Kaybedilen Sigara Kazanılan Kız

0 0 0
                                    

O yaz aslında Emine'yi unutmak benim için çok kolay olmuştu. Babam zorla soktuğu iş ve tanıştığım kızlar çok çabuk unutturmuştu bana onu. Tatilin üçüncü haftasında Alper ile onların oraya gidecektik. Pek bir şey yapmayacaktık aslında bizim burda oturduğumuz gibi orada oturacaktık. Fakat orası bizim ordan daha yoğun ve daha fazla mekana sahipti.  Bu nedenle daha fazla kişi ile tanışabileceğimiz manasındaydı. Ne olur ne olmaz diye önceden kuaföre gitmek istedim. İlk durağımız kuafördü. Kuaförde Fırat abinin istediğim traşı anlaması zor oldu. Çünkü tarzımı değiştirmeye karar vermiştim. Yeni bir tarz takınıcaktım  artık. Traşım başladıktan yaklaşık on dakika sonra Alper telefon ile konuşmaya dışarı çıktı. Belki inanmayacaksınız ama kuaförde işim yaklaşık bir saat sürdü ve çıktığımda hala telefonda biri ile konuşuyordu. Her neyse benim işim bitmiş saçlarım istediğim şekli almıştı gerisi benim için önemli değildi. Tam tabiri olması gerekki artık avlanmaya gidebilirim diye düşünüyordum. Ama bizim salağın telefon kapandıktan sonra yüzünde tebessüm oluyor ortada bir şey yokken sırıtıyordu ve bu sırıtışı ben biliyordum. Hoşlandığı kızdan tepki aldığı belliydi. Kafasına yavaşça vurduğumda benim yanında olduğumun sanki yeni farkına varmış gibi tepki verdi fakat kendini çabuk toplayıp konuşmaya başladı.
- Keş
Sigarayı küçük yaşta başlamam ve okuldaki yakalanmalarımdan dolayı böyle hitap ederdi. 13 kere okulda sigara içtiğimden disiplin cezası yemiştim.
- Sonunda yanında olduğumun farkına vardın.
- Ya dur bi şey yapma. Bak ne dicem sana bizim oraya geçmeden önce bir yere uğramamız gerekiyor.
- Kız varsa gelirim yoksa boşver sonra gidersin.
- Var var.
Ufak sırıtışların ardından...
- Saçımı da yaptım façamda iyi. Söyle bakim iyimiyim çok mu faça ?
- Façaaaaaa.
Esprilerimi de yapmıştım. Şimdi Alperin olayı tam ve düzgün anlatması gerekiyordu. Konuşmadan ona baktığımda bunu istediğimin farkına vardı ve konuşmaya başladı.
- Keş benim hoşlandığım bir koz vardı ya, az önce onunla konuşuyordum ve cafede olduğunu yalnız olmadığını, yanında da bir arkadaşının olduğunu söyledi. Bizim oraya geçmeden yanlarına uğramamızı istedi. Ben de kabul ettim. Sonuçta bizim oraya da bunun için gidiyoruz.
Sizce ben ne dedim. Tabii ki Red edilmeyecek bir teklifti bu. Çünkü hiç uğraşmadan biriyle tanışacak ve benim kanaatimce hemen tavlayabilecektim. Neden bilmiyorum yalnızlığın ters etkisi ola da bilirdi. Keşke burda gülmek için random kullanabilsem. Size gereksiz şeyleri anlatıp sıkmak istemiyorum ama tramvaydaki amcayı anlatmadan da geçemem. Eğer T4 tramvay hattına pandemi döneminde bindiyseniz görmemeniz imkansız. Vagonun tam ortasında dezenfektan bulunur. Fakat o gün bitmiş olmalıki amca sayesinde öğrenmiş olduk. Okullarda bulunan sabun kapları olur. Dik bir açı ile düğmesine basıldığında. Elinize sabun verir. Bizim tramvayda ise dezenfektan akıtıyordu. Amca ilk kuvvetini hafifçe uyguladığında amacına ulaşamadı. İkinci, üçüncü derken son hamlesini Bruce Lee'den görmüş olmalıki geriye çekilip sertçe vurdu. Anlık şok ardından dezenfektan kutusunun yerde çırpınışları ile amca artık ortada görünmüyordu. Allahtan kırılmamış sadece yerinden çıkmıştı. Bir an elim yine randoma gitti.
İneceğimiz durağa gelmiştik. Kolumun dürtülmesi ile bunun farkına vardım.
- Keş hadi iniyoruz.
- Ne çabuk geldik.
- Amcaya gülmekten farkına bile varmamışsındır.
- Galiba.
İndikten sonra aramızda konuşmaya devam ettik.
- Hazır mısın Keşo ?
- Benlik bir durum yok bence hoşlandığı kızla buluşacak sensin.
Aslında heyecan vardı tabii ama aynı zamanda bir istemsizlik duygusu oluştu bende. Sanki yola bu yüzden çıkmamış gibi hissediyordum.
- Apo ben gelmim ya mağazaları dolaşırım sende takıl işin bitince ararsın beni.
Bunu isteyerek söylemiştim aslında ne kadar gitmek istesemde gitmemem gerektiği düşüncesi baskın geldi. Ne kadar birileri ile tanışmak istesemde bir o kadar iste istemiyordum. Reddedilmek her zaman insanın içinde bir yerde kalır. Öyle bir yerde ortaya çıkarki çaresiz ona hapsolursun. Bunda isteyerek gitmediğini belirttim.
- Ya olum mal mısın ? Zaten az oturup kalkacağız.
Gel ve yok kelimeleri havada uçuşurken ben kendimi cafenin içinde buldum. İçinde oluşumun haricinde birde kızın yanına oturmak zorunda kalmıştım. Kızlar bizden önce gitmiş sohbet esnasında birbirlerini bakabilmek için karşılıklı oturmuşlardı. Sohbet başlamış ara sıra sorular sormalarla beni konuşturmaya çalışıyorlardı.
- Ne iş yapıyorsun ?
- Babamın yanındayım.
- Baban ne iş yapıyor ?
-Ayakkabıcı.
Tekrar kendi aralarında konuşmalara devam ediyorlardı. Ben mi ne yapıyordum. O sırada telefonuma bakıp duruyordum. Heyecanladığımı veya oradakilere ilgilenmediğimi göstermek ya da rahat görünmek için genelde bunu yaparım.
Sonunda kalkmaya karar verdiler. Hesap ödendi. Kim ödedi diye sorarsanız merak etmeyin biz ödemedik çünkü çay içmiştik sadece bu nedenle kızlar hesabı öderken biz gözlerimizi kapatmakla yetindik.
Bir sonraki durağımız Alper'in dükkanıydı. Konuştuğu kızda orda oturuyor ve kızın arkadaşı ise o yönde olan tramvay durağına gidecekti. Bundan dolayı yine bir süre yolumuz birdi.
İlerleme devam ederken ikili gruplar haline geldik. Ben Alper'in konuştuğu kızla, alperi ise kızın arkadaşıyla. ( Bu hikayede kız tabiri ile geçenleri bir cinsiyetçilik ayrımı maksadıyla yapmadım Yaşlarımızdan dolayı bu tabir ile kullandım.)
İlk lafa o girdi,
- Niye fazla konuşmuyorsun ?
- Bilmem. Yeni tanıştık belki ondan.
- Normalde konuşkansın yani ?
- Evet biraz fazla hemde. Çok konuşurum, konuştukça saçmalarım, saçmaladıkça daha çok saçmalarım.
Hafiften gülüşmeler.
- Keşke bizde görebilsek.
- Nasip.
- Sence ne konuşuyorlardır ?
- Senle alakalıdır.
- Yok ya. Neden benle alakalı olsun.
- Alper konuştuğun çocuk. Diğeri de en yakın arkadaşın. Senin hakkında bir şeyler soruyordur Alper.
- Bence senin hakkında.
- Benim hakkımda neden konuşsunlar.
- Ne bilim ben
Sizce de benim dediğim gibi değil midir ? Sonuçta yeni tanıştık. Haricinde Alper ve konuştuğu kız için buluşulmuş. Yani neden beni hakkımda konuşsunlar ?
Bu konuşma burda bitmedi tabi senin hakkında konuşuyorlar ısrarını devam ettirdi kız. Bende sonunda iddiaya girmeyi teklif ettim.
- Gel iddiaya girelim eminim benim hakkımda konuşmadıklarına.
- Bende eminim senin hakkında konuştuklarına. Nesin'e giriyoruz ?
- Kaybeden kazanana 1 paket sigara alsın.
- Kabul.
- Kabul.
Şimdi bunu nasıl öğrenecektik tabii ki sorarak. Ama ikisine beraberken soramazdım o yüzden eşler değişti. Ben Alper ile iki kızda bir grup oldu.
- Apo ne konuşuyordunuz ?
- Ne konuşalım kanka. Normal şeyler.
- Kanka seninki sordu. Ne konuşuyorlardır sence ? Diye.  Ben senin hakkında dedim o da inatla senin hakkındadır dedi. Bizde iddiaya girdik. Hadi iyisin bugün ki sigara beleşe geldi.
- Nasıl yani kanka anlamadım.
- Kanka siz şimdi senin kız hakkında konuştunuz ya. O yüzden o iddiayı kaybetmiş oldu.
- Kanka biz onun hakkında konuşmadık ki. Galiba beleş sigarayı onlar içecek.
- Nasıl lan ?
- Kanka kız seni beğenmiş. Nasıl biri falan diye sordu işte. Seni konuştuk yani.
Evet iddiayı kaybettim ama bir insan kazandım. Hemde egomu tatmin ederek çünkü ben değil o istemişti.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 08, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Aşk Ergen İken ZorWhere stories live. Discover now