FREZYA - 19

414 276 49
                                    

Maceralarla dolu bir kampı geride bırakmıştık. Yorgunluktan öldüğüm için bugün yani pazartesi günü okula gitmek yerine evde kalmayı tercih etmiştim. Annemde pek bir şey söylememişti.

Emir mevzusuna gelecek olursak ise o benden temiz bir dayak istiyordu. Sadece uygun zamanı bekliyordum.

Kampta hocalar bizi yakalayınca mecburen her şeyi anlatmıştık. Hocaların ayıplar bakışları eşliğinde bütün okul Afra'yla sevgili olduğumuzu biliyordu artık.

Yatağımda debelenip çıkıp çıkmama arasında kaldığım sırada masamın üzerinde duran telefonum titredi.

İstemesem de kalkıp gelen mesaja baktım.

Afra: Nasılsın aşkım?

Uraz: İyiyim güzelim, sen nasılsın?

Afra: İyi bende. Teneffüsteyken bir yazayım dedim. Niye gelmedin, hasta mısın?

Uraz: Yok iyiyim, bu kadar verimli (!) bir kamptan sonra dinlenmek istedim biraz. Kafam kazan gibi.

Afra: Sende haklısın tabii.

Afra: Neyse ben şimdi bahçeye ineceğim kızlarla. Sonra yine yazarım sana. (10.01)

Uraz: Tamam canım görüşürüz.

Sınıf grubundan gelen gereksiz mesajlara da göz ucuyla baktıktan sonra telefonu bırakıp yataktan çıktım.

Tam aynanın karşısına geçmiş dağılan saçlarımı düzeltmeye çalışıyordum ki telefona yine mesaj geldi. İlk başta umursamadım ama peş peşe gelmeye devam edince merak edip baktım.

Afra: Uraz! (10.05)

Afra: Nil kim?

Afra: Niye sevgili olduğumuzu öğrendi diye gelip bana saldırıyor?

Afra: Bu hakkı nerden buluyor?

Afra: Bir de bana ne dedi biliyor musun?

Afra: ESKİ SEVGİLİNMİŞ!

Afra: Peki benim neden haberim yok?

Afra: Eskiden en azından arkadaşın olarak bile mi söyleme zahmetine giremedin?

Kısa bir an Nil kim diye düşündüm. Hatırlayınca da küfür etmekten geri duramadım.

Hassiktir!

Uraz: Bi sakin ol anlatayım.

Uraz: Sadece bir haftalık bir şeydi.

Uraz: Zaten size de ondan anlatmadım.

Afra: Peki o zaman bu kız neden bana hesap soruyor?

Uraz: Bilmiyorum.

Afra: Şimdi ne yapayım ben bu kıza?

Uraz: Bilmiyorum.

Afra: Benim yerimde sen olsan ne yapardın? Yani birisi geliyor ve eski sevgilim olduğunu söyleyerek sana hesap soruyor. Tepkin ne olurdu?

Uraz: Anasını, ebesini, gelmişini, geçmişini, yürüdüğü yolları, Almanya'daki dayısını, Trabzon'daki halasını yani yedi sülalesini, okuduğu okulları, seninle konuşan ağzını...

Afra: Eee?

Uraz: Devamını söylemesem daha iyi.

Uraz: Kısaca ve kibarca onu doğduğuna pişman ederdim.

Afra: Tavsiye için sağol, o zaman aynısını bende bu kıza yapmaya gidiyorum.

Çevrimdışı

Uraz: Lan Afra.

Uraz: Gel buraya.

Uraz: Elini kana bulama.

Telefonu yatağın üstüne fırlattım. Nereden çıkmıştı şimdi bu Nil?

Derse girme ihtimaline karşı kırk dakika boyunca bekledim ve sonra Afra'yı aradım. Ancak açmadı.

Gün boyunca da bu böyle sürdü. Cidden Nil'e bir şey yapıp son senesinde disiplinlik olmasından korkuyordum. Yapmazdı değil mi?

Okul çıkış saatine yakın dayanamayarak üzerimi değiştirdim ve okula doğru yola çıktım. En azından yüz yüze konuşurduk.

Yolun yarısında telefonum çalmaya başladığında bir umut Afra arıyordur diye düşündüm ama arayan Ege'ydi.

"Efendim Ege," dedim ruhsuz bir sesle.
"Neredesin sen?" diye sordu. Sesi telaşlı geliyordu.
"Okulun o tarafa geliyorum. Bir şey mi oldu?"

"Afra yok," dedi.
"Ne demek yok?"
"Yok işte. Son iki derse girmedi. Telefonlarını da açmıyor. Haberin var mı diye soracaktım ama belli ki sende bilmiyorsun."

Olduğum yerde durup ellerimle saçımı çekiştirdim.
"Bugün okulda Nil'le kavga etti mi?"
"O kim?"
" Ya boşver kim olduğunu, bir kızla kavga etti mi işte?"

Bir süre düşündü. "Hayır etmedi."
En azından böyle bir saçmalık yapmamıştı. Peki nereye kaybolmuştu?

"Uraz, ben şimdi bizim mekana bakacağım. Sende gidebileceği diğer yerlere bak. Haberleşiriz sonra."
Bizim mekan dediği kulübeydi.
"Tamam," dedim ve kapattım telefonu.

Bir kez de ben denedim aramayı ama açmıyordu.

İlk önce kız kardeşini aradım. Belli etmeden ağzını arayarak eve gidip gitmediğini öğrenmeye çalıştım. Gitmemişti.

Sonrasında aklıma gelen her yere baktım. Ege'de bende bulamamıştık.

Nasıl kimseye haber vermeden böyle ortadan kaybolabilirdi? Eğer amacı bana trip atmaksa uzun bir süre ciddi anlamda gösterirdim tribin nasıl atıldığını.

Ama bir yandan da böyle saçma bir şey yapmayacağına inanıyordum.

Ege'yle ortak bir nokta da buluşmak için parka yürürken telefonum titredi. Hızla çıkartıp elime aldığımda hayal kırıklığı ve öfkeyi aynı anda yaşadım. Yazan Emir'di.

Mesaj panelinden baktığımda bir resim attığını gördüm. Resime bakmak için mesaja tıkladığımda hiç bakmamış olmayı tercih ederdim.

Adeta yolun ortasında kalmış, başımdan aşağı kaynar sular dökülüyormuş gibi hissediyordum.

Önümdeki resimde Afra ve Emir öpüşüyordu.

Afra bana bunu yapmış olamazdı.

Selam!

Bölüm kısa oldu farkındayım.

Bir sonraki bölümde telafi ederiz💜

Sizce Afra gerçekten Uraz'ın canını yakmak için bunu yaptı mı yoksa altında başka bir şey mi var?

Görüşürüz çiçeklerim 🌸

Frezya / Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin