Himuralılar

162 16 10
                                    

[Yazar'ın Anlatımıyla:

Şok olmuş bir şekilde bakan çiftimiz, söylenen o tek cümlenin kulaklarında resmen çınladığını hissetti. Bu çok normaldi, çünkü Eiji ile tanıştıklarından beri başlarına hiçte normal şeyler gelmiyordu.

Katsuki: Ne dedin sen..?

Anlamamazlıktan gelmişti resmen Katsuki. Lowell derin bir nefes aldı ve Eijinin çocuklara neler yaşattığını anlamış bir vaziyette açıklamaya çalıştı.

Lowell: Eijinin arkadaşlarıyız ama inan bana onun kadar sorumsuz değiliz. Üstüne üstlük-

Katsuki: KENDİSİ YETMİYORMUŞ GİBİ BİRDE ARKADAŞLARI EKSİKTİ! SANA SÖYLEMİŞTİM! HER ŞEYİ BOK EDİYOR!

İzukuya bakarak bağıran Katsuki belkide sinirinde haklıydı.. İzuku hiç bir şeyi anlamamış bir biçimde Katsukiyi dinledikten sonra misafirlerine döndü. Bir süre onları süzdü.

Aşırı sevinçli bir şekilde gülümseyen kız ve yanında Eijinin neredeyse kopyası olan, mahçup bir şekilde gülümsemeye çalışan Lowell...

Bir süre düşündü Lowell bir şeylerin farkında gibi duruyordu. Katsuki ise ona göre sinirlenmesinde gayet haklıydı. Fakat belkide bu olanların bu çocuklarla hiç bir alakası yoktu. Hatta yardım bile edebilirlerdi.

İzuku: Sakin ol Kacchan.. Eijinin arkadaşları olmaları, Eiji gibi sadece bela getirecekleri anlamına gelmez. Lowell(?) da öyle söyledi..

Lowell: Sorun yok, Lowell demen beni mutlu eder.

Kız: Zavallılar Eiji neler getirdi acaba başlarına.. Bu arada ben Sora, memnun oldum!

İzuku: Memnun oldum.. Sanırım zaten adlarımızı biliyorsunuz..

Kız: Evet, çoğu şeyi biliyoruz. Bilmediğimiz tek şey-

Lowell kızı birden dürttü ve kafasını sağa sola salladı. Bu belkide bunun için daha erken demekti.. Bir süre daha bakıştıklarından sonra Katsuki artık İzukunun her şeye olan sakin ve anlayışlı tavrını kaldıramadığını fark etti. İzukunun kolundan tuttu ve sessiz ortamdan kaldırıp odanın en köşesine götürdü.

Katsuki: Sen aptal mısın!? Zorla tıkıldığımız bir odada bulduğun bir ayin kutusundan çağırdığın iki bilmem neye mi güveniyorsun cidden!

İzuku: Hayır.. Onlara güvenmiyorum sadece konuşmaya çalışıyorum, Eijinin varlığıda saçma değil mi? Birden bire ortaya çıktı ayrıca bu insanlar onun hakkında bilgiye sahipler.

Katsuki: Bu aptalca! Her ne kadar bizim hakkımızda bir bok biliyor gibi konuşsalarda hakkımızda hiç bir şey söyleme yoksa ağzına sıçarım.

Kesinlikle tehditkâr olmayan kısa konuşmadan sonra yerlerine gidip tekrar çömeldiler. Sora bir süre çocuklara baktı ve hissettikleri gerginliği o da hissetti. Ardından biraz daha açıklamaya karar verdi..

Sora: Her şey çok garip ve fazla karmaşık gelebilir fakat bir süre sonra her şey açıklığa kavuşacak zaten..-

İzuku: Bir kaç şey sormak istiyorum.

Kendinden emin bir şekilde direk konuşmaya girdi İzuku.

Sora: Tabi.

İzuku: Sizin Eijinin arkadaşı olduğunuza neden inanmalıyız?

Sorulabilecek en mantıklı soruydu, bundan sonra Katsuki sanki İzukunun ne diyeceğini bilir gibi devam etti.

Katsuki: Onun hakkında bilgi sahibi olanlar sadece dostları olamaz.. O beyinsiz it aşırı sinir bozucu.

Lowellın suratında birden çok dolu bir gülümseme belirdi. Çocukların böyle mantık yürütüp gözlem yeteneklerini kullanmaları aynı zamanda da analiz etmeleri hoşuna gitmişti. Soranın da içine kötü bir his düşmüştü...

İkili ise gülümsemeye çokta anlam veremeden mantıklı sözler duymayı bekliyorlardı.

Sora: Bunu sizinle konuşarak kanıtlayabileceğimi zannetmiyorum ama bize güvenmenizi sağlayacaksa bir şeyler yapabilirim.

İzukunun aklına tabiki de direk olarak burdan çıkmayı istemek geldi..

İzuku: Bizi burdan çıkarabilir misin?

Lowell: Bu fazla kolay bir istek oldu gibi.. Neden çıkamıyorsunuz ki..?

Katsuki: Eiji piçi bizi buraya tıktı ve kapı kırılmıyorda ondan!

Sora hemen ayağa kalktı ve kapıya ilerledi, biraz bakındı. Elini çenesinde gezdirirken düşünüyordu. Ardından Lowellda arkasından gelerek Soranın yanında durdu. Bakar bakmaz sorunu anlamıştı.

Lowell: Bunu Eiji mi yapmış..?

Sora: Emin olamıyorum. Onun bu kadar güçlü olduğunu zannetmiyorum...

İzuku oturduğu yerden hiç bir şeyi anlayamadığı ve çok merak ettiği için Sora ve Lowellın yanına gitti.

İzuku: Neden açılmıyor?

Sora: Kapıda büyü var.

İzuku: BÜYÜ MÜ!?!?

Sora: E-evet?

İzuku: BÜYÜ GERÇEK Mİ! WOAAA!!

Katsuki: Sakin olsana mal, işin ucunda Eiji varsa her şey normaldir.

İzukunun kalkmasından hemen sonra arkasından kalkan Katsuki İzukuya "mal aq" bakışı atıyordu.

Lowell: Büyü var evet tamam da, hangi tür onu çözemiyoruz.

İzuku: BÜYÜNÜN TÜRLERİ Mİ VAR!?!?!?!

Katsuki: SUSSANA AMINA KODUĞUM! ŞAŞIRIP DURUP KONUYU DAĞITMA ANLAMAYA ÇALIŞIYORUM!

Sora: Evet, bizim geldiğimiz yerde büyü kullanılıyor. Ve evet büyünün türleri de var.

İzuku: S-sayabilir misiniz..!?!?

Cebine ne ara soktuğu hakkında hiç kimsenin bir fikri olmayan kalem ve kağıdı direk çıkaran İzuku Lowell ve Sorayı dinliyordu.

Lowella kısa bir süre baktı ve anlatmak için onay aldıktan sonra çocuklara döndü.

Sora: Klasik büyü, Saf büyü, Gizli büyü ve Kara büyü diye dört sınıfa ayrılıyor. Gizli büyüyü bilen kimse yoktur ama.

Katsuki: Hadi gerizekalı şimdi not ettin bunları ne sikime yarayacaklar! Biz büyü mü biliyoruz!?

İzuku: Shh karışma bana.

Lowell: Başka kağıt ve kalem var mı?

Dedi İzukuya bakarak. İzukuda kafasını sallayarak arka cebine katlayarak koyduğu kağıtlardan birini çıkarttı ve elindeki kalemle birlikte Lowella uzattı.

Lowell: Pekâlâ şimdi bir kaç büyü deneyelim..

( . . . )

Eiji(?): Nereye doğru gidiyoruz?

Makinist: Gideceğimiz son konum bir öğrenci kamp- BİR DAKİKA SENİN BURAYA GİRME İZNİN YOK!

Oturduğu yerden korkmuş bir şekilde fırlayıp sesin geldiği tarafa baktığı anda rahatlayan makinist derin bir nefes aldı.

Makinist: Ah.. Sesini tanıyamadım nedense..

Eiji(?): Ahahaha.. Stajyer makinist olarak treni devralmaya geldim, yorulmuşsunuzdur herhalde.

Makinist: Çok düşüncelisin, nedense şuan da yere yığılıp uyuyasım geliyordu benimde.. Ah, yüzündeki yarığı hiç fark etmemiştim.

Eiji(?): Hangi yarık?

Makinist: Bak şurad-

Yaşlı bunak gözlerimin önünde yere yığıldı. Tüh, sadece elim çarpmıştı oysaki...

( . . . )

Ruh Eşim -BakuDeku- [Omegaverse]Where stories live. Discover now