3.Bölüm: Görüldü.

3.6K 592 638
                                    

Merhabalar canımsularım. 💙

İNSTAGRAM: @emircaanseker. Takip ederek hem bana destek olabilir, hem de sorularınızı sorup yanıt alabilirsiniz.

Yukarıdaki müziği açalım ve kendimizi kitabın satırlarına bırakalım.

"Bu, Titanic'in bir deniz yıldızı için batma hikayesi..."

İyi okumalar canımsular.  🌊

  🌊

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

3.Bölüm: Görüldü.
"Acaba yazsak bizimki de kitap olur mu?"

***

Her sabah olduğu gibi bu sabah da duvarları seyretme seansımı tamamladım sanırım. Evet her sabah usanmadan yatağımda oturup hayatımı sorguluyorum. Ve bazen dakikalarca kalkmayı unutuyorum. Artık kalksam iyi olacak. Yattıkça yatasım geliyor. Biraz daha durursam başımı yastığa koyar koymaz tekrar uyuyacağım.

Yavaş yavaş yatağımda doğruldum. Ne kadar kalkmam gerekse de kalkmak istemiyordum. Okullar kapandığından beri iyice alışmıştım yatmaya. Okul varken sabahın beşinde kalkıyordum. Okulum eve oldukça uzaktı. Yol git git bitmiyordu. Mecbur sabahın beşinde uyanıyordum. Buna rağmen anca yetişiyordum. Neden yakın bir okul tercih etmedim ki diye soruyordum kendime ara sıra. Çevremdeki okullara bakıp cevabımı alıyordum ama.

Bir an durup düşününce ne kadar çok kendi kendime konuşuyorum aslında? İçimden söylediğim şeylerin yüzde birini dışarıdan söylesem herkes kafayı üşüttüğümü düşünürdü herhalde. Beş dakika susmuyorum. Bir insan içinden bu kadar çok konuşabilir mi cidden? Konuşuyorum işte. Hiç mi bıkmaz insan? Hiç bıkmıyorum. Bu da böyle bir şey. Oysaki dışarıdan gören birisi bu ne kadar sessiz içine kapanık biri diyor. Keşke herkes göründüğü gibi olsa.

Ayaklarımı hafif hafif salladım. Yere değmiyordu... Ve sonra bir hoplamayla kendimi yerde buldum. Bu kez mesaj gelip gelmediğine bakmayacaktım. Zaten bildirim de gelmemişti. Kendimi mesaj gelmediğine inandırmak en iyisiydi. Yoksa iyice paranoyaklaşacaktım.

Ben ağır adımlarla yüzümü yıkamaya giderken annem de o sırada kahvaltı hazırlıyordu.

"Günaydın kızım."

"Günaydın."

Ve artık sonunda banyodaydım. Önce uzun uzun aynaya baktım. Yüzümde hafif bir gülümseme dışında pek de bir değişiklik yoktu. Suyu açtım. Bu sıcak havada suyu ellerimde hissetmek bile ferahlatıyordu. Dışarısı cayır cayırdı. Ellerimden suyu yavaşça yüzüme götürdüm. Gerçekten sımsıcak olmuştum, bu ayılmama yetti. Yüzümü kurulayıp yine sallana sallana salona gittim.

Annem kahvaltıyı hazırlamıştı bile. Irmak'ı kaldırma görevi bana aitti tabiki. Onun uyanması tüm evin uyanması demekti. Çünkü her zaman en son o uyanıyordu. Mümkünü yok uyandıramıyorduk. Ve sanırım dün gece de uyumamıştı...

Mesafe: Uyudun Mu? Where stories live. Discover now