Hoş Görüntü

1.4K 140 117
                                    

[İzuku Midoriya Anlatımıyla:

   Ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum... Nasıl davranmam gerektiğini de bilmiyorum... Normal davranabilecek miyim?.. Baktığım ve yanından geçtiğim hiç kimseyi göremiyordum.. Hepsi kafamda bir karalamadan ibaretti, resmen şoka girmiştim...

   Otobüste kimsenin yüzüne bakamadım, bakarsam ne olduğunu soracaklarına eminim çünkü ve ben hiç bir şey anlatacak durumda değilim. Yüz ifademin nasıl olduğunu bilmiyorum ama mutlu ve parlayan gözlere sahip olmadığımı biliyorum.

   Otobüsün en arka geniş koltuğuna oturdum ve pencereyi izlemeye başladım. Bir süre sonra aizawa-sensei ve Kacchan içeriye girdi. Aizawa-sensei herkesin ruh eşlerinin yanına oturmasını ve bir açıklama yapacağını söyledi. 

   Benim için bir açıklamaya gerek yoktu, çünkü ruh eşi seçiminden sonra neler olacağını zaten ezberlemiştim. Listedeki her şey çok güzel ama Kacchanla bunlari doğru düzgün yaşayabilir miyiz bilmiyorum. Yani... Benimle bunları yapmak istiyeceğini pek sanmıyorum...

   Listeye göre "sert bir kış olacak" bahanesiyle temelli olarak birbirimizi görmeye zorlanacaktık. Ardından herkesin ruh eşlerine alışabilmesi için sürekli yalnız bırakılacaktık. Kahramanlık görevlerine çift olarak gönderilip birlikte çalışmak zorunda kalacaktık ve hatta işler ilerlerse aynı odada bile kalabiliriz... 

    Benimle bunları yaşayacağını istemeyi bırak aklından bile geçirmemiştir. Geçirmez de... Bütün gün sinirli bir Kacchan görmek ve onunla yaşamak istemiyorum...

   Aslında... B-beni sevseydi, o kadar kötü olmazdı... Çünkü, benim için s-sorun yok... Yani belki de mutlu olabilirdik. Ama benden nefret ettiğini biliyorum, çünkü etmesiydi eskiden bana öyle davranmazdı...

   Kafam o kadar karışıktı ki ani frenle yerimden hopladım, yurda varmıştık. Aizawa-sensei herkesi kontrollü bir şekilde otobüsten indirdi. Taburcu olmalarına rağmen kendini kötü hissedenler vardı, mesela Denki ve Uraraka. Baygın olduklarını sanıyordum ama Kacchanı merak edip odasına koştuğum için Doktorun lafını bitirmesine izin vermemiştim. Meğer ben ve Kacchandan bir gün önce uyanmışlar zaten. 

   Aizawa-sensei ben ve Kacchan dışında herkesi otobüsten indirdikten sonra yanıma geldi,

Aizawa-sensei:

"Otobüsün arkasında evlerinizden alınan bavullar var. Ben onları taşıyacağım, bu yüzden sende kalanıyla ilgilen."

   Dedikten sonra meraklı bakışlarıma rağmen hiçbir açıklama yapmadı ve arkasını dönüp gitti. Kalanıyla derken? Ne kaldı ki? Herkes otobüsten inmişti zaten. Benden ne istediğine bakmak için oturduğum yerden etrafıma bakındım. Kacchan ve benden başka kimse yoktu, şoför bile gitmişti. 

   Ardından bir şey kafamı karıştırdı? Kacchanın sinirli olduğunu biliyorum, aslında her zaman sinirli ama bu ayrı mesele. Neyse, yani çoktan bağırıp sıranın önüne geçmesi gerektiğini söylemesi veya bir şeyleri patlatması gerekirdi?

   Merak ettiğim için yerimden kalktım ve Kacchanın önüne geldim. Uyuya kalmıştı, onunda pencereyi izlediğini zannediyordum. Çünkü kafasını pencere tarafına yaslamış ve pencereye dönmüştü.

   Aizawa-senseinin ne demek istediğini anladım, Kacchanı uyandırıp yurda gitmemizi söylüyordu. Ölmesem iyidir...

   Yavaşça Kacchanın yanına eğildim. Onu ilk defa uyurken görüyordum, normalden çok daha sakin görünüyordu.. Akşam olmak üzere olmasına rağmen, turuncu güneş ışınları suratına vuruyordu. Pürüzsüz teni güneş ışınlarıyla parlıyordu. G-güzel görünüyordu..

Ruh Eşim -BakuDeku- [Omegaverse]Where stories live. Discover now