g-7

5.6K 560 669
                                    

Taehyung'dan

Sipariş işini halletmiştim. Jennie hala çekingen bir şekilde oturuyor ve yine elleriyle oynuyordu.

"İstersen duş al, rahatlarsın. Sana kıyafetlerimden veririm. Rahat olabilirsin birazdan işe gideceğim zaten, o zaman alabilirsin. Gösteririm birazdan."

"Kendimi çok borçlu hissediyorum. Ne zamana kadar burda kalabilirim ki? Bir şeyler yapmam lazım, dönmem lazım. Nasıl yapacağım bilmiyorum. Eğer dönemezsem burda ne yapacağım bilmiyorum."

"Sana yardım edeceğim. Merak etme. Yaşadığın şey çok zor, farkındayım. Ama en azından sana inanan birini buldun?"

"Halâ aklında şüphe yok mu?"

"Gözlerindeki o çaresizliği görüyorum. Ayrıca ben dönüp seni buraya getirmesem birdaha karşıma çıkmayacaktın belki de. Yalan söylemediğini biliyorum. Emin oldum."

"Çok teşekkür ederim. Senin hakkını ödeyemeyeceğim hiçbir zaman."

"Rica ederim. Ben gittikten sonra kapıyı kimseye açma tamam mı? Böylesi daha güvenli olur. Kim gelirse gelsin açma."

"Tamam."

Gözlerim kolyesine takılmıştı. Kırmızı taşı göz alıcıydı. Sağlam bir antika gibi duruyordu.

"Bu arada kolyen çok güzelmiş."

"Ah teşekkürler. Büyükannemin büyükannesininmiş bu kolye. Çok değerlidir benim için."

Kafama takılan bir soru vardı. Aklıma yeni gelmişti.

"Ormanda tek mi yürüyordun?"

"Evet."

"Neden? Ne işin vardı tek başına ormanda?"

"Aşırı üzgündüm. Birkaç olay üstüste gelmişti. O an varolmamayı diledim. Uzaklaşmak istedim her şeyden. Sessizce ağlıyor ve otların, ağaçların arasından geçiyordum. Sonra Tanrı belamı verdi sanırım."

"Bununla bağlantılı bir şey olabilir. Zaten doğaüstü bir durum. Ne bileyim, özel gücün falan olmasın? Hiç düşündün mü?"

"Düşündüm ve denedim. Gözlerimi kapattım, zihnime odaklandım. Dönmeye çalıştım ama hiçbir şey olmadı. Etrafa bakındım, hiçbir iz bulamadım. Kısacası bir haftadır elimde kayda değer hiçbir şey yok."

Sıkıntıyla nefes verdim. Bir iz yoktu. Bu olayı nasıl açıklığa kavuşturacağımız hakkında bir fikrim yoktu.

"Eğer özel değilse, o gün neler olduğunu anlatabilir misin? Neden üzgündün? Olay neydi?"

Derin bir nefes alıp lafa girdi.

"O gün aşırı kötüydü. Çoğu evi basıp zorla herkesin eşyalarını aldılar. Babam komutan demiştim ya hani. O yüzden bize ellemediler ama arkadaşlarım perişan haldeydi. Bu yüzden üzgündüm ve kendimi çok suçlu hissettim. Ardından içimden bir ses ormana doğru yürümemi söyledi sanki. Yürüdüm sadece, düşüncelerimle birlikte sadece yürüdüm. Sonrasını biliyorsun. Olay buydu. Ortalık biraz karışıktı orada yani. Hatta şu bir haftada neler oldu orada aşırı merak ediyorum."

Bağlantı kurmaya çalışıyordum. Bir koruma iç güdüsü olarak gelişmiş olabilir miydi? Karışık olaylara karşı bir savunma mekanizması gibi bir şey? Belki de kalsaydı ona daha kötü şeyler olacaktı?

"Ne düşünüyorsun? Bir şey demedin."

Sorar gözlerle bana baktığında onu cevapladım.

"Bu olayla bağlantısı var mı diye düşünüyordum. Ama olabilir. Olaylar karışmış sonuçta. Savunma iç güdüsü olarak birden buraya düştün belki de? Orada daha da kötü şeyler olacaktı belki?"

ghost, taennieWhere stories live. Discover now