²²ఌ︎

1.1K 93 42
                                    

Öncelikle...küfürlere açığım tam tamına 1 yıl olmuş hatta belki birkaç ay fazla 😶 Biraz bölümde karışık olmuş olabilir çünkü yazarken bir kopukluk yaşadım...Bu yüzden diğer bölümü tekrar okuyup gelebilirsiniz🙏🏻

ÖZÜR DİLERİM ÖZÜR DİLERİM😭

60K🤧
Bu başarı sizlerin güzellerim, tacınız takmak benim için onurdur 👸🏻👑

Dedim ben de çok özledim aşklarım da çok özledi...o zaman gelsin bu zamana kadarki en en uzun bölümümüz!!! Çokta uzun değil ama olsun

(Bundan sonraki bölümleri hızlı yazmayı düşünüyorum tatile girdiğim için ama kendime güvenmiyorum. Yine de finale kadar bir olay taslağı hazırladım finalde ne yazacağım kesin sadece bölümleri yazıp bitirme kaldı. Tahmini 35 bölüm sürer diye düşünüyorum ama değişedebilir. Siz bu bölümü okurken ben diğer bölümün yazısını bitirip 24. bölüme geçerim^^)

Sonda küçük bir dipnotum var bakmayı unutmayın! Bol bol yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalarrr <3

•.•.•.•.•.•.•

"Koğuş kalk!"

Kamp günümüzün sonuna gelmiş bulunuyorduk, eğer her sabah böyle uyandırılacağımı bilseydim en başından bu gezi işini kabul etmezdim. Ben deniz kenarında bir yere gideceğimizi düşünmüştüm. Oysaki sıcak kumu, ılık bir denizi ve bronzlaşmayı bekleyen bir tenim vardı. Ama şu an olduğum ortamda da o kadar kötü değildi, tabii Bay Kim'in bizi askerleri gibi görmesi dışında.

Hâlâ kafasını boynuma gömmüş bir şekilde uyuyan Jeongguk yüzümde tebessümü oluştururken saçlarını okşadım bir süre. Uyurken çok daha çekilir oluyordu ama uyanıkken bazen beni bıkkınlık seviyesinin zirvesine ulaştırıyordu.

"Uyanmalısın bebeğim." Kulağına fısıldadığım kelimelerden sonra uykusunu böldüğüm için kaşları çatılmış sonrasında dudakları yana doğru kıvrılmıştı.

"Biraz daha uyusam, olmaz mı?" Ellerimi birbirine karışmış saçlarında gezdirdikten sonra yanağına küçük bir öpücük bıraktım.

"Bay Kim herkesi uyandırıyor ve seni burada böyle uyurken bulursa hiç iyi şeyler olmaz." Nerede olduğu gerçeği ile gözlerini aralamaya çalışıp kirpiklerini kırpıp etrafa bakmaya çalışıyordu. Sonunda sıkıntıyla nefesini bırakıp kafasını boynumdan kaldırmadan önce oraya bir öpücük bırakmıştı. Öpücüğü ile sabahın ilk ışıklarında kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı. O telefonundan saate bakarken ben de kalbime sakin olmasını söylüyordum.

"Bay Kim'in saatten haberi var mı? Hayatımda asla sabahın yedisinde uyanmamıştım."

"Sanırım ben de."

"Herkes beş dakika içinde kahvaltı için masada olmazsa sözlü notlarınızdan yirmi puan düşeceğim!" Bay Kim'in tehdidi ile gözlerim iyice açılmış sonrasında Jeongguk'u çadırdan atmıştım. Bir an önce giyinmem gerekiyordu.

"Derslerine beni böyle dışarı atacak kadar değer vermen kalbimi kırdı."

Çocuk gibi söylenip durduktan sonra uzaklaşmıştı ben de rahatça eşofmanlarımı üzerime geçirip dışarı çıkmıştım. Herkes henüz ayılamamış bir şekilde koşuştururken saçlarımı toplamakla meşguldüm. Biraz ileride çadırının önünde çok önceden uyandığı belli olan Jennie esneme hareketleri ile güne başlamıştı. Ona uzaktan el sallayıp karşılık aldığımda önünde hızla geçen Taehyung ile birkaç dakika o tarafa bakmaya devam etmiştim. Taehyung az önce Jennie'ye bakmadan önünden geçip gitmiş miydi yoksa yeni uyandığım için gözlerimin yanılsaması mıydı? Jennie onun arkasından bir süre düz bir şekilde bakıp onu izleyen beni görüp yanıma adımlamıştı.

you belong with me •|° liskookWhere stories live. Discover now