Gülmek sana yakışıyor

81 15 40
                                    

" Hastayı sarsmadan içeriye getirin ! Biri neler olduğunu anlatsın ! "

Bir dakika bu sesi tanıyordu. Bu suratı tanıyordu. Tanrım işi bu muydu !?

///////////////////////////

" Felix " Changbin göz göze geldiği doktorla dudaklarının arasından çıkan isme en az karşısındaki adam kadar şaşırmıştı.

' senin gibiler çalıştığım yere sık gelir '

Anında aklına dolan anıdan ve yaşadığı şaşkınlığı alıp götüren şey ellerinin arasından kayıp giden minho olmuştu. Sedyenin hızlı ama dikkatli şekilde acilin girişinden geçip gidişini izledi. Şimdilik onun dışında bişey düşünmemeliydi zaten diğeri  profesyonellikle düşüncelerini bir kenara itip  changbinin kolundan tuttu ve girişe çekiştirdi.

" Anlat. " Felix hızla ilk müdahalenin yapıldığı minhonun yanına giderken konuşmuştu. Changbin durup bir iki saniye düşündü. Sonra gözleri felixle buluştu. " Sadece çatışmanın içinde açık hedefti. Gelene kadar yaraya bastırdım zaten. Yaklaşık yirmi dakika oluyor sanırım. Tanrım bilmiyorum. " Changbin tek elini saçlarının içinden geçirmiş endişeyle minhoyla bakıyordu. İçlerinden biri ilk defa vuruluyordu bu yüzden endişesine engel olamıyordu.

Felix changbine kafa sallayıp hızlı biçimde genel şeyleri uygulayan jisunga yaklaşta. " Kurşun büyük ihtimalle kalbe isabet etmemiş. Giriş daha yukarda ama acilen ameliyata alınması gerek. " Jisung gözlerini minhodan çekmeyip konuşmuştu.

" Tamam. Ameliyathaneyi hazırlayın hemen ! " Felixin gür sesi duyulduğunda tekrar bir karmaşa yaşanmıştı. Sedyenin çıkardığı gıcırtılar çoğaldıkça changbininde yürüyüşü hızlanıyordu. Büyük kapı iki yana açılınca hemşirelerle birlikte jisungta içeriye girmişti.  " O iyi mi ? İyi olucak mı ? Biriniz bişey söyleyin ! " Felix changbinin çaresiz sesini duyduğunda dışarda kalıp ellerini içeriye bakmaya çalışan adamın iki omzuna koydu.

" Sakin ol tamam mı ? Kurşun kalbe isabet etmiş gibi görünmüyor. Burada kal ve sakin ol. "
Changbin felixin güven veren sesine - belkide öyle olmasına ihtiyacı olduğundan - kafasını salladı. Felixte kendisi gibi kafasını sallayıp hızla ameliyathanenin kapısından girmişti.

//////////////////

Chan onları buraya getiren adamına arabayı otoparka bırakıp gitmesini söyledikten sonra soğukkanlı olmaya çalışarak hastaneye girdi ve doldurması gereken birkaç şeyle ilgilenmeye başladı. Elini çabuk tutmaya çalışıyordu çünkü Minhonun ne durumda olduğunu deli gibi merak ediyordu ayrıca en son gördüğü changbin pekte iyi durmuyordu.

Daha öncede böyle şeylerle karşılaşmışlardı ama... Ama hiçbirinde içlerinden biri yaralanmamıştı. Ne kadar sakin duruyorsa o kadar endişeliydi. Doldurduğu formu görevliye verdiğinde tahminlerine dayanarak adımlarını ameliyathanenin olduğu koridoru bulmak için hızlandırmıştı.

Terleyen ellerini pantoluna silip etrafa bakındığında biraz ileride koltuklardan birine oturup başını elleri arasına alan changbini görmüştü. Bacaklarını sürekli olarak sallıyor sıkıntıyla nefes veriyordu. Belkide büyüğü olduğu için diğerinin aksine koca bir nefes alıp ağır adımlarla yanına yaklaştı.

Tam önünde durduğunda tek dizini kırıp yere eğildi ve ellerinide changbinin bacaklarına koydu. Changbin hızla ellerini başından çekip şaşkın gözlerle Chana baktı. Düşüncelere daldığından ürkmüştü ama gözleri direk dizlerinde ki ellere kaydığında  bacaklarının hızını yavaşlatarak durdurmuştu. Stres olduğunda bunu durduramıyordu. " Ne oldu ? Ne dediler ? " Chanın senini sakin tutmaya çalışsa da merakla sorduğu sorularına " pek bişey değil... Kurşunun büyük bir ihtimalle kalbe denk gelmediği  falan. Felix endişe etmemem gerektiğini söyledi ama... "  Chan changbinin söylediklerine kafasını sallarken kaşlarının çatışmasına engel olamadı.

2518.StreetWhere stories live. Discover now