e i g h t h d a y p t 2.1

276 30 28
                                    

Hermione güneş gözlükleri çıkartıp başına yerleştirirken arkasında tüm yükü taşıyan Tom'a baktı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hermione güneş gözlükleri çıkartıp başına yerleştirirken arkasında tüm yükü taşıyan Tom'a baktı. Elindeki iki piknik sepetiyle oldukça yorgun görünüyordu. Elbette sepetlerin fazlaca ağır olması ve yaklaşık iki kilometre yol yürümesi de bunjn bir nedeniydi.

"Fazla yavaşsın Ridde."

"Üzgünüm majesteleri elimdekileri düşürmemeye çalışıyorum."

Tom'un kinayeli ve sitemkar sesine Hermione göz devirirken yeşillik alanı hızlıca taradı. Cuma günü için gayet güzel bir aktivite bulmuşlardı.

"Bunu sevdim. Bana bundan sonra majesteleri de."

Gözleri hala oturmak için uygun alanı ararken Tom elindekileri yere bırakıp kıza karşı kaşlarını çattı. Sabah pek fazla bir şey yiyememişlerdi ve şimdide piknik işe ile uğraşıyordu.

"Dün satrançda kazandığın için mi bu tavırların? Böyle yapacağını bilseydim her kazandığımda canını okurdum Hermione."

Hermione, Tom'u duymamazlıktan gelerek hızlı adımlarla gördüğü açıklığa doğru ilerledi. Tavırlarının nedenini hâlâ anlayamamış olmasına daha fazla sinirlendi. Konu satranç değildi, konu sabahın köründe evine haber vereden gelen sarışın, mavi gözlü onların üst sınıfında bulunan aşırı samimi olduğu bir kızdı. Daha önce yatmış olmalarını umursamıyordu, umursadığı şey arkadaş olmamadıkları halde kızın, Hermione'ye rağmen, eve oldukça rahat bir şekilde girmesiydi. Üstelik Tom'da buna hiçbir tepki göstermemişti.

"Burası iyi. Hadi hazırla."

"Yardım etmeyecek misin?"

"Pek sanmıyorum."

Tom ayakta dikilip etrafta göz gezdiren Hermione'ye bakıp iç çekerken hasır sepetten çıkardığı örtüyü yere serdi. Sabah aralarında hiç bir sorun yokken bir anda böyle davranması oldukça sinir bozucuydu. Her şey planladığı gibi mükemmel gitmiyordu.

Acaba yanlış bir şey mi söylemiş ya da yapmıştı? Aklından sabahki tüm yaptıklarını analiz ederken Hermione'nin değişen tavırlarının ne zaman başladığını düşündü. Sabah kalktığında çok neşeliydi, kahvaltı yaparkende ta ki onlara Aisha eşlik edene kadar.

Üst sınıflardan öğretmen stajeri olan Aisha ile bir kaç kere takılmıştı. Duygusal bir birlitelikleri olmamıştı, sadece cinsel olarak geçirdikleri güzel dakikaları vardı. En azından kendi için bunu rahatça söyleyebilirdi.

Hermione Jean Granger kesinlikle onu kıskanmıştı. Dudakları çarpık gülümsemesini tekrardan kazanırken ayaklanıp Hermione'nin yanına ilerledi. Ellerini kızın beline dolayıp kafasına boynuna gömerken arkadan sıkı bir sarılma verdi kıza. Dudakları omuzları ve boynunda gezinirken Hermione derin bir nefes aldı.

"Aisha'yı kıskandığına inanamıyorum."

"Aisha'yı kıskandığım falan yok Riddle."

"Hermione ikimiz de birbirimizi sadece fiziksel olarak kullandık. Daha fazlası yok, olamaz da."

Dili boynuna çarpıp hassas deriyi ıslatırken dişleri ve dudakalarıyla kızın sertçe yutkunmasına sebep olan vuruşlar yaptı.

"Fakat bu durumun hoşuma gitmediğini söyleyemem."

"Kendini kandırmayı bırak, seni kıskanmadım Riddle. Sadece imalarından rahatsız oldum."

"Bana Tommy demeni daha çok seviyorum. Riddle fazla resmi."

Omzunda ki öpüşlerinin rahatlığına kapılıp gözlerini kapatan Hermione, Tom ellerinin vücudunda dolanmasına da izin verdi.

"Ayrıca sencede biraz haksızlık etmiyor musun?"

Tom dudaklarını Hermione'nin omuzlarında uzaklaştırıp kulağına yönlendirdi. Kısık ve derin sesi Hermione'nin kasılmasına sebep olurken zorla gözlerini açtı.

"Draco ile yaşadığın onca şeyden sonra ikiniz aynı evde kalırken benim ne  kadar rahatsız olduğumu bilemezsin. Her daim onun yanındayken, onu öperken, vakit geçirirken ne kadar rahatsızlık duyduğumu tahmin bile edemezsin Hermione."

"Draco benim a-"

"Draco senin arkadaşın değil Hermione. O seni öyle görmüyor, bu zamana kadar birbirinize yararlı arkadaşlar oldunuz sadece. Amacım geçmişini sorgulamak değil, geçmişin de umrumda değil, fakat beni böyle yargılaman yanlış."

Hermione, Tom'un elleri belinden aşağıya iterken yavaş adımlarla piknik sepetinin yanına gidip içinden yiyecekleri çıkarmaya başladı.

"Hadi yiyelim artık."

"Neden konuyu kapatıyorsun Hermione?"

"Çikolatalı pasta mı istersin yoksa meyveli pasta mı?"

Hermione beyaz şarabı açarken Tom onun bu görmezden gelmelerine sinirlendi. Konuda haksız çıktığı için kaçtığı apacık ortadaydı. Her zaman yaptığı gibi. Asla hatalı çıkmayı kabul etmeyen bir bünyeye sahipti. Kendisi gibi.

Hermione çikolatalı pastayı keseken Tom hızlı adımlarla genç kadının yanına gelip oturdu.

"Hermione-"

Hermione, Tom'un konuşmasına izin vermeden dudaklarını genç çocukla birleştirdi. Yumuşak dudakları çocuğun kurumuş dudaklarına karşı yavaşça çalıştı. Öpücükleri her zamankinin aksine tutkudan çok uzaktı, birbirlerini şefkatle öpüyardı.

"Sus olur mu? Sadece güzel vakit geçirmek istiyorum Tommy."

Tom'un tüm siniri Hermione'nin öpücüğü ile uçup giderken 'Tommy' demesiyle yüzünde çarpık bir gülümseme oluştu. Bu isim sadece Hermione kullandığında kulağına hoş geliyordu.

Tom dudaklarını tekrar birleştirirken yavaşça Hermione'nin üzerine eğilip kızı çimenlerin üzerine yatırdı. Öpüşmeleri şiddetlenirken Tom'un elleri Hermione'nin gömleğinin düğmelerine gitti. Gömleğin düğmeleri telaşlı ve beceriksiz hareklerle açılırken Hermione'nin elleri Tom'un yanaklarından tişörtünün eteklerine indi. Hermione Tom'un başından tişörtünü çıkarırken öpücüklerini bir kaç saniyeliğine kırdılar. Derin nefes alışverişler, öpüşmeler ve ten teması ile ikiside güzel dakikaları geride bıraktıklarında mutlulukla beraber sohbet ederek yemeğin tadını çıkardılar.

Impossible || Tomione AUWhere stories live. Discover now