bilekliğim adına üzgünüm

133 15 36
                                    

Changbin kafasını kaldırıp kendini inceleyen çocuğa gülümsemiş ve eline aldığı bardakla masanın etrafından dolanıp sarı saçlıya ilerlemişti.

" İçeride içememiştin değil mi ? "

/////////////////////////////////

Felix sinirleri bozulduğu için içki teklifini geri çevirmeyi düşünmemişti bile bu yüzden diğerinin elindeki bardağı aldı. " Sağol " changbin kendi bardağını almak için masasına geri dönerken sarı saçlının söylediği şeye kısaca başını salladı.

" Yani az önce o adama yardımcı olduğun için " changbin şaşırdığı için kaşlarını çatmış bir şekilde diğerinin suratına baktı. Şimdi bu tam olarak ne demekti ? Diğerinin tam karşısında durup kalçasını masaya dayayarak " o adama yardımcı olduğum için mi ? " Diye sormuştu.

Sarı saçlının alayla gülümserken bacak bacak üstüne attığını gördü. " Eğer gelmeseydin o belindeki şeye gerek kalmayacaktı onu ben öldürücektim zaten " changbin onun dediği şeye hafifçe gülmüştü. Ama sonra sarı saçlının açıkta kalan silahına takılan gözlerini yakaladı.

Gözlerini diğerinden kaçırdığında eli yavaşça silahına gitti ve kavrayıp olduğu yerden çıkardı. Bu tür bakışlara oda pek alışkın değildi. Genelde bu silahı sadece onun gibi silahı olanlar dışında kimse görmezdi. Yani belindeki silaha böyle tuhaf bakışlar atan birini görmek onuda tedirgin etmişti. Elindeki siyahı kendi arkasına masanın üstüne bırakmıştı.

" Kusura bakma seni rahatsız etmiş olmalı " Felix kafasını iki yana salladı. " Senin gibiler çalıştığım yere sık gelir buralar belinde silahlarla gezen adamların mekanları değil mi ? " Changbin o gülüşü tekrar görmüştü. Biraz ukala ve birazda alay eder gibi görünüyordu.

Gerçi ' senin gibiler çalıştığım yere sık gelir ' mi demişti ? Çocuğu baştan aşağı tekrardan süzdü. İnsanlara önyargılı yaklaşmak huyu değildi ama bu mekanlar dışında böyle giyinen bir erkek görmemişti. İşi neydi ki ? Cidden... Daha adını bile sormamıştı birde işini sorguluyordu. " Doğru buralar belinde silahla gezen adamların mekanları " kafasını sallarken konuşmuş ve diğerinin içkisini kafasına dikişini izlenmişti.

" Herneyse kendimi tanıtmayı unutuyordum... Ben changbin , Seo changbin bu mekanın sahibiyim. İçerdeki olay hakkında da mekanda bir tatsızlık çıkmasın diye müdahale ettim eteğin içinde üzgünüm...Sen ?" changbin diğerinin gözlerini büyüterek kendisine baktığını gördüğünde soyisminden dolayı olacağını düşünmüştü ama çocuk kucağındaki ceketi bacaklarından kaldırıp hızla ayağı kalkmıştı.

" Tanrım doğruya eteğim ! Yırtığına inanamıyorum. Şu haline bak ! Buna ne kadar verdim biliyor musun sen ? En sevdiğimdi " Felix eteğini kontrol ederken açılan bacaklarını sergilediğini farkında bile değildi. Changbin ilk önce bağırdığına şaşırsada sonrasında gözlerinin kilidini kırıp beyaz bacaklarda gezdirdi bakışlarını. İnce ve şekilli görünüyorlardı. Ama bu bakışma çok uzun sürmemişti. " Bilekliğim adına üzgünüm " Felix diğerinin ciddi sesine rağmen dalga geçtiğini anladığında sinirli gözlerini eteğinden çekip diğerine dikti.

" Ayrıca " changbin gözleriyle felixin bacaklarını işaret etmişti. " Ceketim lazım değilse geri alabilirim " Felix changbinin dedikleriyle hızlıca eteğini düzeltmişti ve ceketi alıp kol kısımlarını arkadan bağladı. " Sende benim ceketimi kırıştırıyorsun ama ben senin gibi bağırmıyorum " changbin söylendikten sonra bardağın içinde kalan birkaç yudumluk içkiyi tek seferde içip bardağıda masaya bırakmıştı.

" Ben seni evine bırakırken belki sende kendini tanıtma zahmetinde bulunabilirsin " felixe arkasını dönüp silahını düzgünce yerine yerleştirdi. Felix changbinin dar pantolonunun içine sokulmuş beyaz gömleğini , sıkı kalçasını ve baldırlar üstünde gezdirdi bakışlarını yüzünde oluşan sırıtmayla " Seninki de fena değilmiş " demişti.

2518.StreetWhere stories live. Discover now