8. BÖLÜM (takım elbise)

69 15 0
                                    

Buse istediği ismi alamamanın verdiği kızgınlıkla adamın kafasına sıkmış ve odadan çıkmıştı. Öfkelenmişti. O adamı aslında öldürmek değil konuşturmak istiyordu ama oda da bulunan bir detay gözüne çarpmıştı. Kurnazca hazırlanan bir düzenek. Adamın arkasında bulunan camda bir yansıma. İzleniyorlardı. Her ne kadar yüksek bir binanın en üst katlarında olsada gözü kara biri camın dışında bekliyordu. Son dakika silahını fark etmişti buse. Bir an önce aşağı inip ordakini görmek istiyordu. Bilakis orda duran kişide fark edildiğini anlamış ve anında camdan uzaklaşmıştı. Buse o nedenle hızla odadan ayrıldı ve dışarıda telefonla konuşan berrin in yanına ilerledi. O sırada selinay busenin neden adamı öldürdüğünü anlamaya çalışıyordu. Adam konuşmak için ikna olmuşken hemde. Berrin telefonunu kapatıp buseye dönerken selinay "sen neden o adamı öldürdün" dedi. Berrin selinaya dönerken" kim kimi öldürdü?"dedi. Buse başını olumsuz anlamda sallarken "eve gidelim konuşuruz"dedi.

Eve vardıklarında hızla arabadan inmiş ve eve girmişlerdi. Erkekler salonda oturmuş muhabbet ederlerken arslanın bile kızlardan önce gelmesine karşı berrin şaşırmıştı. Berrin arslanın yanında yerini alırken Arslan anında elini berrinin omzuna atmış ve kendine çekmişti. Buse ayakta dururken aybars ciddiyetle buseye dönüp "sorun ne? " dedi.  Buse oldukça gergin gözüküyordu. Asıl mezvuyu yeni fark etmişti.

"Asıl düşmanımız o değilmiş" dedi. Bütün herkes dikleşirken Berrin "ne demeye çalışıyorsun "dedi. Buse anlamaya çalışır vaziyette başını sallayıp odada volta atmaya başlarken "odada camın arkasında biri vardı. Hazırda bekliyordu"dedi. Aybars öne eğilip "ne demek biri vardı"derken Berrin çatık kaşlarıyla "6. Katta ve camda"dedi inanamayarak. Buse gruba dönerken "gözlerimle gördüm. Camda duruyordu" selinay başını sallarken "iyi de neden o zaman bize sıkmadı" Buse selinaya dönerken "tek şansı vardı ama bir sürü hataya yol açan olasılığı vardı. Mesela Ya sen ya beni yada adamı vurcaktı. Her hangi birini yapmaya kalksa illa biri hayatta kalıp onun başını derde sokardı." Aybars elini saçından geçirirken "peki sen neden vurmadın onu?" Buse bu sefer aybarsa döndü. "Vurmam ne değiştirirdi. Onun arkasında duran gücü öğrenmemiz bir kademe daha zorlaşırdı. Ama o şuanda hayatta ve üssüne gidiyor. Onu bulmamız daha kolay"dedi.

Arslan bu düşünce karmaşısında ilk defa 

söz alırken " arkasında güçlü biri olmalı. Gözü kara kimseden korkmayan. Kaybetmekten korkmayan biri. yada.. her şeyini kaybetmiş biri...?" Berrin ayağa kalkarken "arkasında her kim varsa ona mesaj yolladım. "Dedi. Selinay merakla berrine bakarken "nasıl yani?"dedi. Berrin boğazını temizlerken "busenin öldürmesini izin vermediğim korumayla mesaj yolladım"dedi. Selinay kalkan kaşlarıyla "onun ölmesini bu yüzden istemedin"dedi. Berrin başını sallarken "şimdi  bizi iki seçenek bekliyor. Ya direk bize cevap vericek aramızdan birini sıkacaklar. Yada bir birimize düşürecekler"dedi. Buse aybarsın yanına otururken aybarsa " her iki duruma karşılık hazır olmalıyız. Faruğun arkasında her kim varsa hazırlıklı olduğu belli"dedi. Buse başıyla onaylarken aklına gelen şeyle berrine merakla döndü. "Sahi elif nerde?"derken Berrin gülümseyerek "avımın peşinde"dedi. Aybars başını çevirip berrine dönerken "av..?" Arslan arkasına yaslanmış bir şekilde dururken Berrin cevap verdi. "benim de aklımda belli başlı kişiler var. Bir yerden başlamam lazım"demişti.

