𝐒𝐥𝐞𝐞𝐩 𝐓𝐨𝐠𝐞𝐭𝐡𝐞𝐫

226 36 55
                                    

"İyi görünüyorsun."

"Her zaman ki halim." Changkyun yanındaki yerini alırken Jooheon özenle süzdü siyahlara bürünmesine rağmen bir melek gibi görünen sevgilisini. Kucağındaki bilgisayara dikkat ederek emniyet kemerini taktı ve şoför koltuğunda oturana baktı. "Neden öyle bakıyorsun?"

"Hiç.. Sadece bu günlerde benimle sık sık karakola geliyorsun, işimde yardımcı oluyorsun. Bu yüzden mutluyum."

"A-ah," Gülümseyerek önüne döndü küçük olan. "bu kadar yufka yürekli olma."

"Başka ne yapabilirim ki? Adam akıllı vakit bile geçiremiyoruz. Bu yüzden seninle iş için bir araya gelsem bile mutlu oluyorum."

"Kes şunu.. Senin yüzünden vicdan azabından öleceğim."

".. O ne demek? Sonuçta yoğun olan tek kişi sen değilsin."

"Evet ama... Bak Jooheon konuyu nereye çekmeye çalıştığının farkındayım. Birlikte yaşayalım istiyorsun-"

"Ama sen istemiyorsun."

"Hey, bunu konuştuğumuzu sanıyordum."

Jooheon cevap vermeden çalıştırdı arabayı. Karşılık alamayan Changkyun yüzünü asarak arkasına yaslandı. Jooheon'un bu şekilde davranmasını tuhaf veya itici bulmuyordu. Yeterince sabırlı olmuştu kendisini senelerce bekleyerek. Ama... Ondan bunca zamandır gizlediği şeyleri bir anda söyleyemezdi. En azından uygun bir ortam oluşmalıydı.

(...)

"Küsmedik değil mi?"

"Hayır Changkyun."

Jooheon hızlı adımlarla Hyungwon'un odasının önüne geldi. Karakola geldiğinde özel hayatı ile ilgilenmeye devam ederse başarısızlık kaçınılmaz bir hale gelirdi. Ona göre arkadaşının başpolis olmasının sebebi de yalnızlığıydı. İlgilenecek bir ailesi veya sevgili olmadığı için, bütün hayatı işi haline gelmişti.

"Hyungw-"

Jooheon önden içeriye girdiğinde Minhyuk'u görmeyi beklemiyordu. İçeride olmakla kalmamış, uzandığı koltukta uyuyakalmıştı. Arkadaşı da masa başında otururken, kendisini görmesi ile gözlerini ovalamıştı.

"Bu ne lan zombiye dönmüşsün."

"..."

"Aa Changkyun, sen buraya gelme." dedi Minhyuk'u süzerken. "Başkomiserin odasına gidebilirsin."

"Tamam..."

"Dostum, uyumadın değil mi? Tahmin ettiğim gibi bütün geceyi not çıkararak geçirdin."

Esnedi başpolis. Hemen ardından "İşe yarar birkaç şey fark ettim." dedi, koltukta uyuyakalan kelepçeli genç adama bakıyordu.

"Sizin için uzun bir gece olmuş anlaşılan.. Hoseok ile konuşacağım. Onu hücresine bırak ve birkaç saatliğine uyu. Daha sonra konuşuruz öğrendiklerini."

"Gerek yok-"

"İtiraz etme Hyungwon, hadi."

"... Tamam."

Hyungwon zorlukla ayağa kalktığında notlarına baktı. Bütün gece.. Bütün gece boyunca Minhyuk ile konuşmuştu. Hemen hemen tüm hastalara birer teşhis koymuş olsalarda bu henüz başlangıçtı. Biraz uyumak ve öğrendiklerinden bahsetmek için sabırsızlanıyordu. Arkadaşı odasından ayrıldığında sersemleyerek koltuğun önüne gitti.

"Minhyuk..."

Sesinden yükselen uykusuzluk, bütün gece uyanık kalmış olan sarışını uyandırmasına engel olurken Hyungwon yeniden gözlerini ovaladı. Göz kapakları ağırlaşıyordu kontrol edemeyeceği kadar. Buna rağmen Minhyuk'tan çok daha iyi görünüyordu. Geçtikleri 3 günde birkaç saat olsa da uyumuş, kahvelerle bu saate kadar dayanmıştı.

≪ 𝐅𝐚𝐭𝐚𝐥 𝐋𝐨𝐯𝐞 ≫ HyungHyuk & JooKyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin