Merbahalar.
Nasılsınız, dilerim iyisinizdir.
Bölüme geçmeden önce biraz konuşmak istiyorum çok vaktinizi almayacağım zaten.
Bugün 22 Mart. Bugün Zevahir'in 1. Yılı.
Tam bir yıl oldu Zevahir'e başlayalı...
Koskoca bir yıl.Zevahir benim 3. göz ağrım olsa bile en değerlisi benim için. Biraz duygulandım sanırım. Her neyse 1 yıldır burada bana destek olan arkadaşlarıma ve siz okuyucularıma çok teşekkür ederim. İyi bölümlerim oldu, benim ağlaya ağlaya yazdığım bölümler oldu ama siz beni bırakmadınız ben de sizi bırakmadım. Dilerim hiç bırakmak zorunda da kalmam.
Tam bir yılda 4k okunma civarına ulaştık. Çoğu kitaba göre gayet düşük ama ilk paylaştığım kitap deneyimim için beni asla üzmeyen bir sayı. O yüzden asla pişman değilim ve hiç pişman olmam bunun için. Kimi zamanlar sabaha kadar yazdım. Kimi zamanlar bütün dersleri bırakıp klavyenin başına geçtim. O yüzden sizin okuduğunuz ve sadece 20 dakika süren bölümlerde benim uykusuz gecelerimin eseri var. Ve bazen saatlerce düşündüğüm sahneler ve planladığım olaylar var. Basit gibi görünebilir ama doğrusu asla basit bir iş değil yazmak. Neyse çok uzattım. Fazla vaktinizi almayacağımı söylemiştim.
Son olarak eğer beğendiyseniz bu kitabı arkadaşlarınıza tavsiye edebilir misiniz? Çünkü her yeni kişide nasıl heyecanlandığımı anlatamam size... Ama editörüm olan _anemon_ ve arkadaşlarım size bunu çok güzel anlatabilir. Onları bu satıra bekliyorum ldöfpdlv.
O zaman bölüme geçelim...
Fikir ve yorumlarınızı buraya bırakmanız dileğiyle.
İyi okumalar iyi ki varsınız♡
37.BÖLÜM
''Arkadaşınızı hastanenin başka bir kısmına sevk etmemiz gerekiyor.'' dedi yüzünde maske, boynunda steteskop, elinde ise raporlar olan doktor. ''İç kanama riski bitti. Yani durumu ne kadar değişmese bile şu an ani bir tehlike ile karşı karşıya değiliz.''
Duyduklarımdan sonra bir anda olduğum yere oturdum. İyiydi. İyiydi. Kısmen bile olsa kötüye gitmemişti durumu. İyiye gitmişti. Çok şükür Allahım. Çok şükür.
Oğuz'un odadan çıkartılması ile ayağa kalkıp Çağrı'nın koluna sarıldım. İki hemşire Oğuz'u sedye içinde koridorun sonuna doğru taşımaya başladı. ''Nereye götürüyorsunuz şu an onu?'' dedi Çağrı.
''Bu yoğun bakım ünitesi sürekli gözlem ve sürekli hayati değerlerin ölçündüğü bir kısımdı. Şu an daha hafif bir kısıma geçiş yapıyorlar. Durumu git gide iyiye gidiyor yani.''
Oğuz ile beraber hastanenin başka bir katında başka bir ünitesine gittiğimiz zaman hepimizde biraz rahatlama vardı. Oğuz'un durumu git gide iyiye gidiyordu ve bu durum eş zamanlı olarak bize de iyi geliyordu. Oğuz yeni odasında yerini alınca son kez baktım ona beyaz çarşafların arasında mavi önlük ile yatıyordu. Gülümsemesi ile benim siyah beyaz hayatıma neşe getiren Oğuz'un, dudakları şu an tek çizgiydi. Gözlerinden neşe eksik olmayan Oğuz'un gözleri, bakmıyordu, bakamıyordu bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR
Teen FictionBazen hayattaki yerinizi sorgularsınız. Kim olduğunuzu ya da kim olmak istediğinizi. Ne kadar hayatınızı kendi başınıza yönetmek isteseniz bile ne seveceğiniz adamı, ne de geçmişinizini seçebileceksiniz. Ben Aliva Gürsoy; Dünya Boks Şampiyonu olabi...