Silgi

8 2 0
                                    

Dün nasıl uyudum. Ne yaptım bilmiyorum hatırladığım tek şey uyumadan önce yine aklımda olanın Emine olduğuydu. He bir de rüyamı hatırlıyorum. Tabi uyanır uyanmaz gördüğü rüyasını yazan psikopat çocuk karakteri olmasa o da olmayacaktı. Bir kitaptan biliyordum onu. Uyanır uyanmaz gördüğü rüyalarını yazmış bir deftere. Çok güzel hikayeler çıkmış o defterden galiba bunu ben de denemeliyim. Rüyamda biri vardı arkası bana dönüktü ama bir kadın mıydı yok erkek miydi ? Bilmiyorum çünkü saçı uzundu ama sesi erke gibiydi bacakları inceydi fakat kolları çok kıllıydı. O yüzden anlayamadım. Bana bugün çok mutlu olacaksın diyordu. Rüyanın da bana istemsizce kattığı mutluluk ile kalkıp giyindim. Saçlarıma fön çektim. Ben çektim inanabiliyor musunuz ? Normalde 2 dakika fazla uyuyabilmek için yüzümü bile yıkamayan ben. Son günler olduğu için kıyafet konusunda pek sıkmıyorlardı. En sevdiğim kazağım üstümde saçlarım fönlü bir şekilde toka koyuldum. Yine tramvayda birbirine sarılan çiftleri izliyordum ve yine hayallerde mutlu oluyordum. Emine'yi okul kapısına yakın biryerde beklemeye başladım. Bir on dakika sonra ben sağ tarafımdan Emine'nin geldiğini gördüm. Benim mi aşktan gözüm de sorun oluşmaya başlamıştı yoksa o gün fazla mı makyaj yapmıştı bilmiyorum ama yüzü parlıyordu. Görenlerin gözünü kamaştırıyordu Emine. Okula girmeden tekrar konuşmak için ona doğru yaklaştım.
- Özür dilerim Emine. Rahatsız etmek istemem ama biraz konuşabilir miyiz ?
Evet bende her aptal aşık gibi karşısında okumayı yeni öğrenen ilkokul çocukları gibi heceliyordum.
- Tabii. Dersin başlamasına 10 dakika var. Zil çalınca geçeriz.
Şimdi sırada kelimeleri tek tek sıraya dizmek kalmıştı. Dünkü çocuk artık heyacanını yenmiş konuşmayı başlatmıştı.
- Dün belki kendimi mektupta ifade edemedim.  Belki de ilkokul çocukları gibi davrandım. Ama bu senin karşında dilimin susmasından kalbimden gelecek kelimeleri sana söyleyemeyeceğinden korktuğum için. Bana acımanı istemiyorum desem de inanma bana sadece senden bir şans istiyorum. İnan bir saat sonra bile sıkıldığını söyleyip ayrılsan unuturum bunu. Hiç olmamış gibi yaşamaya çalışırım ama sadece bir şans istiyorum senden.
Güzel konuştum. Belki biraz demagoji yaparak kendimi acındırmıştım. Sorun yoktu çünkü savaşta her şey mübahtır ve savaşların en büyüğü aşktır. İnsanın bir kişi uğruna tüm insalığı silmeye çalışması kendine en büyük savaşıdır. Bakıyordum bu sefer gözlerine, yüzüne her uzvuna dikkat ediyordum. Kayıt yapıyordu sanki aklım. Suratın da ufak bir tebessüm belirdi ve bana bakarak,
- Bak inanki bunun seninle hiç bir ilgisi yok. Tamamen benle alakalı. Derslerime odaklanmam gerekiyor. Ailem bu konuda çok baskı yapıyor. Özür dilerim.
Diyerek okula girdi. Artık son bir şey kalmıştı. Bir silgi verip beynime kalbimdekini silmesini istemeliydim. Galiba bir silginin yazdığını bir silgi tekrar silecekti. Bu da en zoruydu ya reddedilmeye üzülürken kendince kurduğun avuntu hayallerinin hepsinin bir anda yıkılması. He bide Recep amcanın üzülen gözleri ile bakması. Galiba benim de elimden gelen tel şey üzülmekti.

Aşk Ergen İken ZorOnde histórias criam vida. Descubra agora