BÖLÜM ELLİ İKİ

3.2K 182 241
                                    

Merhaba!

Harry bölümde çok yok. Başta var sonda var... Umarım beğenirsiniz.

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.🌟

-

BAYLEE

Hayatımda yaptığım hataları kendimce hep salaklık olarak yorumlamıştım. Hata yapacağımı, pişman olacağımı bile bile yaptığım şeyler o kadar çoktu ki... Çok çabuk gaza geliyor ver hemen harekete geçiyordum. Hem de sonuçlarını bile bile... Yangına körükle gitmekti bu.

Canımı verebilecek kadar güvendiğim tek kişi belki de sadece Harry'di ve bu sefer çok çabuk Jack'e kanıp onun kalbini kıracak bir şey yapmıştım. Beni kullanarak insanların ona hakkımda söylediklerine itiraz ediyor ve bana güvenmeyi seçiyordu her seferinde ama sanırım bu sefer onu hayal kırıklığına uğratacaktım.

Sınav kağıtlarına önceden bir göz attığımı anlamamıştır diye ummuştum ama nafile. Ayrıca gördüğüm birkaç şeyden Jack'i haberdar etmiş o da neredeyse bütün arkadaşlarımıza sınavı yaymıştı. Bunu ben istememiştim. Başımı yakan Jack'ti.

Tabii, evde bulduğum sınav kağıtlarıyla birkaç hafta önce sınavı gerçekleştirdiğim kağıt bambaşkaydı ve Jack bana ağız dolusu küfürler etmişti. Notlarımızı öğrendiğimizde de bizi şoka uğratmıştı. Özellikle benim notum hak etmediğim kadar düşüktü.

Bu da denekti ki Harry bir şeyleri kesinlikle çakmıştı!

Alt dudağımı dişleyerek gerginlikle etrafıma bakınırken telefonum cebimde titredi. Telefonumu elime alarak mesajı görmemi sağladım.

Harry: Ofisime gelsene. (15.03)

Korktuğum başıma gelmişti. Neden böyleydim ki? Salak mıydım? Saf mıydım? Yoksa kötü biri miydim?

Arka arkaya yutkunarak Harry'nin odasının önünde durdum. Nefesimi kontrol altına almaya çalışıyordum ama aşırı paniklemiştim. Elimi kapı kulpuna yerleştirerek yavaşça kapıyı açtım ve içeriye girdim.

Gözlerim masasında oturan sevgilime kaydığında işlerin yolunda olmadığını anlamıştım. Acaba beni azarlamak için evi bekleyemez miydi? Burada onunla tartışmak istemiyordum. İşin aslı onunla hiç kalp kırmak istemiyordum.

"Ö-özür dilerim." Beklemediğim bir anda dudaklarımdan dökülen o iki kelime Harry'nin kaşlarının şaşkınlıkla havaya kalkmasına neden oldu.

"Neden özür dilediğini anlayamadım açıkçası." Ciddi bir ifadeyle bana bakarken masanın önünde durdum ve parmaklarımı birbirine geçirdim. Korkudan ağlayabilirdim. Ben geçekten çok kötü biriydim ama bir anlık gaflete gelmiştim. Kirpiklerimi hızlı hızlı kırpıştırarak gözlerimi gözlerinden ayırdım. Koltuğunda hareket etmiş, kollarını göğsünde bağlayarak arkasına yaslanmıştı ve delici bakışlarıyla beni rahatsız etmekten çekinmiyordu.

"İsteyerek yapmadım. Kötü bir niyetim yoktu." Neredeyse ağlayacaktım.

"Kaldın." Gözlerim kocaman açıldı. "Seni istesem disiplinlik edebilirim ama yapmıyorum. Neden? Çünkü sevgilimsin. Ben anlamıyorum ya anlamıyorum." Başını iki yana salladı. Beni yine suçluyordu. Suçluydum da ama bana böyle yüklenmesini katlanamıyordum. "Çok sıkıldım."

"B-benden mi?" Cevap vermedi. "Benden mi sıkıldın?" Sesim istemsizce yükseldiğinde kalp atışlarımda hızını arttırmıştı.

"Neden böyle yapıyorsun? Benim için her seferinde işleri zorlaştırıyorsun ve ben artık bir şeyler alttan almaktan, örtmekten çok yoruldum." Soruma cevap vermemişti. Haklıydı da. Alınsam da kırılsam da haklıydı. "Ağzımdan kötü şeylerin çıkmasını istemiyorum ama beni kullandığını düşünmek... Düşünmek istemiyorum bile." Gözlerimi kocaman açtım.

PROFESSOR - Harry StylesKde žijí příběhy. Začni objevovat