30

8.8K 860 236
                                    

Merhaba
Bölüm sınırı 270 oy ve farklı kişilerden gelecek olan 300 yorum. Bunu özellikle belirtiyorum.
Oy ver hikayene can ver!
Keyifli okumalar
Teşekkürler💕

İçimdeki suçluluk duygusu daha da artıyor. Bana o kadar kızgınken neden böyle bir şey yapıp çöpe attığını anlamıyorum. Dün yaptığı kek duruyor buzdolabında. Mercan sen ne yapmaya çalışıyorsun? Dayanamıyorum ve odasının önünde buluyorum kendimi. Tam elimi uzatmış kapıya vuracakken sesini duyuyorum. Ağlıyor... Ağlıyor yine... Burada öylece durup ona yardım edememek beni gerçekten üzüyor. Artık çokça da merak ediyorum. Neden bu halde? Platonik aşkı da yanında ve araları da gayet iyiyken neden sürekli ağlıyor? Öğrenmek istiyorum çünkü bu bir noktada beni de üzüyor. Şu an üzüntülü sesini duymak bile kalp kırıcı. Kapıya vuruyorum hızlıca.

"Mercan! Mercan iyi misin?" İyi olmadığını biliyorum ama kapıyı aç diye de ona emir veremem.

"Defol git başımdan," diye bağırıyor. 

"Seni görene kadar gitmeyeceğim. Ne kadar inatçı olduğumu bilmiyorsun." Hiçbir şey demiyor ben de beklemeye devam ediyorum. 

"Anlatmadığın sürece çözüm bulamayacaksın. Bana anlat demiyorum belki bana güvenmiyorsundur bilmiyorum ama artık birine söylemelisin bu durumu. Seni yiyip bitiriyor çünkü." Yine bir şey demiyor. Ben de beklemeye devam ediyorum. O an buraya neden gelmiş olduğum aklıma geliyor.

"Çöpe attığın keki bana mı yapmıştın?" Adım seslerini duyunca geri çekiliyorum. Kapıyı açıyor ve yaşlı gözlerle yüzüme bakıyor.

"Ben sana niye kek yapayım ki!" Aşırı sinirli bir adım geriye gidiyorum.

"Neden çöpe attığın ortada. Bana vurmamak için kendini zor tutuyorsun. Bu nefretinin nedeni ne? Ben sana hiçbir şey yapmadım." 

"İçi pişmedi ve attım. İş yerine götürecektin. Düşün bakalım senden niye nefret ediyorum. Pisliğin tekisin, asla düzgün biri olmayacaksın."

"Beni deli gibi isteyen bir kadınla yattım diye mi benden nefret ediyorsun? Cidden çok komiksin Mercan. O yere göğe sığdıramadığın Levent Hocana sor bakalım nasıl biriymiş!"

"En azından doğru yolu bulmuş. Canfeda ablamın peşinden koşmuş. Sen bunu asla yapmazsın. Kendini beğenmiş takıntılı adamın birisin."

"Demek öyle. Bunun için kavga ettiğimize inanamıyorum! Sen benim hayatıma karışamazsın. Beni yargılayamazsın. Ben sana bunları yapmıyorum."

"Burada mecbur olmasam bir dakika bile kalmam. Senden de evinden de nefret ediyorum." Kapıyı hızla yüzüme kapatıyor. Bir de neler düşünüyorum, nasıl yanlış yanılgılar içine düşüyorum. Durum kesinlikle bu ve ben daha dün onu birazcık unutma umuduyla başka bir ile birlikte oldum. O ise asla değişmeyeceğimi çoktan kendine inandırmış. Yine o his beni fena yakalıyor. Kocaman bir hayal kırıklığı...

MERCAN'DAN

Yüzümü yıkıyorum hırsla... Bir de bana hesap sormaya gelmiş. Aptal olan kesinlikle benim. Böyle bir şey olacağı başından beri belliydi. Tabii ki o kızla yatacak çünkü o böyle biri. Başından beri de böyleydi ve açık açık bunu yüzüme bile söylemişti. Sadece hayatımda ilk defa sanki aldatılmış gibi hissettim. Evet ortada hiçbir şey yok. O benden habersiz ve bana o gözle bakmıyor ama sabah hissettiğim o duygu çok başkaydı. Kendimi bir anda annemin yerine koydum. Küçük olduğum için çok bir şey anlamıyordum ama dün nasıl bir duygu olduğunu az çok anladım. Değersizlik hissinin daha fazlası ve başkası için tercih bile olmaktan çıkmaydı o duygu.

M&A Bir Veliahtın HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin