Pencereden... perdenin arkasından, yani olmam gereken yerde

3.5K 334 56
                                    

16.bölüm: Pencereden... perdenin arkasından, yani olmam gereken yerde. 

Merdivenlerden aşağı yavaşça indim ve ses çıkartmamaya çalışarak dış kapıya ilerledim.

Gerekmedikçe nefes alma.. Ses çıkartma..

Kapıya gelince eve kısa bir bakış atıp direkt ayakkabılarımı elime aldım. Dışarda giyerdim.

Çelik kapıyı aşırı yavaş bir şekilde açtım ve aynı yavaşlıkla çıkıp ardımdan kapattım. Kapının önündeki mermere oturup hızlıca ayakkabılarımı giymeye başladım. Ama ellerim çok hızlı hareket ettiği için bir türlü bağlanamıyordum. 

"Hooofffff!" Dedim kaşlarımı çattım sinirle. Zaten ne zaman bir işimi acele yapmaya çalışsam olmuyordu. 

Önümde siyah kunduraları görünce çatılı kaşlarımla başımı yavaşça kaldırıp önümde duran kişiye baktım. Karşımda o vardı. Üzerinde siyah takım elbisesi ve siyah deri bir çanta... Boğazımı temizleyip bakışlarımı kaçırdım. O günden sonra hiç karşılaşmamıştık. Ama ben hep onu izliyordum. Pencereden.. perdenin arkasından, yani olmam gereken yerde.

"Merhaba." Deyince bakışlarım ayaklarımdayken başımı salladım bende. Benimle konuşmasın istiyordum. Konuşmasın, eğer konuşursa veya yanımda durursa abim görürse çok kötü olurdu.

Ben ona hala bakmazken yavaşça eğildi ve çantasını kenar bırakıp ellerini de bacaklarına koydu. Eğilip yüzüme bakmaya çalışınca şaşkınlıkla başımı kaldırdım. Ben kaldırınca o da kaldırdı, hemen başımı yana çevirdim. O da çevirdi. Dayanamayıp gülünce ellerimle yüzümü kapattım. Onunda gülme sesi gelince ellerim yüzümdeyken başımı dizlerime yasladım. 

"Güldün sonunda.." deyince başımı kaldırdım ve ellerimi yüzümden çekip mermere koydum.

"Bağcıklarını bağlanamıyorsun galiba?" Dedi tek kaşını kaldırıp. Başımı salladım. 

"Bağlayamadım." Dedim. Gülümsedi ve beklemediğim bir anda ellerini bacaklarından çekip ayakkabıma götürünce şaşkınlıkla bende ellerimi uzattım ve bağcıklarımı tuttum.

Bana baktı. "İzin verirsen bağlamak istiyorum." Deyince gözlerine baktım ve istemsizce başımı salladım. 

Gülümsedi ve ellerimi tutup bağcıkların üzerinden çekti. Elime saniyelik değmesine rağmen sanki yıllardır tutuyormuş gibi hissetmiştim. Acaba bir mucize olsaydı ve sevgili olsaydık tutar mıydı ellerimi yıllarca? 

Ben ona hayranlıkla bakarken o çoktan iki bağcığı da bağlamıştı. Ardından ellerini dizlerine vurarak ayağa kalktı ve kalkarken çantasını da aldı. Bakışlarım çantaya kaydı. Şirketle ilgili dosya falan vardı herhalde.

Ardından bende kalktım ve ellerimi ceketimin cebine koydum. Teşekkür edip gitsem iyi olacaktı.

"Şey iyi günler, teşekkür ederim." Dedim ve hızlıca yanından geçtim.

Ama iki adım atmadan kolumdan tutunca geri biraz önceki yerime geçtim. Bugün fazla mı temas var? 

"Sen iyi misin? Biraz tuhaf gibisin..." deyince başımı salladım iki yana. 

"Hayır iyiyim.." dedim. Kaşlarını çatıp yüzüme baktı. Bende ona baktım. 

Sanki içimi okuyor gibiydi. Tamam, bu biraz ürkütücü çünkü gerçekten içimi okuyor gibi. Bakışlarımı kaçırdım.

"Gidebilir miyim artık?" Dedim. Elini yavaşça kolumdan çekti ve başını salladı. Hızlıca uzaklaştım yanından.

Tamam, sakinim...

❄️

Kisa ama yarin anatomi ve fizyoloji sinavim var tonguc izlemem lazim ahahahahahaha gorusuruz 🎈

Sigara ve Jelibon -GAYWhere stories live. Discover now