Siktir o ne demişti? Benden mi hoşlanıyordu? Nasıl olabilirdi ki böyle bir şey? Biz tanışmıyoruz bile.
Yüzüme yavru köpek bakışları atıyordu. Ben şimdi nasıl ona senden hoşlanmıyorum diyebilirdim ki? Acaba ben gay değilim desem yer miydi? Hyunjin in öyle bir tipi vardı bence yerdi.
"Hyunjin, bak seni kırmak istemem ama ben senin gibi değilim. Evet çok yakışıklısın ama ben şey yani gay değilim. O yüzden duygularına karşılık veremem. Üzgünüm." Off siktir, yalan söylemekten kim ölürdü ki dimi?
Hyunjin öyle bir bakmıștı ki dediğime pişman olmuştum. Şuan çok üzgün bakıyordu. Birden oturduğu yerden ayaklandı ve hasta yatağının üstüne çıkıp penisimin biraz aşağısına oturdu. Ve yavaşca dudaklarıma yaklaşıp nefesini üfledi. Sırıttı ve konuştu "tch tch tch Lee Felix kalbin bana meydan okuyor ha?" Diyip yan tarafa baktı. Lanet alet çalışıyor muydu?
Ondan sonra bir şey fark etmiş gibi kıpırdandı ve tam aletimin üzerine gelip oturdu. İnlemiştim. Bu onun hoşuna gitmiş olacak ki piç smile attı ve yataktan kalktı. Kapıyı tam açacakken arkasını dönüp konuştu "Felix sanırım halletmen gereken önemli bir işin var." ve kapıyı kapatıp gitmişti. Alt tarafıma baktığımda yalanımın ortaya çıktığını fark etmiştim. O, ondan etkilendiğimi anlamıştı...
^^ ^^ ^^
3 hafta sonra:
Sonunda evime gelmiştim. Bu süre zarfında annemin küllerini bizimkiler bir şekilde hallettiklerini söylemişti. Ayrıca o günden beri de hyunjin i hiç görmemiştim. Ara sıra instagrama çok mükemmel fotoğraflarını atmıştı. Cidden yakışıklıydı ve ben ondan köpek gibi etkileniyordum. Ama hoşlanıyor muydum? Sanmıyorum.
Hyunjin i düşünmekten annemin acısını doğru düzgün yaşayamamıștım bile. Hastanede olduğum süre zarfında teyzemi arayıp annemin son zamanlarda nasıl hissettiğini sormuştum. O da bu sıra babamla aralarının çok iyi olduğunu hatta geçen sefer eve gittiğinde babamla annemin birlikte benim yayınımı izlediğini bile söylemişti.
Yatağımda uzanmış şu 3 haftada hastanede yaşadıklarımı düşünüyordum. Odamın kapısı tıklanınca yavaşça doğruldum. İçeri ev arkadaşım Ju Young içeri girmişti. Yanıma gelip bir sandalye çekip oturdu.
"Felix şey hastaneye gelemedim üzgünüm. Ailem ile ilgili sorunlarım vardı. Ailem artık onların yanına gitmemi istiyor. Yani birkaç güne evden tașınacağım. Bu zamanda böyle gittiğim için özür dilerim."
"Ju Young sorun değil ailen nasıl istiyorsa öyle yap. Nasıl mutluysan öyle yaşa. Benim için sorun değil. Ev için senin gibi birini bulabilir miyim bilmiyorum. Senin gibi bir ev arkadaşı bulunmaz. Buraya dönmeye karar verirsen bu ev sana hep açık. Unutma."
"Yongbok, teşekkür ederim. Tek kalmak istemezsen bir ev arkadaşı bul. Tek başına sıkılan birisin. Uğraşacak biri bulman gerek." Diyip göz kırptı.
Gülümseyip kafamı salladım. O da arkasını dönüp odadan çıktı. Evde tek sıkılacağım kesindi. Bizimkiler asla bizim evde kalmıyordu. Sebebini hiç anlamasamda. Peki benim bu can sıkıntımı geçirebilecek bir ev arkadaşı bulabilir miydim? <_<
Diğer günün sabahı saat 10-11 arası:
Sabahın 10 unda kapımda valizi ile duran sarışın bir bomba olması düşüncelerim arasında bile değildi.
Kapıda dikilmiş uyku sersemi halimle bir ona bir valize bakıyordum. Hayal gibi duruyordu. Belki de hayaldi. O beni sertçe kapıya çarpacak ve sevişecektik. Hmm kesinlikle güzel bir rüya.
Düşüncelerinden onun sesi ile ayrıldım. "Daha ne kadar burda duracağız Bay Lee, evi bana gezdirmeyecek misiniz?" Şoktan çıktıktan sonra ağzımı açtım ki telefonum çaldı. Jeongin arıyordu. Telefonu açıp mutfağa doğru ilerledim. Kapı kapanma sesi gelmişti o da içeri girmişti galiba.
Felix ben bir şey yaptım.
Bu yaptığın şey, bir sarışının sabahın onunda benim evimde olması ile bir ilgisi var mı?
Yaanii şey Ju Young hyung beni aradı evden ayrıldığını ve senin tek kalmanı istemediğini söyledi. Şey bende hyunjin i aradım. Şey yani öyle oldu.
YANG JEONGIN! SEN TAM BİR GERİZEKALISIN!
Hyung bağırmasana ya seni düşündüğümden öyle yaptım. Sana değer veriyorum. Ondan etkilendiğini söylemiştin bana bende yardımcı oldum işte. Size iyi zaman geçirmeler.
YANG JEONGIN!
BIIP
Ve telefon kapanmıştı. Ah jeongin seni elime geçirirsem evire çevire dövüp. O tatlı yüzünü dağıtacağım.
"Bir sorun mu var Felix?" arkamı dönüp piç gibi sırıtan yüzüne baktım. Şerefsiz zevk alıyordu. Dolaptan buz gibi olan suyumu aldım ve kafama diktim. Şişeyi tezgaha koyduktan sonra konuştum. "Gel sana kalacağın yeri göstereyim." Diyip yürümeye devam ettim. Ju Young odayı temizlenmiş çarşafları bile değiştirmişti.
"Bay Hwang odanız burası, ben yarın yayınlarıma başlayacağım. Bu yüzden gece 9 dan sonra ses çıkarmazsanız ve yayın odama girmezseniz çok mutlu olurum. Umarım iyi anlaşırız." tam odadan dışarı çıkacakken konuştu,
"Bu oda çok küçük. Hwang hyunjin e layık değil. Benim statümün yakınından bile geçemez." sinirle arkama döndüm.
"O zaman Hwang Hyunjin kapı orda çıkabilirsin. Burda kalmana gerek yok. Sana layık olan, statünün üstünde bir yere gidebilirsin."
Yavaşca yanıma yaklaştı ve beni kapı ile arasına aldı. Nefesini hastanede yaptığı gibi dudaklarıma üfledi ve konuştu.
"Belki de eğlenceli bir şeyler yapmak istiyorumdur seninle Lee Felix."
Ay ay ay bir dahaki bölüm muq bir şey oluyor
💩
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Streamer °Hyunlix° [Tamamlandı]
Fanfictionhyunlixie: Bence bir çay için @lixie @hwanghyunjin ↪hwanghyunjin: Bu kim? ↪hyunlixie: Bu çocuk senden hoşlanıyor ↪lixie: nE #1 fic #1 hyunlix w/wonscat