𝘭𝘰𝘴𝘵. -𝘴𝘶𝘯𝘢𝘰𝘴𝘢

9

"Ne?" Osamu'nun sesi ne kadar şaşırdığını gizleyemedi. 

Rintarou, Osamu'nun tepkilerine izlerken oldukça ciddi bakıyordu.

"Ben, şey, bilmem ki. Ben daha önce hiç şey etmedim." Osamu paniklemişti çünkü daha önce ne birisini öpmüştü ne de birisinden hoşlanmıştı doğru düzgün. "Nereden çıktı hem bu?"

"Hayır dersen öpmeyeceğim. Bana net bir cevap ver." 

Osamu çok gerildi, Rintarou'yu öpmek istiyordu ama ne yapacağını da bilemiyordu. Yine her şeyi fazla düşünmeye başlarken Rintarou hafifçe iç çekip kafasını çevirmişti. Hayır olarak algılamıştı bu tavrı.

"Sadece ilk defa birisi bana önyargısız yaklaşıyor ayrıca zekisin, senden etkilendiğimi söylememe gerek yok sanırım." Ela gözlü oğlan mırıldandı.

"Bende etkileniyor musun? Zeki miyim?" Osamu mırıldandı. Rintarou'nun onu beğeneceğini hiç düşünmezdi. "Benden gerçekten etkileniyor musun?"

"Hoşuma gitmeyen birini neden öpmek isteyeyim? Neyse, dönelim artık." Rintarou'nun ne kadar huysuzlandığı belli oluyordu. Kibirli birisiydi ve reddedilmeyi kaldıramıyordu ama Osamu'ya da saygı duruyordu. Osamu'yu kırmamaya çalışırken kendi tepkilerini de bastıramıyordu.

Rintarou ayaklanıp gidecekken Osamu onu bileğinden yakaladı.

"Öpebilirsin ama ne yapmam gerektiğini bilemiyorum." 

"Sorun birini nasıl öpeceğini bilmemen miydi gerçekten?" Rintarou kaşlarını hafifçe kaldırdı. Deminki huysuzluğunun aksine Osamu'nun bakışlarını kaçırdığını gördüğünde yüzüne bir sırıtış yayılmıştı. "Daha önce kimseyi öpmedin mi?"

"Niye yüzüme vuruyorsun?" Osamu, Rintarou'nun bileğini bıraktı. Pek utangaç birisi değildi ama Rintarou'nun cümleleri, hareketleri onu istemsizce panikletiyordu. Saniyeler içinde ise Rintarou ona uzanmış, öpmeye başlamıştı Osamu'yu.

Osamu başta ne yapacağını bilemedi, kulaklarının yandığını hissediyor ve kulaklarının uğultusundan hiçbir şey duyamıyordu.

Ne kadar süre geçtiğini bilmiyordu Osamu ama sonunda Rintarou geri çekildi, deminki huysuz ifadesinin aksine yüzündeki sırıtış iyice genişlemişti. "Daha önce kimse onu öptüğüm için heyecanlanmamıştı."

"Kes sesini." Osamu eliyle kulaklarını kapadı. Rintarou ise inadına Osamu'nun ellerini geriye çekti.

"Çok sevimli duruyorsun."

"Rahat bırak beni."

"Alt tarafı bir öpücüktü, sakin ol."

"Biraz daha şöyle ukala davranırsan yapıştıracağım suratına bir tane!"

"Bir öpücük daha hakkım olacaksa vurabilirsin."

Osamu sonunda bağırıp geri çekilmişti. "Sinir ettin beni!"

"Ama benden etkileniyorsun." Rintarou'nun cevapları hızlı, hala ukalaydı. "Bir öpücük daha istersen seve seve öpebilirim."

"Git başımdan!" Osamu geriye çekilmiş, kaldıkları eve ilerlemek için yürümeye başlamıştı.

Osamu çok olmasa bile yapılıydı, en azından Rintarou'dan daha yapılı olduğuna emindi. Buna rağmen Rintarou onu hiçbir şeymiş gibi belinden yakalamış ve çenesini omzuna yaslamıştı. 

"Tamam daha fazla uğraşmayacağım seninle, sakin ol." Osamu'nun kulağına kısık sesle konuşurken Osamu iyice kızarmıştı. 

"Niye böylesin sen?"

"Bilmiyorum sanırım pek normal değilim." Rintarou tekrar sırıttı. Osamu'nun yüzündeki kızarıklığın geçmesini bekledikten sonra gri saçlı oğlanın çenesini tutup yüzünü kendisine tekrar çevirdi ve öptü. Bu seferki öpücük önceki gibi utandırmadı Osamu'yu, en azından kulaklarındaki uğuldama yok olmuştu. 

Gerçekten hoşuna gidip gitmediğini sorguladı Osamu. Daha önce hiç kimseyi öpmemişti ve birisiyle "bu kadar" yakın olmak ona tuhaf geliyordu bu yüzden kardeşinin birilerini öptüğünü gördüğünde bile hep onunla dalga geçmiş, iğrenç olduğunu söylemişti. Buna rağmen Rintarou'nun kokusu ona gittikçe daha yakın geliyor ve her geçen saniye daha çok hoşuna gidiyordu öpücük. 

Birkaç saniye sonra Osamu gözlerini araladı ve ay ışığının altında parıldayan ela gözlerin ona pür dikkat baktığını gördü. 

İlk defa Atsumu'nun neden fiziksel temastan bu kadar hoşlandığını anladı Osamu. Kendisi için bir ilkti ama Rintarou'nun kokusu, belindeki kolları, yanındaki yüzü gerçekten hoşuna gitmişti Osamu'nun. 

Rintarou geri çekildikten sonra diliyle dudaklarını ıslattı. 

"Hoşuna gidiyor değil mi?"

Kısık sesle sorarken Osamu'nun gözlerini kaçırdığını fark ettiğinde yüzündeki ukala sırıtışı iyice genişledi ve gri saçlı oğlanı kolundan yakalayıp evine doğru çekiştirmeye başladı.