14

3.7K 275 327
                                    

Dans bittiğinde saat daha yalnızca sekize geliyordu.

Eski tanıdıklarım ve annemle vakit geçirmekten az daha asıl gelme amaçlarımdan birini unutuyordum.

Yarın geri döneceğimiz için Levi'ı asla şehir içine girmeyi kabul ettiremezdim.

Onu komutanlardan birinin lafa tutmasını fırsat bilerek balo salonundan hızla çıktım.

Direkt odama yönelip üzerime rahat hareket edeceğim bir şeyler giydikten sonra mutfak bölümüne girdim.

Tüm bu konuşma ve dans işleri beni iyice susatmıştı bir de bunun üzerine yirmi dakikalık yol çekemezdim susuz.

Ancak mutfağa girmemle bir kadına çarpmam bir olmuştu.

"Özür diledim efendim tamamen benim ha-"

Tanrım sanırım şanslı günümdeyim.

"Yerde aradığımı gökte buldum desene."

Yüzüme korku ile bakan Rico'yu yakasından tutarak kaldırdım.

"Bak bu senin yüzünden bu hâle gelen kolum."

Sonrasındaysa karnına bir tekme geçirdim.

"Bu da beni arkada bıraktığında koşmaktan bitap düşen bacağım."

Tekrar bir tekme savurduğumda yüzü diğer tarafa bakacak şekilde yerde duruyordu.

Bir bardak su içerken mutfakta kimsenin kalmadığını fark ettim.

Aslında amacım onu dövmek falan değildi sadece beni görünce o meymenetsiz suratında bir mimik oynayacak mı merak etmiştim.

"Beni arkada bırakarak doğru kararı verdiğini düşünüyor musun?"

Bir süre ses vermedi.Ancak hıçkırık sesleri tüm mutfağı doldurmuştu.

"Tabii ki hayır.Lanet olsun seni de dönüp alsaydım şu an asıl mesleğimi yapabilirdim.Şimdiyse hâlime bak salak zenginlere hizmet ediyorum."

Petra kafe çalıştırdığını söylemişti.Burada genelde mutfak şefleri ana yemeklerden sorumlu olur şehir insanının yoğunlukla tercih ettiği yerler de tatlıları sağlardı.

Erwin insanları tıpkı bir kitap gibi okuma konusunda uzmandı.Kim neye ne tepki verir ne onu en çok etkiler her şeyi basit bir analiz gibi söylerdi.

Rico için de en önemli şey mesleğiydi.Komutan Pixis'e hayrandı ve rütbesiyle astlarına emir vermeye bayılırdı.

Onun gibi biri için orduya adım atamamak büyük bir acı olmalıydı ki öyle de olmuştu.Benim hayatımı kaybetmem,aylarca orada kısılı kalmam veya çeşitli uzuvlarımın zarar görmesinin onun gözünde bir önemi yoktu.

Herbirimiz kaybedilebilecek piyonlardık.En kötüsü kendini de öyle görmesiydi.Ve Erwin ondan tüm bu yetkilerin alınmasını sağlayarak kendi küçümsediği sıradan bir vatandaş olmasını sağlamıştı.

Bardağı bir kenara koyarak ayağa kalktım.Rico'ya son bir kez bakarak mutfaktan çıktım.Tekrar odama döndüğümde yarın erkenden yola çıkacağımız için hızla uykuya daldım.

Gecenin ilerleyen saatlerinde kapımda bir tıkırtı sesleri işittim.

Uykum o kadar hafifti ki cama çarpan dal bile beni hızla uyandırabilirdi.

Yattığım pozisyonu bozmayarak elimi bacağımda bağlı duran bıçağa uzattım.

"Uyanık olduğunu biliyorum."

"Saat kaç?"

"Üç."

Levi'a doğru dönüp baktığımda yorgun gözüküyordu.

LevixReader |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin