FİNAL

3K 108 16
                                    

Hayat ne kadar garip öyle değil mi? Tam umudunuzu kaybettiğiniz bir anda neler oluyor. Benim durumumda şuan öyleydi. alimin bana söylediği türkü  dolanıyordu aklımda. Ne demişti sahi? Ali Ayşe'yi seviyor.  Belki seni seviyorum dememişti ama bu bile yeterdi bana. Şimdi onu izliyordum. Gözleri kapalı uyuyor. Yüzü bana dönmüş. Beni bir koluyla sıkıca sarmış.  Derin bir uykuda. Gözleri hafif şişmiş, dudakları aralık. İşte tam şuan hiç bir şeyin önemi yok benim için. Saat kaç? Günlerden ne? Tatil mi? Dünya yanmış kimin umurunda? Ben bu hayatta en çok istediğim şeye sahibim şu anda. Aliye. İşte şimdi güçlüydüm. İnsan sevildiğini biraz olsun hissedince çiçek açıyormuş. Bana bu saatten sonra bir tek Ali zarar verirdi. Biliyordum beni ruhen yıkacak tek kişi oydu. Bu uzaktan sevmelere benzemiyordu. Kokusu burnuma doluyordu. Elleri ellerim, saçları saçlarıma karışıyordu. Uzaktan sevmekle bunlar bir olur muydu hiç?

Uyandırmak istemiyordum ama dayanamayıp parmağımın tersiyle yanağını okşadım. Hafif çıkmış sakallarını sevdim. Kirpiklerine dokundum. Uykuda dağıttığı kaşlarını düzelttim. Dudağının kenarında o güldüğü zaman çıkan minik gamzeyi sevdim.  Ve Ali yine beni şaşırttı. Bİr anda gözlerini açınca sıçrayıp geri çekilmeye çalıştım. 

"Nereye hanımefendi? Uykuda severken dokunurken utanmıyorsun da niye kaçıyorsun?"

Şuan yüzümü basan sıcakla ne diyeceğimi bilemedim. Hadi ama görüyorsunuz değil mi kalbim ne halde? Kollarından kurtulmaya çalıştım ama bana izin vermedi. Kolları arasına sıkışmış durumdaydım. Ve kalbimin ritmini değiştiren şey şu an fazla yakın olmamızdı. Burnu burnuma değerken nasıl konuşabilirim?

"T tamam özür dilerim dokunmam bir daha"

Anlayamıyordum.  Bana nazlanıyor mu yoksa hoşuna mı gidiyor anlayamıyordum.  Elimi tutup yanağına koydu. Avuç içlerime batıyordu sakalları.  Gözlerini tekrar kapattı ve beni kendine iyice çekti.

"Böyle bi rşey söylemedim. Her şeyi yanlış anlamaktan vazgeçer misin ? Ve lütfen biraz daha dinlenmeye ihtiyacaım var"

"Peki ama beni bırakırsan kahvaltı hazırlayayım?"

"Ben seninle dinlenmek istiyorum kahvaltıyı da dışarda yaparız boş ver"

Huzurla kapattım gözlerimi. Başımı salladım ama hissetti mi bilmiyorum. Kokusuyla mayıştım. Ve bir süre sonra uykunun kollarındaydım. Hadi ama sevdiğinin kokusu uyuşturucu gibi. Böyle şehrin uzaklığından kaçtığında bir ormanın içinde ıslak toprak kokusunu çekmek gibi. Tarif edilemez  bir huzur.

Başımın ağrısıyla uyandım. Öyle sızlıyordu ki sanki kafamın içinde filler vardı. Enseme vuruyordu ağrısı hadi ama bugün güzel bir gün olmalıydı. 

"Ayşe'm ne oldu bak bakayım bana iyi misin"

Acıdan inlememe Ali şaşırmıştı ama gözlerim bile dolmuştu acıdan. Dayanılmazdı. 

"Başım çatlıyor ağrıdan sanırım doktorun verdiği ağrı kesici etkisi geçti. "

"Hadi kalkalım o zaman da kahvaltıdan sonra ilaçlarını vereyim dayanabilecek misin ?"

"Denerim hadi hazırlanıp çıkalım."

Üzerime düzgün bir şeyler giyip hızla hazırlandım. Açtığım camlardan gelen serin havayla başımın ağrısı biraz olsun sakinleşmişti.  Arabaya bindiğimizde dahi Alinin gözü benim üzerimdeydi. Sanırım onu gerçekten telaşlandırmıştım.

"Seni mükemmel bir yere götüreceğim. Amcanın yeri gittin mi daha önce"

Hafızamı şöyle bir yokladım. Buralarda meşhur bir yerdi. Ama her şey gibi bundan da mahrum kalmıştım.

SARMAŞIK (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin