BÖLÜM-5

760 71 297
                                    

Saat sabah 07.40 olmuştur. Ferman alarmın sesiyle uyanıp güne yüzündeki gülümseme ile başlar. Yataktan kalkıp lavaboya gider ve ihtiyaçlarını giderip çıktıktan sonra ıslık çalarak giyinmeye başlar. Siyah kot bir pantolon ile haki renginde bir gömlek giyinip kollarını katlar ve odadan ıslık çalmaya devam ederek mutfağa yönelir. Güne uzun zaman sonra ilk defa bu kadar mutlu başlamanın sevinciyle dolaptan üç yumurta çıkarır ve omlet yapmaya koyulur. Yukarıda uyurken seslerden rahatsız olan Ali sinirle gözlerini açıp odadan çıkar ve direkt mutfağa yönelir. İçeri girdiğinde ıslık çalarak omlet yapan Ferman'ı görünce hem şaşırır hem de erken uyandığı için sinirlenir.

Ali: Ferman ne yapıyorsun?

Ferman: (Ali'ye kısaca bakıp tekrar işine döner) Oo Ali Bey sana da günaydın.

Ali: Bana gün aymadı abi. Ya bu saatte ne yapıyorsun sen?

Ferman: Omlet yapıyorum sana.

Ali: Bana mı? Şaka mısın lan sen? Sen yumurta kırmayı bilmeyen adamsın, hayırdır?

Ferman: Yeni hobim gibi düşün.

Ali: Yeni hobin yemek yapmak mı? Evde mi kaldın oğlum sen?

Ferman: Ne alaka ya? Ben yemek yapamaz mıyım?

Ali kafasını iki yana sallayıp Ferman'ın yanına gider ve çırptığı yumurtalara bakıp kahkaha atar.

Ali: Yalnız Ferman bunun vitamini kabuğunda değil.

Ferman: Hı? Olmamış mı?

Ali: (büyük bir kabuğu çıkarıp) Sence olmuş mu abi?

Ferman: Olur bence yaa. Hem demiyorlar mı vitamini kabuğunda diye?

Ali: İşte sen olayı tamamen yanlış anlamışsın. Allah aşkına dök şunu da ben gelip adam gibi bir kahvaltı hazırlayayım.

Ferman: İyi be meymenetsiz. Çekil şuradan.

Ferman elindeki kaseyi çöpe döküp musluğun üzerine sertçe bırakır.

Ali: A-aa triplere bak sen.

Ferman: Ne trip atacağım ya?

Ali: (aklına gelen şeyle gülümseyip) E madem bu kadar çok yemek yapmak istiyorsun öğrensene.

Ferman: Kim öğretecek oğlum bana?

Ali: Adı lazım değil baş harfi Beliz.

Ferman: (başını kaldırıp Ali'ye bakar) Niye illa o olsun ki?

Ali: Bir kere soru yanlış. Niye olmasın ki?

Ferman: Gerek yok.

Ali: Zaten o gerek olan bir şey değil. Hayatını dolduran bir şey.

Ferman: Sen sevgili yap o zaman.

Ali: Ben aşka inanıyorum ve gerçek aşkı bekliyorum.

Ferman: (munzurca) Dün akşam Nazlı sana nasıl sarıldı öyle yaa?

Ali: A-arkadaşça.

Ferman: Hımm... Öyle miymiş?

Tek NefesteWhere stories live. Discover now