Grup düşmanları hakkında detaylı bir tartışmaya girerken o sırada Berrinin sağ bıraktığı koruma istenilen gibi asıl patrona gelmişti. patron memnun olmamış gibi yüzünü buruşturdu. planında bazı değişiklikler olması gerekiyordu. istediği şeyler berrin ve arslanın gelmesiyle tökezlese de planından caymaya niyeti yoktu. adamlarına dönerken "toplantı ayarlayın."dedi.


berrin arslan ile birlikte evden ayrılmaya hazırlanırken aybars ikilinin yollarını kesmiş ve arslanla konuşmak istediğini söylemişti. berrin ikisini yanlız bırakıp evden ayrıldı. arabasına binip elifi ararken nerde olduğunu sordu. elif adamın peşinde olduğunu söyleyince berrin konum istemiş ve geleceğini söylemişti. elif tamam diyerek konumu atarken berrin yola koyuldu.  çok geçmeden geldiği otoparka arabayı park ederken elifi arıyordu. elif açtığı telefonla adamın binadan çıkmak üzere olduğunu söyleyince berrin hızlı davranıp silahını beline yerleştirdi. adamın kapıdan çıkmasını bekleyip arabasına gitmesine izin verdi. daha sonra silahın kabzasıyla ensesine sert bir darbe indirdi. adamı öldürmeyen bayıltan bir darbeydi. elif berrinin yanında yerini alınca beraber adam sürükleyerek berrinin arabasına taşımışlardı. zor bela adamı bagaja yerleştirdikten sonra berrin adamın ellerini bağlayıp şoför  koltuğuna geçti. arslanla ortak kullandığı  depoya  sürerken  bagajdan gelen hareketliliğe karşı hızlandı. 


vardığı depoya yanaşırken usulca arabadan indi. bagaja doğru ağır hareketlerle ilerlerken silahını belinden çıkartıp bagaj kapısını açtı. adam öfke dolu gözlerle açılan kapakla beraber berrine bakarken berrin barışın başına silahı dayayıp barışı bagajdan çıkarttı. barış berrine sinirle bağırdı " sen ne yaptığını sanıyorsun. beni öldürürsen masa da savaş çıkar!" berrin adamı sertçe ittirip adamı depoya sokarken "abimden çaldığın paralar ona yaptığın ihanet senin ölmeni kolaylaştırıyor." barış   çatık kaşlarını indirmezken yaptığın büyük hata dedi. berrin onu sandalyeye oturttururken o halde sende hataya kurban giden kişisin diyerek barışın başına silahı dayadı. barış başını olumsuz anlamda sallarken "beni direk öldürmek için getirmedin berrin? neyi merak ediyorsun..?" dedi. berrin gülümseyerek barışın önüne sandalye çekip oturdu. "neden öleceğini bile bile abime kazık attığını merak ediyorum." barış dudağını kıvırırken "yakalanacağımı hiç düşünmemiştim açıkçası. hadi berrin doğruyu söyle.? nasıl öğrendin?" berrin öne eğilirken "insanların yediği haltları ortaya çıkarmada yetenekli olduğu mu unuttun sanırım?" barış gülerek arkasına yaslanırken "  kanım yerde kalmaz biliyorsun değil mi?" tehtidkar çıkan sesine karşı berrin gülümsedi. "bunun umrumda olduğunu mu düşünüyorsun"dedi. barış berrinin onu öldüreceğinden emin olunca yüzü düşmüş ama yinede pes etmeyerek "buna pişman olacaksın " demişti. berrin barışın daha fazla konuşmasına izin vermeden kafasına dayadığı silahın tetiğini çekti. barış darbenin etkisiyle yere düşerken berrin telefonunu çıkartıp fotoğrafını çekti ve depoyu terk etti. adamlarına söyleyip etrafı temizlemelerini söyleyerek arabasına bindi. listesinden biri eksilmişti. bunun verdiği hazla arabayı sürerken çalan telefonunu açtı. arayan arslandı. "nerdesin?" berrin arslanla kaldığı eve gideceğini söyleyince arslan bende geliyorum diyerek telefonu kapattı. arsalnın bu kadar aceleci olmasına anlam veremezken merakla arabayı hızlandırdı.



"ne demek masaya bende oturacağım!!" diye sinirle söylenen berrine karşı arslan başını salladı. "aybars mantıklı hareket ediyor berrin. bu yüzden katılma kararı aldım. tek sorun masada yerin olmaması." berrin başını olumsuz anlamda sallarken "iyi! ben farkında olmadan  sana yer açtım "dedi. arslan merakla berrine dönerken "nasıl yani"berrin boğazını temizleyerek "barış sezer'i öldürdüm. abime ihanet ediyordu" arslan gururla tebessüm ederken "iyi o zaman bu akşam ki toplantıda yerimi alabilirim."dedi. berrin "o zaman bende kızların yanına geçeyim." dedi. arslan tamam ben hazırlanayım beraber geçelim diyerek yatak odasına ilerledi. çok geçmeden arslan giydiği takım elbisesiyle aşağı inerken berrin gülümsemiş ve "sen takım giyermiydin"diyerek arslana ilerlerken arslan yarım ağız gülümsemesiyle berrini kendine çekip sarılarak " kurallar" dedi. berrin arslanın yüzünü ellerinin arasına alıp  yanağına öpücük kondurdu. " takımda yakışıyor he" diyerek arslana sıkıca sarıldı. arslan berrinin başına çenesini dayayıp gülümsedi.    


beklenenden erkenDonde viven las historias. Descúbrelo ahora