11-

704 44 2
                                    

" Açın  şu  kapıyı!! " Tuna Hanım  beni depoya kilitleyip gideli dört  saat falan olmuştu. Telefonumun şebekesi yoktu, kimseyi arayamıyordum. Gözyaşlarımı  silip kapıyı  açmama  yarayacak  bir şeyler  bulmak için  deponun içinde  gezinmeye başladım.

Masanın üzerinde bir paket yemek duruyordu. Her şeyi  ayarlamışlardı. Masanın  üzerine  çıkıp  telefonu  iyice havaya kaldırdım. " Oh, sonunda!! " Hemen Kerem'i aradım  ama açmadı. Sonra  Aslan'ı  aradım. İlk çalışta açmıştı.

" Aslan!! Tuna Hanım  ve İrem beni bir depoya  kapattı. Adresi atıyorum,  gelip beni al. " Şebeke  tekrar gitmeden  Aslan'a  adresi yazıp yolladım.

**
  " Mila? İyi misin? " Gözlerimi  açtığımda yanımda Aslan ve tanımadığım bir adam  vardı. Koltuğun  üzerinde  uyuyakalmıştım. Hemen kalkıp  Aslan'a  sarıldım.

" Lütfen  hemen gidelim buradan."

Aslan beni kucağına  alıp depodan çıkarttı. Yanındaki  adam deponun bekçisiymiş ama bir şey  görmemiş. Zaten Kerem'in annesini  ve en yakın  pardon eski en yakın  arkadaşımı  polise şikayet  edecek  değildim.

" Kerem'e haber verdim. Seni şimdi  Başak'ın evine götüreceğim, orada daha rahat edersin."

**
Başak  abla beni gördüğünde çok  sevinmişti. Eşini  ilk kez görmüştüm. Çok  güleryüzlü, kibar birine  benziyordu. " Yengem gelmiş!! Yenge, hadi gel seni oyun odama götüreyim."

Karya beni çekiştirerek  merdivenlerden  çıkarırken  Başak  abla ve Sinan abi Karya'nın  bu hâline  gülüyordu.  Karya'nın  oyun odasına  girdiğimde çocukluğum aklıma  gelmişti. Benim  de böyle  bir odam vardı  ama biraz  büyüyünce  o odayı  çalışma  odası  yapmıştı  babam.

" Dayım birazdan gelecekmiş, birlikte bir şeyler oynarız  dimi? " Gülümseyip  kafa salladım. Sonra Karya gülümseyip  kulağıma  fısıldadı.

" Yarın  dayımın  doğum  günü. Burada kutlayacağız, çok  güzel  olacak. Seninle dayıma kurabiye yapsak olur mu? "

Kerem-

Ablamın  evine gittiğimde  Mila oradaydı. Yanına  gidip ona sıkıca  sarıldım. Sırf  onu görmemek için  kendi evime girmiyordum. Çünkü  onu görürsem yumuşardım. Dayımı çok severdim ben.. Onunla oyun oynamaya bayılırdım. Daha dört  yaşındaydım  o öldüğünde  ama yine de hatırlıyordum  onu.

Mila daha yeni doğmuş  bu olay olduğunda  ama yinede onu kendi  içimde  affedemiyordum. " Katilin kızıyla evlendin,  katilin kızı! " diye bağırmıştı  annem. Aslan her ne kadar bana karşı  çıksa  da ben intikam almaya yemin etmiştim. Onu beklemediği anda , beklemediği şekilde vuracaktım.  

" Dayı, bak.. Yengemle kurabiye yapıyoruz. " Karya çok  eğleniyordu. Mila'yı  çok  sevmişti ama bu kadar alışması kötü  olmuştu. Gülümseyip pişen  kurabiyelerden bir tane alıp  ağzıma  attım.  Çok  sıcaktı.

" Yenge, bak dayımın  ağzı  yanıyor. Üflesene. " Mila yaklaşıp  ağzıma  doğru  üfledi, geri  çekilecekken  belinden tutup  kulağına  doğru  fısıldadım. " Seni çok  özledim. "

**

Sabah ablamın  evinde telaşlı  bir koşuşturma  vardı.  Karya ve Mila mutfakta  bir şeyler  hazırlıyordu  ama beni  içeri  almamışlardı. Ablam da beni  aceleyle kapıya atıp  kapıyı  suratıma  kapattığı  için  erkenden  şirkete gitmek zorunda kalmıştım.

" Kerem Bey, yanlış yapıyorsunuz. Daha emniyetteki ifadelere , raporlara ulaşamadık. Sadece   Serhan Aybars'ın yani  dayınızın o evde öldüğünü  biliyoruz. Sizce de Mila'nın  üzerine  çok  gitmiyor musunuz? Daha yeni İrem ve Tuna Hanım  onu bir depoya kilitledi. Daha ne kadar ezdireceksiniz onu? "

Öfkeyle  ona baktım. Mila'yı  bu kadar düşünmesi sinirimi bozuyordu.

" Mila'yı  bu kadar  düşünmene  gerek yok. Onunla arana mesafe koymazsan  olacaklardan  sorumlu değilim. Ayrıca dayım o evde ölmüş. Ya Mila'nın annesi ya da babası öldürdü onu. "

Aradan saatler geçmişti. Şirkette işimizi  bitirip  ablama geçtik. Etraf balonlarla süslenmişti. Havuzun kenarına  da masalar yerleştirilmişti. Sonra onu gördüm.  Mila'yı..

Kırmızı  bir elbise giymişti,  elinde tuttuğu  pastayı  bana getiriyordu. İntikam düşüncesi  aklımdan  uçup gitmişti. Sadece bu geceyi düşünüyordum. Ona aşıktım  hem de deliler gibi.  " İyi ki doğdun  Kerem. "

Mila, pastayı  masanın üzerine  bırakıp  Karya'yı kucağına  alıp  yanıma  geçti. " Dayı,  hadi üfle. Bak, yengem yaptı  bu pastayı."

Pasta kesildikten  sonra Mila'yı  dansa kaldırdım. " Kerem, seninle her şeye varım. Yeter ki sen ol. " Gülümseyip  alnına  bir öpücük  kondurdum.

O sırada  Karya koşarak  geldi.

" Hediye zamanı, sonra dans edersiniz hadii." Mila'nın  elini tutup salona doğru yönlendirdim. Ablam tüm  arkadaşlarımı  davet etmişti partiye. Hepsi beni tebrik edip hediyelerini verip  yerlerine  geçti. En sona Mila kalmıştı. Elindeki hediye paketini verdi. Tablo gibi bir şeydi. Gülümsedim. Sonra kalabalığa  doğru döndüm.

" Mila, evet benim canım karım. Dayımı öldüren  kadının  kızı,  katilin kızı. " Hediyeyi yere bırakıp  Mila'yı  kendime çekip  kolundan tutup öne doğru ittim. " İyi bakın, bu kadının  annesi benim dayımı öldürmüş. Ve ben bu kadınla  evlendim. Şimdi sizlerin gözü  önünde  onu buradan  kovacağım. "

Ablam ve eniştem engel olmaya çalışsa  da Mila'yı  kolundan  tutup dışarı  çıkardım. " Bu da benim intikamımdı Mila Argun. Şimdi buradan defolup gidiyorsun." 

Kalbimdeki  YaraWhere stories live. Discover now