4. Bölüm- Aç Gözlerini Güzelim

19.4K 1K 479
                                    

İnsta'da yaptığım oylama ile bölüm günleri değişmiştir. Bundan sonra bugünkü gibi Her Cuma 00.00'da gelecektir bilginize 🌼

Asker, hengamenin içine hızla daldı. İstediği gibi giysi stantları hamile kadına mahremiyet sağlayacak şekilde ayarlanmıştı. Burcu'nun yanında doktoru hariç orta yaşlardaki bir kadın da vardı. Çocukların gitmesiyle birlikte mağazadaki ağlama sesleri azalmış, ortam olabildiğince normalleşmişti.

Hilal'ine bakmamaya çalışan Burak mağazayı inceledikten sonra memnuniyetle dudak büzdü. Birisi silahları kenardaki duvarın dibine toplamıştı. Tahmin yürütmesi gerekirse Sami'ydi bu. Birisi de yerdeki kanları temizlemişti. Bu kişi büyük ihtimalle Güler denilen personeldi. Güler'e bakan asker onun müşterileri sakinleştirmeye çalıştığını duydu. Burcu'nun gittikçe sıklaşan bağırışları karşısında bu pek de mümkün görünmüyordu gerçi.

Yine de herkes elinden geldiğinden fazlasıyla yardım ediyordu. Burak derin bir nefes aldı.

Bu ekiple tüm alışveriş merkezini kurtarırım ben.

Düşüncelerini bir kenara bırakan Alf, a ilk iş olarak mağazadaki diğer son ayına yaklaşmış hamile kadının yanına gitti.

"Sizi de çocukların bulunduğu odaya alalım Hanımefendi."

Kadın kızarmış gözlerini Burak'a çevirdi.

"İyi olacaklar mı?" derken eli kendi karnının üzerindeydi.

"Siz bu 8 ay olayını çok abartıyorsunuz ama. Sabırsız ben de 8 aylıkken doğmuşum. Oradan bakınca iyi değil gibi mi gözüküyorum?"

Burak'ın muzip-ukala sesi karşısında hamile kadın hafifçe tebessüm etti.

"Siz olmasaydınız biz ne yapardık Komutanım? Allah sizden razı olsun. İnşaallah oğlum da büyüdüğünde sizin gibi cesur bir yiğit olur."

Duyduğu cümle Burak'ın dudaklarında bir tebessüme neden olmuştu

Bak baba yine sen! Bir bakışta Yiğit Kılıç'ın oğlu olduğum anlaşılıyor olsa gerek.

"Teşekkür ederim. Hadi odaya geçin de Küçük Bey biraz sakinleşsin. Buralar biraz karışık." diyen Burak, Güler'i çağırmak için etrafına bakınıyordu ki kız yanında bitti.

"Ne yapabilirim Komutanım?"

"Bu iş bitince müdürüne söyle de maaşına 10 kat falan zam yapsın."

Bu cümle Güler'in hafifçe gülmesine neden olmuştu.

"Hanımefendiyi de odaya alıyoruz. Burası biraz fazla stresli."

"Anlaşıldı Komutanım!" diyen kızın modu tam asker moduydu. Ne eksik ne fazla. Burak kızın hikayesini merak etti. Bu kadar soğukkanlılık eşittir yaşanmışlık demekti.

Tekrardan mağazaya baktığında Sami'nin kameraları açmayı bitirdiğini gördü. İşte hiç yaşamak istemediği o karşılaşma ânı gelmişti.

Hızla telefonların bulunduğu masaya giden adam insanlara 'Telefonlarınızı sakın açmayın!' demeyi unuttuğunu fark etmişti. YouTuber kimliği ile getirdiği telefonun kırılmış olduğunu gördüğünde sevgilisin telefonuna bakınmaya başladı. Hilal'in telefonunu bulup açarken yanına gelen Sami'ye döndü.

"Telefonunu alan oldu mu?"

"Hilal engel oldu. Dışarıyla irtibat hâli, teröristlerin şüphelenmesine neden olurmuş."

Dudaklarında takdir dolu bir tebessüm beliren Burak, yerde kanlar içinde yatan kıza bakmamak için büyük bir çaba sarf etti.

Bu savaşı yakında kaybedecekti elbette.

K.İ.T. II (İhtilal)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin