16

14.2K 1.5K 2.1K
                                    

Basım felaket ağrıyor. Kafamı sıradan kaldıramıyorum amk öyle ağrıyor. Dün bizimkilerle içtikten sonrası yoktu bende. Felix ile yarışa girmiştik en son en fazla shot atan kazanır diye. İddianın ödülü de çikolata. Çikolata diyip geçmeyin çikolata kadar güzel bir sey yok. Telefonumu çıkartmış mesajlara bakmıştım. Hendery ile olan mesajlara girdim. Tahmin ettiğim gibi görüldü bile yememiştim. Ne yapmalıyım? Bırakayım mı Hendery'i?? Of Jisung bu MİNSUNG fici saçmalama. Minho ile olan konuşmalara girmiştim. Eski mesajlara kıyasla bu haftaki mesajlar daha samimiydi. Bana iyi davranıyordu garip bir şekilde. Sınıfta bağıran Min Ji'yi duymamla kulaklarımı kapattım. Ne çirkin sesi vardı amk.

"Sesin berbat."

"Kes. Pis gay seni." Okay.

"Aynen." Başka sınıftan olduğunu düşündüğüm bir oğlan konuşuyordu Min Ji ise dinliyor ve alay ediyordu.

"Tipinde çirkin Minho sana nasıl baktı? Ah doğru siz ayrıldınız değil mi?" Tipime de okay ama Allah çarpar amk yalan konuşma.

"Minho da mı gay? Zaten tipsizin teki ailesi bile sevmiyor. İbne. İğrenç kısa zamanda geberin! " Buna okay diyemem işte. Sinirleniyordum. Yerimden gürültülü bir şekilde kalkıp çocuğa doğru yürümeye başladım. Çocuk ilk başta afallasa bile Min Ji'ye güvenerek göğüs kabarttı. Karşısına geçtiğimde tıslar gibi konuştum.

"Ne dedin az önce tekrar etsene duyamadım?" Yutkunduğunu farketmiştim. Korkucaksan oynamayalım.

"Dedim ki. İğrençsiniz."

"Hayır ondan önce ne dedin?"

"Ailesi bile sevmiyor! Sevimsiz birisi. Egosu var ve ibne."

Beynime kan sıçramıştı. Çocuğu yakasından tuttuğum gibi yumruğu suratına geçirmiştim.

"Bir daha söyle."

Çocuk zar zor da olsa konuşabiliyordu. Çenesini oynatıp konuşmaya devam etti

"İğrençsin ibne!."

Çocuk yürek yemişti gerçekten yürek yemişti. Yanıma Felix ve Hyunjin geldiğinde ne olduğunu sormuşlardı. Sınıftakiler kısaca anlattığında Felix sinirlenip bir tane de o geçirmişti. Felix vuruyor benim ne eksiğim var diyip Hyunjin de vurmuştu. Çocuk ciddi anlamda baya dayak yemişti.

"Seni müdüre şikayet edeceğim pis gay."

"Kahve de söyle çok bekletmem."

Çocuk yerden kalktığında hışımla sınıftan çıkmıştı. Sınıftan çıkarken sınıfa giren Changbin, Minho, Chan, Seungmin ve Jeongin çocuğa kısa bir bakış atmış yanımıza gelmişlerdi.

"Olum ne oldu? Çocuk mahvolmuş."

"Ah önemli birşey değil."

"Anlat." Minho konuştuğunda sessizce sırama geçmiş oturmuştum. Olayları az çok anlatmıştım. Onun yüzünden kavga ettiğimi değil. 5-10 dakika sonra kafamı geri sıraya koyduğumda Minho saçlarım ile oynamaya başladı. İşte bütün sinirim hoop uçtu gitti. Minhoya zaafım olduğunu söylemiş miydim? Artık öğrendiğiniz. az önce patakladığımız çocuğun girdiğini gördüğümde kafamı dikleştirdim. Göz göze geldiğimizde arkasından nöbetçi öğrenci de gelmişti.

"Han Jisung. 1417. Müdür yardımcısı çağırıyor." Yerimden kalktığımda çocuğun en ön sıraya oturduğunu gördüm. Çocuğun önüne geçtim ve elimi omzuna koyup konuşmaya başladım.

"Umarım uzaklaştırma alırım yoksa gerisini biliyorsun. Tam patlamamış kaşını ben patlarım." Çocuğun önünden çekildiğimde gülümseyerek Minhoya baktım. Koridora çıktığımda peşimden Minho da gelmeye başladı.

Su Balonu | MinsungTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon