g-4

6.4K 599 581
                                    

[Olayları daha iyi kavramak için yazılan, Jennie'nin ağzından özel bölüm]

Jennie'den

Dolaptan birkaç yiyecek almış ve saklandığım yere geri dönmüştüm.

Yaptığım aşırı yanlış bir şeydi ama korkuyordum ve gidecek yerim yoktu. Bu dünya benim dünyamdan aşırı farklıydı. Her şey çok daha ileriydi.

Flashback (Bir hafta öncesi)

Ormanda yürürken birden kendimi baygın bir biçimde sokakta bulmuştum. Uyandığımda ise çok farklı bir yerde olduğumu anlamam uzun sürmemişti. İnsanlar, etraftaki şeyler çok farklıydı.

İnsanlar kıyafetime garip gözlerle bakıyor ve hakkımda konuşuyorlardı. Karnım aşırı açtı. Yan tarafta yiyecek satan bir yer gördüm ve içeri girdim. Raflar, satılan şeyler, her şey çok değişikti ve farklıydı. O yüzden raflardan sadece ekmek alıp kapının ordaki adamın yanına gittim.

"Ödemeyi siz mi alıyorsunuz?"

Adam yine dışardaki insanlar gibi beni süzdüğünde kelimeleri ağzında yuvarlayarak konuştu.

"Evet ben alıyorum."

Yanımda biraz para vardı neyseki ve bir ekmek almaya fazlasıyla yeterdi.

Uzun eteğime bağlı küçük çantamdan parayı çıkarıp uzattığımda karşımdaki adam kahkaha atmıştı.

Neye gülmüştü bu kadar?

"Pardon neye güldünüz?"

"Sen hangi devirde kaldın kızım? Bu paraların geçerliliği yok. Kaç yıl oldu haberin var mı? Altmış yıl öncesinin parası senin uzattığın. Geçerli olan para bu."

Eliyle para göstermişti. Farklıydı. Altmış yıl öncesi demişti. Burda hangi yıl yaşanıyordu? Ne diyordu bu gerizekalı adam? Para bile mi değişmişti? Ne yapacaktım?

"Bunu alsanız olmaz mı? Başka param yok."

Yüzüne o pis gülümsemesi iyice yayılmıştı.

"Olmaz. Bu kıyafet falan da ne öyle?"

Kıyafetim gayet güzeldi. Sadece biraz kirlenmişti.

"Kör müsünüz? Normal kıyafet."

"Normal mi? Sen hiç etrafına baktın mı? Senin gibi giyinen biri var mı? Dilenci misin sen? Yeni taktiğiniz bu mu?"

Sinirlerime hakim olmaya çalışarak sevimli bir ses tonunda konuştum.

"Dilenci falan değilim. Lütfen bana sadece bu ekmeği verin, çok açım."

Adam kolumdan tutup ekmeği aldı ve kenara bıraktı. Ardından sert bir şekilde beni sürükleyip dükkandan attı.

"Başka kapıya hadi!"

Gerizekalı adam! Beni bir paçavra gibi fırlatmıştı. Üzerimi düzeltip yürümeye başladım. Nereye yürüdüğümü de bilmiyordum.

O sırada sokağın başındaki evden iki tane adamın çıktığını gördüm. Duvara sinmiştim. Onların da bana garip garip bakmasını istemiyordum.

Yolda ilerlerken bizim arabalarımızdan çok daha farklı, aşırı lüks arabalardan birine binmişler ve uzaklaşmışlardı. Fırsat bulmuşken bahçeden içeri girdim. Patika yolda yürürken yerde gördüğüm anahtarı eğilip elime aldım.

Bu eve ait olabilir miydi? Etrafıma bakındım. Kimse yoktu. Anahtarı alıp kapının deliğine soktum. Açılmıştı.

Eve girdiğimde aşırı lüks eşyalar ve adını bilmediğim şeyler vardı.

Evi dolaştım bir süre. İki katlıydı. Üst kata çıktım. Burda bir oda ve bir tuvalet vardı sadece. Odaya girdiğimde ne kadar da değişik ve lüks olduğunu fark ettim.

Çekmeceler vardı. Birini açtığımda içinde adamın bana gösterdiği paradan gördüm. Yapacağım resmen hırsızlıktı ama zorundaydım. Parayı aldım. Burdan gidebilmem için buna ihtiyacım vardı.

Odada daha fazla oyalanmadan aşağı indim. Yiyecek bir şeyler aramaya başladım. Dolapları karıştırdım. Sebzeler ve paketli birkaç yiyecek daha vardı.

Çıkardım ve yemeye başladım. Hepsinden azar azar almıştım. Fark edilmek istemiyordum. Yeteri kadar yediğimde aynı şekilde yerine koydum her şeyi. Biraz daha ileri gittiğimde aşağı inen bir merdiven gördüm.

Kapıyı açtığımda biraz tozlanmış ve çok fazla kullanılmayan bir yer olduğunu anlamıştım. Burda da paket paket yiyecekler duruyordu. Depo gibi bir yerdi burası sanırım.

Köşeye gittiğimde kahverengi kapağı hafif kırık bir dolap gördüm. İçini açtığımda boştu ve tozluydu. Kullanılmadığı iki metre öteden belli oluyordu.

Aklıma gelen düşünce ile duraksadım. Gidecek yerim yoktu ve ne yapacağımı bilmiyordum. Birkaç gün burada saklanabilirdim. Aşırı riskliydi ama dışarda durmam daha da riskliydi. Yapmak zorundaydım.

Dolap geniş olduğu için girmekte zorlanmadım. Daha sonra içinden çıkıp etrafa bakındım. Kenarda boş karton kutular duruyordu. Onları alıp dolabın yuzeyine serdim ve bir tanesini de katlayarak başımın altına koymak için kenara ayırdım. Burası birkaç günlüğüne yaşam alanım olacaktı.

Flashback Son.

Üzerimdeki yeşil gömlek de pislenmişti. Parayı almıştım ama hiçbir yer bilmiyordum. Nereden kıyafet alabilirdim bir fikrim yoktu. Ya da nereye nasıl gidebilirdim?

Evime nasıl dönecektim? Günlerdir bunu düşünüyordum ve kafayı yemek üzereydim. Dolabın içinde bir yabancının evinde saklanmak oldukça kötü hissettiriyordu.

Yiyecekleri bitirdikten sonra ayaklandım. Ev boştu. Çıktıktan sonra hiç kapı sesi gelmemişti.

Bunu fırsat bilerek üzerimdeki kıyafeti değiştirmek için evin içine girdim.

Tam odaya çıkan merdivenlere adımımı atacaktım ki dış kapı açıldı. Karşımda üç tane adam vardı ve karşılıklı çığlık atmıştık.

Korku dolu gözlerimle onlara bakarken onlar da bana aynı şekilde bakıyordu.

"Sen kimsin?! Hırsız mısın nesin?!"

Aralarında en kısa boylu olan adam konuşmuştu. Ortadaki ev sahibiydi.

Dilimi yutmuştum sanki. Korkudan dolayı kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Kaçmam lazımdı. Pencereye doğru koşmaya başladım.

Ardından arkamdan birinin geldiğini hissettim. Beni kolumdan yakalamış sırtımı duvara yaslamıştı.

Elleriyle bileklerimden tutup duvara dayamıştı. Çok güçlüydü. Kıpırdayamıyordum. Vücudunu da iyice üzerime doğru yaslamıştı. Her yerden kısıtlamıştı beni. Korkudan titreyen bacaklarım ve ellerim bana hiç yardımcı olmuyordu.

Korkuyla karşımdaki adamın gözlerinin içine baktım. Bu ev sahibiydi. Bir haftadır evinde kaldığım adamdı.

En sonunda sert bir ses tonu ile konuştu.

"Sen kimsin?"

-

Abi aşırı heyecanlıyım fjekvkwkfkwkckwkfktk

Anlayacağınız üzere Jennie başka yerden geldi... geçmiş olabilir başka dünya da olabilir dkwldlwkfkdkfk

Aklınızdaki sorular giderilmiştir diye umuyorum

Bir sonraki bölümü bekleyinn♡

Umarım beğenmişsinizdir bölümü

Oy vermeyi unutmayın♡☆

ghost, taennieWhere stories live. Discover now