Bölüm: 2

17.8K 919 114
                                    

Bölüm 2: Yardımcı Olabilirim

Arkadaşlarıma baktım çekingenlikle. Bana karşı aldıkları tavır çok garipti son zamanlarda. Ailemden sonra en değer verdiğim kişilerdi onlar, aramızın açık olmasına dayanamıyordum.

"Nasılsınız?" diye sordum İlkay ve Doğu'nun yanına otururken.

"İyi." Kestirip atarcasına yanıtladı Doğu.

"Benimle konuşmak istediğiniz bir şeyler var mı?"

"Ne gibi?"

"Çok soğuk davranıyorsunuz, aramıza buzdan duvarlar örülmüş gibi."

"Çünkü seninle arkadaşlığımıza devam etmek istemiyoruz." dedi Doğu.

"Size karşı herhangi bir yanlışım mı oldu?"

"Çok değiştin Hazan, biz de değiştik. Daha fazla uzatmadan bu dostluğa son vermemiz en doğrusu. Birbirimizi sıkmayalım daha fazla, yolun açık olsun." İlkay'a çevirdim bakışlarımı. Ondan da herhangi bir tepki bekliyordum; ama o sadece el sallamakla yetindi.

"Peki, hoşça kalın." Yanlarından uzaklaşıp sırama geçtim. Kendime engel olup, gözyaşlarımı eve saklamalıydım.

El sallayan Nisa'ya gülümseyerek karşılık verdim. Pek samimi değildik ama ara sıra konuştuğumuz oluyordu. Kötü bir insan olduğunu söylemezdim. Kendi halinde, pozitif bir kızdı.

"Nasıl hissediyorsun Hazan?"

"İyiyim, sen?"

"Anne baban vefat etmiş, daha yeni haberim oldu. Başın sağ olsun." Burukça gülümsedim.

"Teşekkür ederim."

"Herhangi bir şeye ihtiyacın olursa çekinmeden söyle lütfen."

"Teşekkür ederim, hoşça kal." Daha fazla bu muhabbeti sürdürmemek için sınıfa adımladım.

Umutsuzlukla çıktım bu dükkandan da. Şans bir kere gülse bana... İmkansızdı. Saatlerdir dükkan dükkan dolaşarak iş arıyordum; ama ya birini bulduklarını ya da deneyimsiz olduğum için istemediklerini söylüyorlardı.

"Ne bekliyordum ki?" Cebimde titrediğini hissettiğim telefonumu çıkarttım çatılan kaşlarımla. Tuna'dan mesaj vardı.

tunakilic: Nasıl gidiyor?

tunakilic: İş bulma serüveni.

hazanaydin: Gitmiyor...

tunakilic: Tahmin etmiştim.

tunakilic: Şimdi sana atacağım konumdaki pastaneye git.

tunakilic: İstediğin işi alacağına eminim.

hazanaydin: Umarım.

tunakilic: Hadi kapanmadan yetiş.

tunakilic: Eve döndüğünde yazarsın, birlikte kutlarız.

İstemsizce gülümsedim ekrana bakarken.

hazanaydin: Tamamdır!

Sevinç çığlıkları atmak istiyordum sokak ortasında. İstediğim yarı zamanlı işi bulmuştum. Eve gitmeyi beklemeden telefonuma sarıldım. Parmaklarımı klavye tuşları üzerinde gezdirip Tuna'ya teşekkür mesajı yazmaya başladım.

hazanaydin: İşe alındım! Sana çok teşekkür ederim! Sen olmasan hala işsiz geziyor olurdum.

tunakilic: Eve vardığına emin misin?

hazanaydin: Anlamadım?

tunakilic: Eve geçince yaz dedim.

tunakilic: Umarım sokak ortasında konuşmuyorsundur?

hazanaydin: Tam olarak da öyle yapıyorum...

tunakilic: Başına bir şey gelmesi için mi çabalıyorsun?

hazanaydin: Kim bilir...

tunakilic: 'Ölmekten çok korkuyorum; ama yaşamak da istemiyorum...'

Benim ona yazdığım mesajdı.

tunakilic: Korkularının üzerine gitmen güzel; ama izlediğin yol pek de doğru değil.

hazanaydin: Merak etme, intihar etmeyi düşünmüyorum.

tunakilic: Eve vardığın zaman yazarsın.

tunakilic: Şu an mesajlarına bakmayacağım.

Gülümsemeyi sürdürüp telefonumu kapattım. Düşünceli bir insana rastladığım için mutluydum. Her ne kadar erkek kardeşim olarak gördüğüm insanlar hayatımdan çıkmak istemiş olsalarda...

Evin kapısını ardımdan kilitleyip eşyalarımı portmantoya astım. Elimi yüzümü çabucak yıkayıp odama koştum. Temiz iç çamaşırı ve eşofman alıp banyoya adımladım vakit kaybetmeden. Şehrin bütün tozunu dumanını üzerimde hissediyordum.

İnstagram'a girdim Tuna'ya mesaj atmak için. Kötü haber mi yoksa iyi haber mi vereceğimi tartışıyordum kendi içimde. Ona anlatırsam biraz olsun rahatlardım belki de.

hazanaydin: Eve vardım!

tunakilic: Hoş geldin!

hazanaydin: Hoş buldum!

hazanaydin: Sana verebileceğim iki farklı haber var.

hazanaydin: Seç birini.

hazanaydin: İyi mi kötü mü?

tunakilic: İyi haberin ne olduğunu biliyorum zaten. Kötüyü yolla gelsin.

hazanadyin: En yakın arkadaşlarım benimle ilişkilerini kestiler bugün.

tunakilic: İnstagram adreslerini ver.

tunakilic: Bana da eğlence çıkar.

hazanaydin: Onlara olan sevgim bitmiş değil, saygımsa ebedi.

hazanaydın: Böyle bir şey yapmanı isteyemem o yüzden.

tunakilic: Çok ince düşünüyorsun.

tunakilic: Üzerler seni.

hazanaydin: Üzmediklerini nereden biliyorsun?

tunakilic: Üzeni sil öyleyse?

hazanaydin: Sandığın kadar kolay değil.

tunakilic: Sandığımdan da kolay.

tunakilic: Tabii cesaret edebilene...

hazanaydin: Anıları silemezsin, unutamazsın, yokmuş gibi davranamazsın.

hazanaydin: Benim canımı yakan da bu.

hazanaydin: Onlar gittiler; ama anıları benimle kaldı.

hazanaydin: Anıları da sil diyemezsin ya?

tunakilic: Evet, bunu söyleyemem.

tunakilic: Ama kafanı dağıtmana yardımcı olabilirim.

Dinler misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin