25. Bölüm- Seninle, Kahkahalarla

15.3K 635 407
                                    

"Anlatır değil mi? Anlatacaktır. Anlatmak zorunda ama... Böyle bir şey nasıl anlatılır ki?"

Hilal'in bilmem kaçıncı tekrarını duyan Burak hüsran dolu bir nefes aldı. Kız arkadaşını teselli etmek istese de kendi de aynı sorularda boğuluyordu.

Babası anlatır mıydı? Başka çaresi yoktu.
Ama anlatabilir miydi? İşte bu Burak için de büyük bir soruydu. Yıllarca neler yaşadığını çok yakından takip ettiği Salih Aslan'ın buna cesaretinin olup olmadığını bilemiyordu adam.

"Anlatacak!"

Hilal ve Burak odaya dolan ses ile kapıya dönerken Kadir kendinden emin bir şekilde kızının karşısına geçti.

Kendisini büyüten babasının mavi gözlerindeki kesin ifadeyi gören Hilal, sol gözünden bir damla gözyaşı firar ederken burnunu çekmişti.

Genç kız bu olayda çok fazla yıpranmıştı.

"Nasıl bu kadar eminsin?" diye sorarken sesi çatlak çıkmıştı Hilal'in.

"Çünkü artık annenin onu anlayacağını biliyor."

Bu cümleden pek de bir şey anlamayan Hilal başını iki yana salladı.

"Hayır anlamıyorsun baba. Sen onları görmedin, günlerdir ne halde olduklarını bilmiyorsun. Babamın anneme rağmen nasıl kaçtığını, sustuğunu, yok saydığını... Annem bir mektup yazdı diye gerçekten anlatabilecek mi yaşananları? Babam mektubu okuyunca afalladı, korktu doğru ama günlerdir yaşadıklarından ne farkı vardır ki o mektubun?"

Derin bir iç geçiren Kadir, kızının gözünden düşen yaşları yumuşak hareketlerle silerken ne söylemesi gerektiğini düşünüyordu.

"Anlatacak olmasında mektubun etkisi olabilir ama... Daha çok konuştuklarımızın etkisi var. Güven bana küçük aşkım. Baban annene her şeyi anlatacak."

"Ne konuştunuz ki?" diyerek kaşlarını çatan genç kızın gözlerinde merak ışıltıları dolaşıyordu.

Hilal'in burnunu hafifçe sıkarak başını iki yana sallayan Kadir gözlerini kısarak kızına baktı.

"Sen yine bu hikayenin küçüğü olduğunu unuttun bakıyorum Hilal Hanım."

"Tamam da... Günlerdir hatta yıllardır susan babamı konuşmaya itecek şeyin ne olduğunu bilmek hakkım değil mi?"

Hilal'in ağladığı için bal olan gözlerine bakan Kadir buruk bir şekilde gülümsedi.

"Hakkın var mı yok mu tartışılır ancak ne benden ne de onlardan tek kelime alamazsın. Boşuna uğraşma."

Mutsuz bir şekilde iç geçiren Hilal 25 yaşında olmasına rağmen küçük çocuk muamelesi görmekten gram hoşnut olmayarak gözlerini devirdi.

"Bu yaşımda gördüğüm muameleye inanamıyorum."

Onun söylenmesiyle birlikte içten bir şekilde gülen Kadir, kızını kendisine doğru çekerek sıkıca sarıldı.

"Ebeveynler için kaç yaşına gelirlerse gelsinler, çocukları hep çocuktur küçük aşkım. Annen de, ben de, baban da... Sana bakınca ilk olarak 25 yaşındaki genç bir kızı değil de o küçük kızı görüyoruz. Gerçek bu." diyerek geri çekilen Kadir gözlerindeki yaşanmışlıkla devam etti.

"İstediğin kadar sorabilirsin, istediğin kadar merak edebilirsin ancak sorularına cevap alamayacaksın kızım. Bu hikayenin tam ortasında duruyor olabilirsin, hepimizi birbirine bağlayan en büyük özne de sen olabilirsin ancak bu hikayede yerin yok. Bunu bir an önce kabullenip annenleri sorularınla boğmamanı istiyorum senden. Yeterince düşünmeleri gereken, çözmeleri gereken konuları var. Bir de üstüne sana nasıl cevap vereceklerini düşünmesinler. Olur mu?"

K.İ.T. II (İhtilal)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin