Beware Of The Brothers [Novel Çeviri]

Cabel, Lütfen Konuş Benimle

Bayan Leonard, eve çoktan gitti mi?

'Cabel kendi başına ne yapıyor? Görünüşe göre öğretmeni henüz gelmemiş.'

Dürüst olmak gerekirse, Cabel'in neden Eugene'den kaçtığını bilmiyordum.

Eugene onu görmeye Schuman'a geldiğinde bile, Cabel buluşmayı reddetti.

Bundan sonra Eugene birkaç ay önce onu ziyaret etmeyi bıraktı.

Yine de Eugene'in ona düzenli olarak bir mektup göndermek için zaman ayırdığını öğrendim.

Ben de Cabel'in bu sefer geri geleceğini duyduğum gibi konuşmalarının iyi gittiğini düşündüm.

Aniden, Bayan Leonard’ın bir an için gördüğüm şüpheli tavrını hatırladım.

Cabel ile böyle konuştuğunda kasıtlı olup olmadığını hâlâ bilmiyordum ama ona göz kulak olmam gerektiğini düşündüm.

Dokuz yaşında olsaydım, belki onu bırakırdım.

***

Marki Leonard, Ernst’in evini ziyaret etti ve o gece Eugene ile konuştu.

Eugene, muhtemelen Cabel için endişelendiği için hızla eve geri döndü. Ama elbette kardeşini göremiyordu çünkü Cabel hâlâ ondan kaçıyordu.

"Yapamam."

İkisinin ne hakkında konuştuklarını merak ederek kapıya doğru süründüm.

Elbette gizli dinlemenin korkunç olduğunu biliyordum çünkü herkes bunun haksız bir eylem olduğunu biliyordu.

Ama ne yapmalıyım?

Hâlâ merak ediyordum.

Bu yüzden kulağımı kapıya doğru bastırdım, karşılıklı oturan iki kişiye odaklandım.

"Kardeşlerim Ernst'te kalacak."

"İnatçı olma."

"İnatçı? Ernst’in aile üyeleri kendi malikanelerinde kalmak isterlerse benim inatçı olduğumu nasıl söylersin?"

"Eugene, kendini fazla zorlamıyor musun? Hepsini kendi başına yapabileceğini sanmıyorum. Bunu senin iyiliğin için söyledim ... "

"Amca."

Eugene’nin boğuk sesi kulak zarına çarptı.

"Bunu seni ikna etmek için mi söylediğimi sanıyorsun?"

Şu anda Eugene'nin kızgın olduğunu fark ettim.

"Teyzeme de aynı cevabı verdiğimden eminim, ama anlamadın mı?"

Ayrıntılı olarak bilmiyor olsam da, Marquis Leonard'ın Eugene'e söylediği şey, küçük kardeşlerini başka bir yere bırakmakla ilgili gibiydi.

Ama sonuna kadar Eugene ona hep soğukkanlı davrandı.

"Artık Ernst üzerinde tam yetkiye sahibim. Niyetimi açıkça belirttim ve bu konuda uzlaşmaya yer yok."

"Eugene..."

"Ve yanılmayın. Burada duran kişi küçük yeğeniniz değil, bu ailenin haklarını miras alan Ernst'in şu anki başıdır."

Bu kapının arkasındaki kişinin artık tanıdığım genç Eugene olmadığını fark ettiğimde bilinçsizce nefesimi tutuyordum.

Düşündüğümden çok daha hızlı bir yetişkin oluyordu.

"Beni yeğenin olarak düşünme."

Marki Leonard suskun görünüyordu ve artık Eugene'i ikna etmeye çalışmıyordu.