağımızı göreceğiz. Ne size Yoongi ile görüşmeyin diyemem ne de olduğumuz ortamlara gelmesin diyemem. Ondan nefret etmiyorum. Ayrıca sizin onu ne kadar çok sevdiğinizi biliyorum, ne olursa olsun bende seviyorum. Bu konuyu sorun etmenize gerek yok."

dimple / liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin