52-ALTUĞ

8.7K 674 246
                                    

Tekrardan bir arada olmak beni biraz heyecanlandırdı. 

Çoğu kişi bunu yapacağımı sanmıyordu ama yazdıklarımda her zaman ciddiydim.

Nitekim kitap gidince kıymete bindi. 

Lütfen doğru zamanda gerçekten seviyorsanız bu kurguyu gösterin. Elden gittikten sonra gösterince hiçbir kıymeti kalmıyor. 

Gerekli açıklamayı wattpad panomdan yaptım ama çoğu kişi takip etmediği için görmedi ve mesaj yoluyla kitabı sordu. Duyurulardan haberdar olmak için takip edebilirsiniz. 

Diğer bölümleri göz atarak yavaş yavaş yayınlamaya devam edeceğim. Wattpad sistemi öyle bir kötüleştirmiş ki oy verenlerin oyları siliniyormuş buna lütfen dikkat edin. Oy vermediyseniz diğer bölümlere okuduktan sonra oy verebilirsiniz. 

Umarım bir daha öyle kötü hissedip kitabı kaldırmak zorunda kalmam.

BÖLÜM SINIRI 400 OY 450 YORUM! (53. bölüm neredeyse hazır bunu da söyleyeyim.)

Keyifli okumalar!

ALTUĞ'DAN

Parmaklarım stresle masaya vururken tekrar saate bakıyorum. Nerede kaldı bu çocuk? Her yerim yorgunluktan dolayı ağrıyor. Ayağa kalkıp birkaç adım attığım an etlerim dökülecekmiş gibi hissediyorum. Tam bir haftadır 36 saat gün aşırı çalışıyorum. Sanki benim gelmemi bekliyorlarmış gibi bebekler hiç durmadı ve gelmek için bu zamanı seçtiler. Saatler çok yoğun geçti. Artık kaç tane bebek doğduğunu bile net bilmiyorum. Biri bitmeden diğeri başladı çünkü. LANET OLSUN! Bu iğrenç halimle evleneceğim hiç aklımın ucundan bile geçmezdi. Her zaman çok yakışıklı ve özenli bir şekilde evleneceğimi hayal etmiştim. Bugün Mercan'ın yanında uykusuz gözleri kızarık ve mor, çok yorgun olacağım ve çok yakışıklı durmayacağım kesin. İçim sıkıntıyla kasılırken tekrar saate bakıyorum. Son beş dakikası kaldı. Telefonum titriyor ve o an düşüncelerden sıyrılıp gelen mesaja bakıyorum ekrandan göz ucuyla.

"Günaydın! Nasıldı nöbet?" Yüzümde bir gülümseme oluşuyor mesajın sahibini görünce. O an yorgunluğumu unutuyorum ve telefonu elime alıp hızlıca cevap yazmaya başlıyorum.

"Çok yoğundu gece. Tahmin ettiğin gibi biraz yorgunum. Sen?"

"Ben de biraz heyecanlıyım." Yazıyor hemen Mercan. Şu an heyecan aklıma ilk gelen şey değil. Tek istediğim uyumak ve bunu düşünmek bile kendime kızmama yol açıyor. O heyecanlı iken ben bir an önce eve gidip uyumayı, ondan sonra nikahımızı düşünmeyi istiyorum. Çünkü kafam çalışmıyor.

"Günaydın." Mustafa'yı karşımda görünce öfkem artıyor ve yakasından tuttuğum gibi kendime çekiyorum.

"Neredesin lan sen!" diyorum sesimi yükselterek. Hemen benden kurtulup bir iki adım geriye atıyor.

"Abi tam zamanında geldim geç kalmadım ki!" Yüzüme biraz korkarak ve çekinerek bakıyor. Bu biraz fazla oldu ama şu an ben, ben değilim. Ayağa kalkıyorum ve bacaklarımdaki o ağrı hemen kendini belli ediyor. Telefonumu ve çantamı alıyorum.

"Buralar sana emanet," diyorum uyararak.

"Şimdiden tebrik ederim abi. Sen merak etme."

"Teşekkürler." Bir iki adım atıyorum ve durup ona dönüyorum.

"Kusura bakma Mustafa, biraz sert davrandım."

"Eh evleniyorsun biraz heyecanlı ve gergin olman normal." Mustafa bana gülümseyerek bakarken onu onaylar bir şekilde başımı sallıyorum. Elimi kaldırıyorum selam verip ve hızlı adımlarla resmen hastaneden kaçar gibi çıkıyorum.

M&A Bir Veliahtın HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin