2

754 120 175
                                    

"Sen şaka mı yapıyorsun?!"

"Neden öyle diyorsun?" Atsumu, Osamu'nun yanında bulaşıkları yıkamasına yardım ederken ikisi de kısık sesli konuşuyorlardı. "Biraz eğleneceğim sadece, kötü bir fikir değil bence."

"Nasıl onu bir haftada etkileyebildin ayrıca tabii ki kötü bir fikir, sana bir şey yapmaya kalkarsa ne yapacaksın?!"

"Aslında amaç bu zat-" Atsumu, kafasına aldığı darbe ile başını eğerken Osamu'nun kaşları iyice çatılmıştı.

"Sapıksın diye boşuna demiyorum."

"Kanımda var demek ki, niye yargılıyorsun?" Atsumu çocuksu bir sesle homurdanırken Osamu'ya baktı. "Yine de gitmemi istemiyorsan gitmem."

Bu sefer sessiz kalan Osamu'ydu. Gitmesini istemiyordu, daha bir hafta önce tanıdığı bir yabancı ile Atsumu'nun bu kadar yakın olması onu endişelendiriyordu ama olaylarla, problemleriyle ikisinin başa çıkma yöntemi oldukça farklıydı. Osamu kafasını kurcalayan bir şeyler olduğunda içine kapanır, Atsumu ise onun aksine kendisini insanların içine atardı. Kiyoomi ile anlaştıklarını söylüyordu ve kendisi kadar Atsumu da bir yetişkindi, Osamu bu konuda şüpheli olsa bile, karar onundu. "Beni ilgilendirmez."

Şehire geldikleri ilk gün bir parkta yatmıştı ikizler, ertesi gün de şu an çalıştıkları lokantada bulaşık yıkamaya başlamışlardı. Daha düzgün işler bakıyordu ikisi de ama şu anlık sonuçlar olumsuzdu.

"Atsumu!"

Kiyoomi lokantadan içeri seslenirken Osamu, Atsumu'ya baktı. "Hemen mi gideceksin? Nereye gideceksiniz?"

"Bir bara," sarışın oğlan üzerine bağlı olan önlüğü çıkardıktan sonra Osamu'ya son kez baktı. "eve gidince haber ver."

Osamu içinden kaldıkları oda için, ev denebilirse tabii diye geçirirken cebinden bir miktar para çıkardı. Hayatı boyunca para biriktirmeye alıştığından bir haftalık kazandığı harçlığı da biriktirmişti, Atsumu'nun aksine. Parayı ona uzattı.

"Ne bu?" Sarışın oğlan parayı aldıktan sonra kaşlarını çatarken Osamu'nun niyetini yeni anlamıştı. Kardeşi sırf onun eğlenmesi için bir haftada kazandığı parayı ona veriyordu. "Ben Kiyoomi'ye ödetirim diye düşünüyordum her şeyi."

"Nasıl biri olduğunu bilemezsin, eğleneceksen en azından ağzının tadı kaçmasın."

"Beni ağlatacaksın!"

Atsumu'nun dolan gözleri eşliğinde en sonunda mutfağa giren Kiyoomi ikizlere bakıp Osamu'ya hafif bir baş selamı vermişti. "Hadi gidelim."

"Muhtemelen bu gece gelmem ama bir şey olursa mesaj at." Atsumu az önceki duygusal ifadesinin aksine yüzüne bir sırıtış yerleştirirken Kiyoomi'yi çoktan çekiştirmeye başlamıştı dışarıya doğru. Osamu da Kiyoomi de şaşkındı bir haftada Atsumu'nun onu böyle etkilemesinden.

Koyu gri saçlı oğlan işini tamamladıktan sonra hem kardeşinin hem kendisinin parasını aldı, lokantadan çıktı ve kalabalık sokaklara karıştı. Kaldıkları oda şehrin tenha kısımlarındaydı ve Osamu her ne kadar içe dönük biri olsa da daima kardeşi ile olduğundan ve bir yetimhanede büyüdüğünden yalnız kalmaya katlanamıyordu. Sessizlik onu ürkütüyor ve yalnız kaldığı anda düşünceleri aklını çevrelemeye başlıyordu, bu yüzden en azından gece yarısına kadar sokakta kalmaya karar verdi.

Büyük bir meydana geldi ve meydana bağlı olan onlarca sokağa baktı, rastgele birini seçti ve o sokağa doğru adımladı.

Tahminin ve isteğinin aksine sokak gittikçe kararıp tenhalaşıyordu, sonunda dönmeye karar verdiğinde ise yerde oturup duvara bakan bir oğlanla karşılaştı. Ela rengi keskin gözler duvarı delercesine bakarken Osamu oradan uzaklaşması gerektiğini düşündü, ela gözlü oğlanın sarhoş olduğuna ve başını derde sokacağına emindi. Arkasını dönerken ayağıyla çıkardığı ses ikisinin de dikkatini çekmişti, Osamu ela gözlü oğlandan korkarken Rintarou ise dikkati dağıldığı için öfkelenmişti ve sonunda ikilinin gözleri buluşmuştu.

𝘭𝘰𝘴𝘵. -𝘴𝘶𝘯𝘢𝘰𝘴𝘢Where stories live. Discover now