FREZYA - 16

571 331 160
                                    

Şuan stresten ölüyordum. Felsefe sınavındaydık ve Afra benden kopya çekmeye çalışıyordu.
Hayır yani kopyayı çeken o, ben neden telaş yapıyorsam?

Bundan bir hafta önce yaptığımız anlaşmaya göre sözel derslerde o benden, sayısal derslerde de ben ondan kopya çekecektim.

Normalde yerlerimiz arasında mesafe vardı ama Afra Hanım planı önceden kurmuş, ilmek ilmek işlemişti. Ta iki hafta önceden sınıf öğretmeniyle konuşup yerini değiştirtmişti.

Alttan bacağımı dürttüğünde kağıdımı görebilmesi için kaydırdım. Bende göz ucuyla onun kağıdına baktığımda kendi yaptığı sorulardan bir tanesinin yanlış olduğunu fark ettim.

Şeytan dedi ki o da seni bu kadar strese sokmasının cezası olsun ama kıyamadım.

Bu defa ben onu dürtüp alttan elime soru numarasını işaret ettim. Benim kağıdıma bakıp sorunun doğru cevabını aldı.

Şu yaşadıklarımdan Oscarlık gerilim filmi çıkardı.

"Afra ve Uraz, ikinizde önünüze dönün!"
Hocanın sesiyle irkilip kafamı kaldırdım.
"Bi sorun mu var hocam?" diye sordum anlamamış gibi.

"Sorunun ne olduğunu ikiniz de biliyorsunuz. Bir daha uyarmam."

Sınavın geri kalanında ikimizde akıllı durduk. Zaten çekeceği kadar çekmiştir diye düşünüyordum.

Zil çalıp kağıtlarımızı hocaya verdiğimizde bize ters ters baktı. Kendisi hiç mi öğrenci olmamıştı?

"Bu çektiğim ikinci kopyam onda da hocaya yakalandım. Şansa bak."
Afra kendi kendine söyleniyordu.

"İlk kopyanı ne zaman çekmiştin?" diye sordum.
"Ortaokulda matematik sınavında çekmiştim."
Saçını geriye doğru savurdu. "Ben genelde kopya veren taraftım." diye övündü.

"Benim de başımı yakacaksın bir gün" deyip gözlerimi devirdim.
"Yarınki kimya sınavında görüşürüz Uraz Bey!" deyip sınıftan çıktı.

"İnsan bi teşekkür eder." diye seslendim arkasından ama duymadı.
"Peki öyle olsun. Rica ederim (!)"

Kantine inmek için sınıftan çıktığımda Emir ve yanında bir arkadaşını gördüm.

"Ooo Uraz, seni görmek ne güzel şey." dedi sahte bi neşeyle.
"Aynen ya, bak seni gördüm günüm aydı." dedim aynı şekilde karşılık vererek.

"Afra'yla iletmiştim ama o söylememiştir. Hayırlı olsun demek istemiştim."
Bir adım atıp yaklaştım.
"Merak etme iletti bana. Bir daha bi diyeceğin olursa gel beni bul. Afra'ya yazıp rahatsız etme." Çıkabilecek en net tonda konuşmuştum.

"Rahatsız olduğunu kim söylemiş?" diye sordu pişkin pişkin sırıtarak.
"Dua et okuldayız Emir. Senin yüzünden son senemde kendimi yakmayacağım."

"Korkuyorum demiyorsun da kendimi yakmayayım diyorsun. Güzel taktik."

Ellerimle yakasını kavradım.
"Senin neyinden korkacağım lan ben?"
Kollarını iki yana açtı. "O zaman okulun dışına beklerim seni. Hani korkmuyormuşsun ya (!)"

Frezya / Yarı Texting Where stories live. Discover now