Özel bölüm

13K 1K 810
                                    

"JİN TOPUNUZU KESERİM BAK ATMA LAN!"

''Bağırma lan çocuğa.''

Minho, Jin'i azarlarken Jeongin piknik bezinin üstüne düşen topu gülümseyerek veledine geri attı. ''İleride oynayın. Kaybolmayın.'' Çocuklar kafa sallayıp biraz ileri gitmişti. ''Çocuklarımız var şaka gibi ağlayacağım şimdi.'' Hyunjin işaret ve baş parmağını göz pınarlarına bastırıp ağlamaklı sesler çıkartıyordu. ''Abartma amk Drama Queen'i seni.'' Hyunjin elleri hala aynı pozisyonda çekmeden konuşan Minho'ya kötü bir bakış atmıştı.

''Çocuğunu kaçırırsam görürsün.'' Minho tek kaşını kaldırdığında Hyunjin ayağa kalmış top oynayan dört veletten yeşil tişörtlü çocuğu kapmış kucağında götürüyordu. Minho yerinden fırlamış söverek Hyunjin'in peşinden koşuyordu. Biliyordu istese getirmezdi.

Woo, Hyunjin amcasına garip bir bakış attı. ''Amca bir şey diyeceğim. Kulağını getir.'' Hyunjin bir yandan koşuyor bir yandan da kulağına fısıldayan çocuğu dinliyordu.

''Babam seni dövecek.'' Dedikten sonra kahkaha atmıştı. Hyunjin biraz yavaşlayıp dere gibi görünüme sahip insan yapımı su kaynağının ucuna geldi. ''Korkma. Bırakmam.'' Hyunjin, Wooyu bacağından kapmış yolunmak üzere olan tavuk gibi dereye doğru sallandırıyordu.

''Bir adım daha atarsan Wooyu bırakırım.'' Minho nefes nefese Hyunjin'in yanına geldiğinde ellerini bacaklarına koymuş soluklanıyordu. ''Ya bak elinden kayacak çocuk yapma.'' Hyunjin nefes nefese kalmış Minhoya baktı. ''Bırakıcam ama sen de beni rahat bırak.''

Minho kafa salladı. ''Aynı evde yaşadığımızı düşünmediğini farz edip kabul ediyorum.'' Hyunjin'in dört köşeli jetonu tak diye yerine geri gelmişti. Woo ise baş aşağı halinden memnun şekilde parmaklarını suya değdirmeye çalışıyordu. ''Baba bak!!'' Woo suya değdikçe sevinçle bağırıyordu. Bu Minho'nun sakinleşmesine sebep oluyordu.

Hyunjin, Maraş dondurmacısı gibi Woo'nun ayaklarından tutup düzeltti ve çimlere bırakıp kaçtı. Woo'nun başı dönmüş olmalı ki dengesini kaybedip götünün üstüne düştü. ''Neden hiç düzgün amcam yok?'' Minho kahkaha atıp Woo'nun yanına oturdu ve yanındaki minik bedeni dizleri üstüne oturttu.

''Bir şey oldu mu?'' Minho dizinin üstünde oturan minik bedenin kollarını kontrol ediyordu. ''Hayır olmadı.'' Woo gülümseyip babası ile yalnız kalma fırsatı bulmuşken konuştu. ''Baba, Babamla nasıl tanıştınız?'' EE MİNHO SEN NANEYİ YEMEDİN Mİ ŞİMDİ.

''Baban bana çok aşıktı.'' Gururla göğsünü kabarttı. ''Ama ben çok geç anladım. Az kalsın baban başkasının babası olacaktı.'' Woo kaşlarını kaldırdı. ''BABAM BAŞKA BİRİNİN BABASI MI OLACAKTI?!'' Minho bağıran bedene kafa salladı. ''Ama bak şimdi senin baban.'' Woo kafa salladı. ''Kim evlenme teklifi etti?'' Minho gülümseyerek göğüs kabarttı. ''Ben.'' Woo gururla gülümseyen bedene yüzünü buruşturdu. ''Babam aşıkmış bir zahmet sen et.'' Minho dizinde oturan ukala çocuğa baktı.

''Sen Changbin amcan ile çok yalnız kalma tamam mı?'' Woo gülümseyerek olumsuz anlamda kafasını salladı. ''Hayır, en çok onu seviyorum.'' Minho yüz buruşturdu. ''Baban da en çok o amcanı sever.'' Woo şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. ''Babam ile çok ortak yönümüz var demi baba?'' Minho bıkkınca kafa salladı. ''Su balonlarından çok çektim. Babanın oturduğu apartmana taşındığım ilk gün kafama balon yemiştim.''

Woo minik bir kahkaha attı. ''Sonra ne oldu?'' Minho gülümsedi ve arkasındaki ağaca yaslandı. ''Okulda karşılaştık babanla. Çok sinirliydim ona, Chan amcanın arkasına saklanmasaydı dövecektim babanı.'' Woo sinirle minik elleri ile omzuna yumruk geçirdi Minhonun. ''O zaman babam olmazdı!'' Minho kafa salladı gülümseyerek.

Su Balonu | MinsungWhere stories live. Discover now