¹⁰ఌ︎

3.9K 337 155
                                    

Jungkook:
Lalisa
Konuşmayacak mısın gerçekten
Perdeni de kapatmışsın

Lisa:
Sana ciddi olduğumu söylemiştim

Jungkook:
İnanmak istememiştim

Lisa:
Ne istiyorsun Jungkook uyuyacağım

Jungkook:
Sen bu saatte uyumazsın

Lisa:
Sana sinirli kalamıyorum |
Dinliyorum

Jungkook:
Perdeni aç bari
Arayayım yüz yüze konuşalım

Lisa:
Hayır

Jungkook:
Ya cidden anlayamıyorum neden böyle yapıyorsun

Lisa:
Tamam Jungkook açıyorum perdeyi

••
Belki de fazla uzatıyordum. Sonuçta o her zaman olduğu gibiydi. Saçma duygularım arkadaşlığımıza zarar vermemeliydi. Perdemi açtığımda çoktan sandalyesinde pencerenin önünde oturuyordu. Gülerek elindeki telefonu salladı. Bende onun gibi sandalyemi pencerenin önüne koyup oturdum. Telefonun sesi ile yaptığımız şeye güldüm.

"Merhaba, uzun zaman oldu görüşmeyeli."

"Çok uzun zaman oldu evet."

"Evet tam tamına benimle yirmi saat on dakikadır konuşmuyorsun!" Kızgın sesi ile konuştuğunda şaşkınlıkla ağzım açılmıştı.

"Saydın mı aptal?" Kahkaha atmaya başladığında anlamazca ona baktım.

"Hayır sadece yüz ifadeni merak ediyordum." Perdemi kapatmak için yöneldiğimde bağırışını duymak için telefona ihtiyacım yoktu.

"Dur kapatma!"

"Ya neden bağırıyorsun? Annelerimizi başımıza mı toplayacaksın? Zaten her gördüklerinde bizi yüzüncü defa nişanlandırıp evlendiriyorlar. "

"Annelerimiz hakkında söylenmeyi keser misin? Tatlı tatlı konuşuyorlar. Bu konuşmalardan keyif almayan tek sensin." Omzunu silkip güldüğünde bende güldüm.

"Benimle mi evlenmek istiyorsun Jungkook? Bu konuşmalardan nasıl zevk alıyorsun?" Benim yüzümdeki gülüş artarken o ise far görmüş tavşan gibiydi.

"Ahahaha bu günlerde espri yeteneğin çok gelişti. Bugünlerde güzel de oldun sanki-" Son cümleyi kısık sesle söylemişti ama telefon dibinde olduğu için duymuştum. Yüzümdeki gülüş daha çok artarken o ise yaptığı şeyi anlamıştı.

"Ben sadece annenin senin ne kadar kötü yemek yaptığını anlatmasını seviyorum."

"Peki inanmış gibi yapıyorum." İkimizde bu sefer gülerken bir süre sonra sessizleşmiştik. İkimizde sadede birbirimize bakarken bir anda başını eğdi.

"Lisa seninle böyle olmayı sevmiyorum."

"Nasıl? Anlamadım."

"Böyle işte. Tamam çok fazla atışırız ama ciddi tartışmalarımızda durumun böyle olmasını sevmiyorum. Benimle konuşmadığında çok eksik hissediyorum." Diyecek bir şey bulamamış sadece şaşkınlıkla onu dinliyorum.

you belong with me •|° liskookWhere stories live. Discover now