2 ⚔

80 177 37
                                    

2/FEVKALBEŞER

"Her şeyden önce su vardı.

Yer, ay, gök, güneş yoktu.

Sadece Tanrı Kayra Han vardı,

Ancak yalnızdı ve canı sıkılıyordu.

Sudan gelen bir ses ona "Yarat" dedi."

"YARADILIŞ DESTANI"

•┈┈┈••✦KEYİFLİ OKUMALAR✦••┈┈┈•

•┈┈┈••✦KEYİFLİ OKUMALAR✦••┈┈┈•

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

ALANA: 

Eski Türk mitolojilesinde "Kötülük Tanrıçası" olarak bilinir. Diğer ismi Hal Ana'dır. Kızıl renkli gözleri olan, kızıl ve dağınık saçlı, gözleri kanlı, uzun tırnaklı ve bir deveyle bile güreşebilecek kadar uzun boylu bir kadın olarak tasvir edilir. Albastılar ona bağlıdır. Kötülüğü, yakıcılığı, şehveti ve aldatmayı ifade etmektedir.

═ ═ ═ ╰☆╮ ═ ═ ═

Gök kubbe belirli bir ritim tutturmuş, yeryüzünde çalıyorken insanoğlu olan biten her şeyden bihaber hayatına devam ediyordu. Kimileri para kazanmak için bu ritmin altından koşarak geçiyor; kimileri bağına bahçesine bakmak için çalan bu ritimden kaçmaya çalışıyor; kimileri gök kubbenin insanlara sunmuş olduğu bu eşsiz ritmin tadına varmak istercesine salınarak yol alıyordu.

Gökyüzü, güneşi geriye çekmiş ve ay, ortalığı aydınlatmak benim görevim artık, dercesine yavaş yavaş belirmeye başlamıştı. Bahadır ve eşi, gökyüzünün bu fevkalade değişimini sessizliğin hâkim olduğu arabalarının içinden izliyordu. İkisinin de beyinleri farklı düşüncelerde geziniyor, farklı çıkmazlar içerisinden çıkmaya çalışıyorlardı. Ama ne çare! İnsan bir düşünmeye başlasın hele, bir çıkış yolu bulabilir miydi kendisine? Üstelik her çıkış yolu farklı bir çıkmazın içerisine sürüklerken!

"Biliyorum, zorlanıyorsun. Hatta bazen keşke diyorsun içinden. Farkındayım ben hep bunların..."

Adam, gözünü yoldan ayırıp eşinin hüzne boğulmuş olan mavi harelerine dikti. Yüreğinde olup biten her bir şeyi anlatmak istedi, ömrünü vermeye razı olduğu kadına.

"Ben, farkındayım bunların hepsinin hatun. Ama biliyorsun, başka çaremiz yok bizim. Böyle olmasını biz seçmedik. Bu bize verilen bir armağan ve biz bu armağanı, emanet bildik. Sen o gün başına gelecekleri bilerek geldin bana hatun. O günden sonra biz, biz olduk ve yolumuza devam ettik. Sen şimdi böyle asıyorsun ya suratını, benim yüreğim yanıyor. Sanki kalbimi biri pençeleriyle çiziyor."

İLTER | (✓)Where stories live. Discover now