BÖLÜM-12

565 73 57
                                    

Ali: Ne?

Ferman: Ne olmuş oğlum?

Ali kendisiyle konuşmaya çalışan Ferman'ı eliyle durdurmuş ve Tanju'yla konuşmaya devam etmiştir.

Ali: A-anladım hocam. Çok teşekkür ederim, iyi geceler.

Telefonu kapattığında yüzünde bir gülümseme oluştu.

Ferman: Lan konuşsana!

Ali: (kendi kendine) Oluyor.

Herkes: Ne oluyor?!

Ali: Nazlı!

Ali bir anda bağırınca başını çevirmiş ve koşar adımlarla Nazlı'nın yanına gidip sarılmıştır. Yüzündeki heyecan dolu gülümseme diğerlerinin içine su serperken bu sarılma Nazlı'yı daha da heyecanlandırmıştı.

Nazlı: A-Ali bir dur, ne oluyor?

Ali ayrılıp etrafında göz gezdirdikten sonra sofradaki su dolu bardaklardan birini alıp tek dikişte içmişti.

Ali: Cerrah oluyoruz!

Herkes: Ne?!

Nazlı: Nasıl?

Ali: Tanju Hoca aradı, yarın kurul toplanacakmış bizim için.

Nazlı: İnanamıyorum!

Nazlı büyük bir sevinçle Beliz'e sarılınca kendisine sarılacağını sanan Ali'nin kolları boş kalmıştı. Yüzündeki gülümsemenin solduğunu gören Ferman, Ali'yi omzundan kavramış ve kolunun altına çekmişti.

Ferman: (fısıldayarak) Sen hayırdır?

Ali: Ben hayırdır?

Ferman: Nazlı'yla diyorum, ne iş?

Ali: E cerrahlık işte.

Ferman: Ya bi git, zevzek zevzek konuşma. (dalga geçerek) Neydi o mutluluk sonrasındaki göz yaşartıcı hüznün?

Ali: Geç dalganı abicim, geç.

Ferman: Evde alacağım senin ifadeni, sen dur.

Ali çatık kaşlarıyla Ferman'a döndüğünde, Ferman yüzündeki gülümsemeyi bastırmaya çoktan başlamıştı.

.
.
.

Ferman: Evet, çizimi ben hazırlayacağım, biliyorum... Yahu benim hiç mi özel hayatım olamaz? Ben durmadan çizim mi yapacağım?... Evet, bu benim işim ama yaşamaktan hoşnut duyduğum bir hayatım var... Mazhar Bey, durun lütfen... Tamam! Tamam hazırlayacağım... Birkaç gün sonraya... Masanızda olacak, evet... İyi günler Mazhar Bey.

Ferman telefonunu öfkeyle kapatıp cebine koyduğunda kahve makinesinden gelen sesle birlikte tekrardan tezgaha dönmüştü. Müşterileri ondan yeni bir şirket planı çizimi istiyordu ve Ferman ne çizse beğenmiyorlardı.

Ferman'ın öfke kokan seslerine uyanan Ali esneyerek aşağı inmişti.

Ali: Günaydın aslan.

Ferman: Günaydın kardeşim.

Ali: Hayırdır, yüzün sirke satıyor?

Tek NefesteWo Geschichten leben. Entdecke jetzt