BÖLÜM ALTMIŞ

2.1K 151 143
                                    

Merhaba!

Koskoca altmış bölüm... Ve bu kadar uzayacağını da büyüyeceğini de hiç tahmin etmemiştim. Bugün 300K da olduk. Hepinize her şey için teşekkür ederim.🧡

Bu bölüm için yorumlarını çok merak ediyorum!

İyi okumalar.🌟


-

HARRY

İnsanların zaafları, en zayıf noktasıdır. Bizi köreltir, gözümüzü açar, hayatımızı tepetaklak eder, tamamen değiştirir.

Bu zamana kadar tek bir odağımın olduğunu düşünürdüm. Hayatın uç noktalarında yaşamaz, durgunluğu tercih ederdim. Benim için bir şey ya beyazdı ya da siyah. Kendim de değişen bir şey yok.

Hayatımda en ucu yaşadığım zamanlar da, en dibi gördüğüm zamanlar da oldu. Çocuk oldum, ergen oldum, genç oldum. Üzüldüm, mutlu oldum, çılgınlarca eğlendim. Bir müddet sonra öyle bir noktaya geldim ki her şey derslerim ve kariyerim oldu. Ne etrafımdaki insanlarla ilgileniyor ne de dışarıdaki hayat ilgimi çekiyordu. Kendim için sadece ben vardım.

Ta ki o kadın hayatıma girene kadar.

Baylee geçmişte bıraktığım ve hâlâ tamamlanamayan duygularımı gün yüzüne çıkarmıştı. Beni bu monoton hayatımdan çekip çıkarmış, içime bastırdığım tüm her şeyi o fark etmese de bulmuştu.

Gençlik yıllarımda her ne kadar ciddi ilişkim olmuşsa da böyle derinden hissettirmemişti hiçbiri. Hiçbir kadın böylesine tutkulu, böylesine sevgi dolu olamazdı.

Aşık da olmuştum. Aşk zaten gelir ve giderdi; ancak Baylee, sadece ismi bile bulunduğum ortamda geçse, sesini kısa bir anlığına da duysam ya da saniyelik bir anda onu görebilme şansı yakalasam da dünyamı tek düze renklerden kurtarıyor rengarenk bir yere dönüştürüyordu. O yanımda olmadığında da artık kendimi kontrol edemiyordum. Varlığı olmasa da düşüncesi bile beni içinde bulunduğum andan koparıp alabiliyordu.

Baylee tamamen hayatıma sevgilim olarak girmeden önce benden yaşlarca küçük biriyle birlikte olacağımı söyleseler onlara garip bakar, hatta bu kişinin öğrencim olacağını söyleseler benimle dalga geçtiklerini düşünürdüm. Hep kendimden küçük ya da benimle yaşıt birileri hayatıma girmişti ancak böyle radikal bir değişim bize dayatılan normlara aykırı olduğu gibi bana da garipti.

Hayat bu, en beklenmedik anlarda en beklenmedik kişileri ve olayları sunuyordu bize.

Baylee olgundu, kafamız uyuşuyordu ama bir yere kadar. Şu anda zamanla bastırılan her şey ortaya mı çıkıyordu, yoksa hep böyleydi de ben mi görmüyordum bilmiyorum. Bazen çok çocuklaşabiliyordu. Bu doğru bir tabir miydi emin değilim fakat ona yetişemediğim anlar olduğunu biliyor ve o anlar da durup soluklanmak istiyordum.

İlişkimiz mükemmel gitmiyordu. Hiçbir ilişki her zaman mükemmel olmazdı ama biz en başından beri hep sorunlarla uğraşıyorduk, birbirimizle ister istemez sürtüşüyorduk. Ben, Baylee'ye o kadar çok bağlanmıştım ve onunla birlikte olmayı o kadar çok istemiştim ki şimdi ondan uzak kalmayı başaramıyordum. Ne yapsa göz yumardım ama bunun doğru olmadığının da gayet bilincindeydim. Bu sevgiden çok bir bağlanmaya dönüşmüştü ve en kötüsü de buydu.

Annemin Baylee'yi ona ilk bahsettiğim gün bana söylediği cümle kulaklarımda çınlıyordu. Sev ama bağlanma.

Her an aklımdaydı şu sıralar. Şu son kavgadan sonra. Kavga bile sayılmazdı. Biz de hep tek taraf konuşur karşıdaki dinlerdi... Yaptığı tahammül edebileceğim bir şey değildi. Yine de nasıl kabullenmiştim bilmiyorum. Ben Baylee'nin her davranışı için bir neden bulabilir ama kendimin neden bunları yaptığına bir cevap bulamazdım zaten.

PROFESSOR - Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin