38.BÖLÜM

1.1K 74 123
                                    

Duvarlar örer insan. Üzerine mutlu bir resim çizer sonra. Herkes resme bakarken kimse bilmez duvarın arkasında neler yaşadığını.

🥊♠️🏅

Demiştim ya, herkesin bir yarası vardı.
Gece kadar karanlık, okyanus kadar derin. Bazılarının yaraları sürekli kanayan bir bıçak kesiği gibi. Bazıları ise daha çok kanamasın diye dağlamış yaralarını. Bazıları ise gizlendiği karanlığa sığınmış yaraları görünmesin diye. Ben hangisine aittim bilmiyorum ama yaralarımdaki bütün dikişlerim patlamıştı.

Bütün sakladıklarım gün yüzüne çıkıp bitirmişti benliğimi. Aldığım temiz çarşaf kokusuyla ve yaşadığım yoğun baş ağrısıyla gözlerimi açmaya çalıştım. İlk başta beceremedim ardından ise yavaşça araladım gözümü. Misafir odası olduğunu düşündüğüm odada uyandığım zaman ne olduğunu hatırlamaya çalıştım fakat hiçbir şey hatırlayamadım. Yavaşça yatakta dikeldikten sonra ellerimi ve kollarımı fark ettim sargı bezleri bütün kolumu esir almıştı.

Kriz geçirmişim.

Uzun zamandır hiç geçirmemiştim ve baştan kontrolümü kaybetmek çok canımı acıttı bir anlığına. Ayağa kalkıp saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Kim bilir ne haldeydim?

Tahmin ettiğim gibi misafir odasından çıkıp bir alt kata indim ve kendi odama doğru yürümeye başladım. Kayra odasından çıkıp beni gördüğü zaman tam ağzını açacakken ''Birine zarar verdim mi?'' dedim.

Kafasını olumsuz anlamda salladı ''Sen?''

''İyiyim.''

''Her zamanki gibi mi?' dedi alayla. Zoraki bir gülüş geçirdim yüzüme ''Her zamanki gibi. Ne oldu... Yani ben krizdeyken.''

Bir anda şaşırıp kaşlarını kaldırdı ''Hatırlamıyor musun?''

Kafamı olumsuz anlamda salladım ve ''Hatırlamıyorum. Bugüne kadar hiç hatırlamadım.'' Kayra anladığını belli eder bir şekilde kafasını salladı.

Ben tam odama girecekken de yanıma doğru birkaç adım atıp ''Birazdan Livane'deki çiftliğe gideceğiz. Annem ve amcan kafanı toplaman için bunun iyi olduğunu söyledi. Biraz kafa dinlersin.'' kafamla onu onayladım ve ''Livane?'' dedim.

''Buraya 4-5 saat uzaklıktaki bir büyük şehir ama biz daha dışına gideceğiz o yüzden yol biraz daha uzun sürebilir. Çantan sabah hazırlandı ne zaman istersen beraber çıkabiliriz?''

''Sadece sen ve ben mi?''

''Sadece sen ve ben prenses.'' kafamla onu onaylayıp odama girdim. Her yer tertemizdi. Birkaç parça kıyafet çıkartıp yatağımın üstüne bıraktım ve pencereyi açıp perdeyi kapattım. İlaçlarımı içip banyoya girdim. Önce kolumdaki şarkıları çıkartıp kenardaki çöpe attım. Derin tırnak izlerini görmemle bakışlarımı kollarımdan çekmem bir oldu.

Bakamıyordum bu hallerime. Acınasıydı.

Önce dişlerimi fırçaladım boğazımdaki kötü tadın gitmesi için. Dişlerimi fırçaladıktan sonra gözüme aynanın yanındaki dolabın içinde duran makas çarptı. Ellerim istemsizce makasa gittiği zaman önce aynaya baktım ardından da tam gözlerimin içine. Önce sağ tarafı tuttum. Uzundu saçlarım çok dokundurtmazdım. Maç zamanları bile kestirmezdim. Makası hızlı bir hareketle saçımın tutamından geçirip kestim.

ZEVAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin