11

4.1K 320 205
                                    

Hange'nin nefes almak kadar basit bir şeymiş gibi dediği lafa hâlâ tepkisiz bakıyordum.

"Hadi be harika olduğumu düşünmüyor musun?"

"Cidden ona aşık olduğumu mu söyledin?"

O kendine özgü kahkahalarını atarken bazen Jean'e değil de Hange'ye at demeleri gerektiğini düşünüyordum.

"Tabii ki şak diye yüzüne demedim ama ona karşı boş olmadığını düşündüğümü söylemiş olabilirim."

İyi iyi bu kesinlikle çok iyi.İhtimal demek belirsizlik demek belirsizlik demek inkar edebilmek demek.

Ama niye inkar edeyim ki o da hoşlanıyor gibiydi.Hoşlanmasa o kadar yakınlaşmazdı herhalde.

Bir şeyler geveleyip kendi odama geçtiğimde tüm perdeleri kapamış gözümü sıkıca yummuştum.Artık olacakları kader belirleyecekti.

2 hafta sonra

Sefer takımını tamamladıktan sonra hazırlanmalarını ve üç gün sonra Kaptan Levi ile gelip onları da alarak sura gideceğimizi söyledim.

Armin'in de desteği ile Jean,Mikasa ve Ymir'i yanıma almıştım.Eren'i de ne kadar almak istesem de Hange ile yapmaları gereken deneyler vardı.

Hazırladığım çantanın içine kıyafetlerimi ve temel birkaç bakım eşyasını koyduktan sonra binanın önünde bekleyen at arabasına ilerledim.

Levi atı severken beni gördüğünde arabanın içine geçti.Suratsızlığı cidden çekilecek türden bir şey değildi.

Yolculuk sırasında Hange eski bir adet olduğunu iddia ettiği şeyi yaptı.

At arabasının arkasından su attı.

Evet doğru duydunuz su.

Anlamı da su gibi gidip gelmemizmiş.Cidden bazen okuduğu kitapları kontrol etmemiz gerekiyordu.

Yolculuk başlarında ikimizde pek konuşma heveslisi değildik.İşime geldiği için kendi tarafıma uzandım.Ancak boyum sığmadığı için ayaklarım rahat etmiyordu.

"Tch belin kırılmış gibi durma."

"Uykum var."

"Daha yola yeni çıktık?"

Nani?

"Zaman kavramın bile garip."

Cevap vermediğinde doğrulup dik dik yüzüne bakmaya başladım.

Şu an ki konumundan memnun olmadığı apaçık ortadaydı.Kitap okuyamıyordu çünkü midesi bulanırdı.Çay içemiyordu keza ne demleyebilir ne de sarsıntıdan içebilirdi.Uyusa ah onu genel olarak pek yapmazdı zaten.

"Biraz daha öyle bakarsan bana aşık olduğunu düşünmeye başlayacağım."

"Daha o kadar düşmedim."

Sırıttığında hatırladığını anlamıştım.O gün bunları yaşayacağımızı kim bilebilirdi?

"Sohbet edelim."

Kafasını çevirdiğinde kolunu kapıya yaslayarak eliyle yüzünü sabitledi.

"Edelim."

Evet fikri atan sensin (y/n) hanım şimdi bul bir konu.

Birkaç dakika düşündüğümde konuşan o oldu.

"Ivanov.Soyadın değil mi?"

"Evet."

Erwin hariç kimse soyadımı bilmiyordu.Onunla birlikte bilen diğer üstlerim de ya emekli ya da şehit olmuştu.

"Bunca yıl bu denli gizli tutarken şimdi nasıl bu kadar rahatsın?"

LevixReader |+18|Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora