2-

1K 52 7
                                    

Telefonu aldığım yere geri koydum. Birinden ayrılmak kötü bir şey değildi ki.. Ben doğru insanı bulamamıştım hâlâ, ilk öpücüğümü de ona saklıyordum. İrem'e baktım. Uyurken ne kadar da savunmasız duruyordu. Üzerini örtüp odadan çıktım.

" İrem uyuyor mu? " Abimin sesiyle sıçrayıp arkamı döndüm. Mutfakta tabakta duran mantıyı yiyordu. Su bardağına su doldurup bir dikişte içtim suyu. " Evet, ağlaya ağlaya uyudu. "

İrem için çok üzülüyordum. Şu çocukla konuşsam belki İrem'e bir şans verirdi. Lisedeyken beni hep savunurdu İrem, hep yardımcı olurdu bana. Şimdi sıra bendeydi. İrem'in yattığı odaya girip telefonunda K diye kayıtlı olan kişinin numarasını aldım. Yarın bu işi halledecektim. Odadan çıktığım sırada mutfaktan gelen kırılma sesiyle mutfağa doğru koştum.

Abim delirmiş gibiydi.. " Abi? Ne oluyor, ne bu hâlin! " Abim cevap vermeden öylece boşluğa bakıyordu. Günlerdir bir sıkıntısı vardı ama beni üzmemek için bir şey demiyordu.

" Dava açtılar bana. Sırf bana asılan bir kadına yüz vermedim diye dava açtılar ve nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum Mila. "

**

Abim zengin bir iş adamının kardeşi için ev tasarlıyormuş ama kadın sürekli abimle yalnız kalmak için fırsat kolluyormuş. Abim kesin dille kadını reddedince o da abime iftira atıp dava açmış. Nasıl insanlar bunlar anlayamıyorum, reddedince neden çirkinleşiyorlar?

Kafeye geldiğimde Cansu bana birinin beni beklediğini söylemişti. İrem'in sevgilisini yani eski sevgilisini konuşmak için çağırmıştım. Masaya yaklaştığımda gözüm seğirmeye başladı. Dün tartıştığım adam tam karşımda duruyordu.

" Sen? Sen.. İrem'in sevgilisi sen misin? " Gülümsedi. Sonra beni düzeltti. " Eski sevgilisi diyelim."

" Bak, İrem ayrılığı kabullenemedi bir türlü. Arkadaşın için benimle konuşmak istemen güzel ama İrem'e karşı tek bir duygum bile yok. Ona söyle, bana yazmaya devam ederse yasal yollara başvuracağım."

Oturduğu yerden kalkıp kapıya yöneldi. O sırada İrem içeri giriyordu. Bizi görünce koşup yanımıza geldi. " Kerem? Ne işin var burada senin? " Sonra bana döndü.

" Sonunda karşılaştınız, işte benim yakışıklı sevgilim Kerem." Kerem bana döndü bak işte dercesine. İrem gerçekten de iyi değildi. Kerem tek kelime etmeden çıkıp gitti.

**

Kerem-

Şirkette işler çok yoğundu bir de halamın saçma sapan şeyleriyle uğraşıyordum. Adamın birine dava açmıştı. Dava dosyasına baktığımda adamın suç işlediğine dair bir delil yoktu ama halam ifadesinde Kuzey Ilgaz'ın onu sözlü olarak taciz ettiğini söylemişti. Adamı biraz araştırınca Mila'nın abisi olduğunu öğrendim.

Mila sürekli gittiğim kafenin sahibiydi. Aylar önce babam oraya gidip yemek yediğinde Mila'yı görüp beğenmiş ve gelip bana anlatmıştı. O günden beri de sürekli bana o kızı kaçırma diyip duruyordu. Onu görmek için bir kaç arkadaşımla kahvaltıya gittik. Biraz sabrını sınamıştım.. Az daha zorlasam dışarı atacaktı beni.

İrem'in en yakın arkadaşının bu kız olduğunu bilmiyordum. İki sene önce bir davette tanışmıştık. O zamanlar her şey iyiydi ama yedi ay sonra sıkılmıştım ondan. Bunu bile bile ayrılmıyordu benden. Babam bu kızın paragöz, zengin koca avcısı bir kız olduğunu düşünse de ben öyle düşünmedim hiç bir zaman. İrem sadece fazla hayalperestti, onunla ciddi bir ilişkim olmamıştı hiç. Çevresindekilere ayrıldığımızı bile söylememiş hâlâ birlikteyiz diyormuş. Bana takıntılıydı.

**
Yemekte babam ve halam yine dava konusunda konuşuyorlardı. Annemse onları gözlerini devirerek izliyordu. Halamı oldum olası hiç sevmez annem, hoş bende pek sevmem ama babamın hatrına sesimi çıkarmıyordum. Halam flörtöz bir yapıya sahipti, ona göre tüm erkekler onun çevresinde onunla yatmak için sıraya girmişlerdi. Yüzünü onlarca estetik operasyonla gerdire gerdire genç görünmeye çalışıyordu ama nafile.. Telefonumdan şoförüm ve aynı zamanda özel işlerimi yapan Aslan'a mesaj attım.

Cevap hemen gelmişti.

Aslan:

Şüphelerinizde haklıymışsınız Kerem Bey. Halanız Aysima Hanım Kuzey'e iftira atmış.

Telefondan kafamı kaldırıp halama baktım. Ne kadar da rahat oturuyordu öyle. " Kerem, seninle bir şey konuşmam gerek. Çalışma odama gel. " Babam bunu söyleyip masadan ayrıldığında ben de kalkıp onun peşinden gittim.

" Geç, otur. " Çalışma masasının karşısındaki koltuklara oturduk.

" Gittin mi kızı görmeye? " Kafa salladım.

" Gittim ama o iş olmaz baba. Kız, İrem'in en yakın arkadaşı hem de benimle evleneceğini zannetmiyorum. " Babam gülümseyip bana doğru eğildi.

" Beni ilgilendirmez Kerem. O kızı ikna edip bu eve gelin getirmezsen seni evlatlıktan reddeder, mirastan da men ederim. "

**

Mila-

Aradan bir kaç gün geçmişti. Abim hayalet gibi ortalıkta dolaşıyor, işe de gitmiyordu. Onun bu hâli beni çok üzmüştü. Abimi böyle görmek istemiyordum. O benim ailemdi. Annem ölürken beni ona emanet etmişti. Şimdi onu böyle görmek bitiriyordu beni.

" Mila Hanım, Kerem Bey geldi. Sizi görmek istiyor. " Bir şey demeden kafenin kapısına çıktım. Ellerini cebine koymuş ayağıyla yerde ritim tutmuştu. Beni görünce yanıma geldi.

" Konuşmamız lazım. Ama burada olmaz, gel benimle. " Elimden tutup çekiştirerek arabaya bindirdi beni. Bir şey dememe fırsat vermeden arabayı çalıştırdı.

Kafenin hemen aşağısındaki sahile gelmiştik. Arabadan indik. Beklentiyle ona baktım.

" Söyle artık, kafeye dönmem lazım."

Bana yaklaştı. " Benimle evlenmeni istiyorum. " Boş boş ona baktım. Sonra kahkaha attım, bir kaç yüz bize dönmüştü. Kerem kolumdan tutup beni arabaya bindirdi, kendi de bindikten sonra kapıları kilitledi.

" Ciddiyim, eğer abini bu davadan kurtarmamı istiyorsan teklifimi kabul edersin. "

Kalbimdeki  YaraWhere stories live. Discover now