işi bu muydu !?

109 13 48
                                    

" Tekrardan söylüyorum kendim gidebilirim ileriden bir taksi çevirmem yeterli " odadan çıktıklarından beri aynı şeyi söyleyen çocuğa ters bakışlarını gönderdi. "Tanrı aşkına neden bu kadar inatçısın sana sorun olmayacağını söyledim hem... " Bir süre duraklayıp kendisine devam etmesini beklediği çokça belli eden bir ifadeyle bakan çocuğu izledi. Hem neydi ? Bu ceketlerden evinde fazlaca vardı verip gönderebilirdi. Ama onu tanıma fırsatını da kendi eliyle tersleyemedi.

" Hem ceketimi geri almam gerek , bazı şeylere para veren sadece sen değilsin " cidden mi changbin mekanı olan yanında adamlarla dolaşan sensin farkında mısın ? Parayı taktığına inanıcak bir tip mi var karşında. Felix tek kaşını kaldırıp gözlerini kaçıran adamı izlediğinde changbinde kendi iç sesinden kurtulmaya çalışıyordu. " Tamam zaten eteğimi yırtan sensin değil mi ? Neden ısrar ediyorsam bu kadarını yapmalısın " changbin onun birden değişen ukala tarzına hafifçe gülüp kafasını iki yana salladı ve daha fazla soğukta kalmamak için arabanın kapısına yöneldi. Belkide gerçekten yedek bir ceket almalıydı.

Felix arabanın kapısını açıp kendisini bekleyen changbine bakarken bir iki adımda ilerleyip dikkatle büyük arabaya bindi. Kendi arabasını alkollü olacağını bildiğinden almamıştı. Karşılıklı koltuklardan birinin cam kenarına geçip oturmuş ve diğerininde tam karşına oturmasıyla fark etmediği ama arabanın içinde olan adam arabayı çalıştırmıştı.

" Ee seni nereye bırakıyoruz ? " Changbin soğuktan sıcağa girdiği için anında gömleğinin kollarını kıvırmaya başlarken diğerine bakmadan sorusunu yöneltmişti. Felix arabanın filmli camlarına bakıp iç çektikten sonra " belki dışarıyı görürsem ikimiz içinde daha az zahmetli olur " demişti. Changbin neredeyse ' camı açmaktan aciz misin ? ' diye bir soru yöneltecekti ama aniden açılan ağzı saniyeler içinde geri kapandı.

Kollarını göğsünde kavuşturmuş ve kendisine bakan çocuğu pek umursamamaya karar verip onun tarafında olan yeri tutarak camı kendine doğru çekmiş ve biraz aralamıştı. Felix kafasını uzatıp yolun ilerisine baktı ve soğuk hava yüzünden hızla geri çekildi. " Uzakta oturmuyorum bu yolu takip ederseniz sadece bir ya da iki dönüş var" changbin diğerinin söylediklerine kafasını sallayıp şoför koltuğunda oturan seungwoo'ya seslendi. " Biraz yavaş git dönüşleri kaçırmayalım " onay aldığında tekrar geriye yaslanmıştı.

" Cidden paran var he " Felix arabanın içinde gözlerini gezdirmiş eli istemsizce deri koltuğa girmişti. " Arabanın koltukları bile deri ama bir ceket için öylesine birini evine mi bırakıyorsun ? " Suratında oluşan sırıtmayada engel olamamıştı. Changbin onun bu sorusuyla kollarını göğsünde bağlamıştı. " Eğer zahmet edip kendini tanıtırsan belki öylesine biri olmazsın " diyerek karşılık verdiğinde diğerinin sonunda pes edip göz devirmesini izledi.

" Pekala pekala... Ben Felix senin gibi burasıda benim mekanım diyeceğim bir yerim yok ama buralara yakın bir yerde çalışıyorum " Felix söyleyecek başka bir şey bulamadığından omuz silkip changbine baktı. Changbinse şu iş meselesini çokça merak etsede ısrarla söylemediğine göre uzatmanında bir manası olmadığını düşündü.

Felix gözlerini camın açıkta bıraktığı yere çevirdiğinde tanıdık gelen mekanlarla " ah ileriden sola döner misin ? " Diyerek arabayı süren adama göz ucuyla bakmıştı. " yabancısın demek... küçük görünüyorsun " ama changbinin onu süzen bakışları onunda bir saniye durup üstten bir kendisine bakmasını sağladı.Suratının kendi yaşında birinin havasını vermediğine emindi zaten " sadece uzun bir süre Avusturalya da yaşadım. Ayrıca biliyorum , genelde öyle söylerler ama yirmi altı yaşındayım " kıkırdayarak söylediği şey changbinin şapşal tepkisiyle ufak bir kahkaya dönüşmüştü.

Changbin ne şaşkınlıkla açılan gözlerine ne de büzülen dudaklarına engel olabilmişti. Yirmi altı mı ? Biraz daha zorlasa mekana nasıl girdin diye bile sorabilirdi ama o kendinden sadece bir yaş mı küçüktü ?

2518.StreetKde žijí příběhy. Začni objevovat